ŞEHVET

Bilmediğim His

Kendimi hissettiğimde bir Bakırköy'de sahilde oturuyordum. Rimellerim akmıştı ve berbat göründüğüme kalıbımı basardım.

Tam şu an diyorum keşke gelip öldürseler de kurtulsam bu boktan hayattan. Acım kesilse.

Ne olduğunu hatırlamak bana kafamı kopartmak gibi bir acı hissettiriyor.

***

"Lanet olsun Edu, buraya gel."

"Arkadaşın çok yakısıklıymış." dedi bir ses. Aniden arkama döndüm ve şaşkın bir şekilde suratıma bakıyordu.

"Yanlış bir şey mi dedim?"

"Mmm... Hayır. Dalmışım. Ürktüm sadece."

"Ben Kaya" , elini uzattı.

Bir an eline bakakalmıştım. Tek kaşını kaldırdı ve...

"Asya, Asya Ardınç."

"Çok havalı gerçekten." kahkaha atıyordu. Neden her şeye gülüyor bu adam?

" İyi geceler Kaya" hafifçe tebessüm ettim ve ışık hızıyla kaçtım oradan.

Neden böyle yaptım, bilmiyorum.

Ben galiba erkekleri sevmiyorum ya.

Yine bir ev yine karanlık. Yine sessiz. Ve yine açım.
Allahtan bizim gibi üşengeç ve yalnız kızlar için hazır gıdalar var. Teşekkürler düşünen insanlar.

Love Rosie. Bu film bana küçüklük aşkımı anımsatıyor. Kavruk tenli Eddy. Onunla dışarı çıkacağım zaman annem hep 'Çok çikolata yeme charly' derdi. Onu gerçekten çok öperdim. Ne kadar da yılışık bir kızmışım.

Bunları düşünürken kapı çaldı. Edu ile ben birbirimize bakakaldık. Bizim kapımızı kimse çalmazdı ki.

Kaya.

"Selam Aslı"
"Asya"
Aptal gibi gülüyor. Neden hep güldüğünü anlamadım.

" Sitenin arka havuzunda ufak bir parti var 'Yaza güle güle ' partisi. Gelmek istersin diye düşündüm."
Iyyhh parti mi?

"Aslında be..-"
"Yo yo gel gerçekten senin gibi biriyle daha yaşadığım için. Bu konuda profesyonelim."

"Bak ben ci...-"

"Bekleyeyim mi? Gelir misin?"
Bir an düşündüm. Kafa dağıtabilirdim.
"Olur. Ben gelirim."
Göz kırptı ve uzaklaşırken arkadan onu süzüyordum. Gayet şıktı. Birden garajın ordan Aras çıktı Tanrım. Çok seksi.

Ucuz bir parti değil sanırım.

O partiye gidilecek..!

Hemen en seksi kıyafetler, topuklu ayakkabılar, saçlar, makyaj ile Ardınç kadını oldum. Edu'ya da smokin giydirdim. O benim sevgilim..

Tam evden çıkıyordum ki. Aynada yansımama baktım.
Üzüntü
Yalnızlık
Hatta acizlik yok olmuştu. Bu maskeyi annemden öğrendim.

Gayet hoş gözüküyordum. Sonra gözlerimi kapattım. Yaş ondokuz ama sanki ben otuzbeşimdeyim...
***

Partinin olduğu kısma geldiğimde , insanlar ve yapmacık hareketleri bir an midemi bulandırdı ama toparlamam 3 saniye sürmüştü. İlk gözüme takılan Aras'tı. Elinde viski bardağı ile rahat bir şekilde oturuyordu. Üstündeki gömleğin tahminen 4 düğmesi açıktı.

Yavasça ilerlemeye başladım. Tanrım boya küpü kızlar.Birbirlerini dürterek beni gösteriyorlardı. O an Kaya döndü arkasını. Garip bir gülümseme yerleştirdi suratına ve bana doğru yürümeye başladı.

"Oaa kaplumbağa sarayından çıkmış. Harika gözüküyorsun."
"Teşekkür ederim, sende" hafifçe gülümsedim.
"Gel bizim olduğumuz yerde takıl. Kaplumbağa seven insan çok." gülüyordu
Çok saçma konuşan erkek iticiliği.

Kabul ettiğimi belirten bir gülümseme yerleştirdim suratıma. Aras'ın olduğu yere gidiyoruz.

"Aras" dedi Kaya gülümseyerek.
O ise tepkimesizdi. "Takıl buralarda Aslı" dedi.
"Asya" bacak bacak üstüne atarken düzeltme yaptım. Gülüyordu.

Sonra L şekli koltukta çaprazımda oturan Aras'a gitti gözüm. Tüm dikkatle bacaklarıma bakıyordu. Aman Allah'ım.

Eduyla selfie yapıyorduk. Lehissa'ya atacağız.
Baya fotoğraf çektik. Edu'ya yakışan smokin belki bir çok erkeğe yakışmıyor. Telefonu elimden indirdiğimde eğlenmenin verdiği mutlulukla hala gülüyordum. Aras'a gitti gözüm. Bıyık altından bize gülümsüyordu.

Bunu bu kadar çok seveceğimi hiç düşünmezdim.
Hafif slow bir müzik çalıyordu. Etrafımda öpüşen çiftler, telefonla uğraşanlar, sohbet edenler ve büyük coğunlukla dans eden tipler vardı. Çok itici.

Yanımıza sarışın, balık etli -ne balık etlisi ya şişko- bir kız geldi. Aras'ın elinden tutarak,"Hadi Aras ya dans edelim."
Bense o tarafa bakmamaya çalışıyorum.

Birden güçlü bir el elimden tuttu ve ayağa kaldırdı. Noluyo der gibi önce koluma baktım. İçimdeki korku ve endişe gereğiyle istemsiz sanki öldürecekmiş gibi kafamı çevirdim ki, bana bakan bal rengi gibi ama değil, kahverengi gibi ama değil, gri gibi ama değil olan iki çift gözle karşılaştım. Zırhımı bırakmıştım. Bir an güçsüzleştim. Hala eli elimde yürüyorduk. Aniden durdu ve kendine çekti beni. Galiba dans ediyoruz.

Şaşkın şaşkın ona bakarken bana hiç bakmadığını farkettim. Deli mi ne !

Muhteşem kokuyordu. Cildi çok güzeldi. Yapılıydı. Güven vericiydi.
Bir an kaybettim kendimi. Toparlayabilmek için etrafa göz gezdirdim. Edu yok!

Aras'ın kollarından nası kurtuldum bilmiyorum. Koşmaya başladım bir yandan da "Eduuu! Tanrım nerdesin ?" diye bağırıyordum.

Sitenin içinde deli gibi koşarken. Gözümden yaşlar damlamaya başladı. Tekrar bağırdım, kafamı ellerimin arasına alırken "Eduu!"

"Hey sakin ol." dedi biri.
Işık hızıyla arkamı döndüm. Aras.
İki şoku aynı anda yaşamak zor gelse gerek , bakakalmıştım.

"Kes sesini." dedim. Edu ortada yokken ben sakin olamazdım. Olmamalıydım.

"Siteden çıkamaz zaten. Güvenlik sahipli köpekleri çıkartmaz."
"İnsan mı bu nerden bilecek ?!"

"Hayır sadece smokinli bir köpek."

Haklıydı. Kimse sokaktaki bir köpeğe smokin giydirmezdi.
Ordan bir havlama sesi duydum. Allah'ım Edu! Koşarak bana geliyodu. Kollarımı açtım ve ona sımsıkı sarıldım.

Ayağa kalktığımda Aras'ın eli cebinde bir şekilde yürüdüğünü gördüm. Yine vahşiliğimi konuşturmuştum. Hızla Edu'ya onu gösterdim ve Edu koşarak onu pantolonundan tuttu. Yere oturarak onu seviyordu.

Çok yakışıklı.

"şey..Kusura bakma. Gergindim biraz." dedim. Acaba ne kadar daha saçmalayacaktım. 
"Biliyorum." dedi
Biliyorum ne ya?

"İyi akşamlar" dedim . Yanından geçerken ve sonra Edu'yla eve koşmaya başladık. Bu harika bir şeydir.

ARKADAŞLAR YORUMLAR LÜTFEN ^.^