Peter sabah uyandığında kendisini babasının kollarından usulca ayırdı. Onu uyandırmamaya dikkat ederek ortak salona ilerledi.
Evet, dün gece Stark'ın ona karşı tavırları çok hoştu. Ama affetmesi için yeterli değildi. O affetse, küçüklüğü edemezdi. Belki de adamın ona olan bu ani sevgisi sadece vicdan azabıydı.
Herkes hala uyuyor olmalıydı. Ama koltuklardan birinde oturan Thor'u görünce gülümsedi.
"Günaydın Midgardlı, daha iyi misin?"
Parker başını salladı. Yakışıklı tanrı da gülümseyip onu kendine çekti, kolunu genç adama sardı.
"Saygıdeğer kardeşim bugün bizi ziyarete gelecek ama babacığın ondan nefret ediyor. Onu ikna etmek zor olacak gibi."
Güldüler. Daha sonra Nat ve Steve uyandı. Dörtlü birlikte kahvaltı hazırlamaya başladı.
Tony ise uyandığında Peter'i yanında görmeyi beklerdi. Somurttu, yüzünü yıkadıktan sonra Peter'in orada olduğunu düşünerek ortak salona indi.
Belli ki en geç uyananlardan biriydi. Birkaç kişi dışında tüm ekip kahvaltı masasındaydı. Peter'i görünce gülümsedi. Ama Parker onun gülümsemesine karşılık vermedi. Neden böyleydi?
"Günaydın ekip."
Herkes ona selam verdiğinde Stark, oğlunun yanına ilerledi. Elini masaya yasladı ve bir öpücük kondurmak için çocuğun saçlarına eğildi. Ama Peter ona hiç bakmadan öne doğru eğilerek buna engel oldu.
Ekip buna şaşırmadı, çünkü hepsi dün gece olanlardan bir haberdi. Ama Tony gerçekten bozulmuştu. Yine de dile getirmeyip çocuğun yanındaki sandalyeye oturdu.
Steve boğazını temizleyip konuya dahil oldu.
"Tony, bugün Loki gelecekmiş."
O an milyarder adamın içtiği kahve boğazında kaldı. Herkes bu haline gülerken Peter endişeyle adamın sırtına vurdu. Sonunda Stark'ın nefesleri düzene girdiğinde Parker sesindeki endişeyle sordu.
"İyi misin?"
Babası sadece başını sallayabildi. Sonunda konuşacak hale geldiğinde sesi netti.
"O ruh hastasını kulemde istemiyorum!"
Sonunda masada eksik olan kişilerden biri, Clint, sesleri duymuş olmalı ki elindeki kahveyle masaya otururken güldü.
"Ruh hastası mı? Loki geliyor, oley."
Stark göz devirdi. Thor ise güven verici bir şekilde konuştu.
"Aylardır Asgard dışına çıkmıyor, gerçekten tehlikeli değil artık."
Peter ise herkes bu konuyu tartışırken okul çantasını kendine çekip sırtladı. Akşama doğru döndüğünde Bruce tarafından 'sıska tanrı' olarak adlandırılan adamla tanışabilmeyi umdu.
*********
Bugün bir okul gezisi vardı. Radyoaktif çalışmaların olduğu bir fen sergisini gezeceklerdi.
Gezi hızlı geçti. Happy onu almaya gelmişti. Ama Peter ona bakmadan bir çöp kutusuna koşup kustu. Happy endişe ile ona bir mendil uzattı ve konuştu.
"Boynuna ne oldu? Bir şey mi ısırdı? Miden iyi mi?"
Peter başını sallayıp cevapladı.
"Gezi sırasında boynumda sızı hissettim ama çok dikkat etmedim, sadece biraz kaşınıyor. Midem de gayet iyi. Yolculuk biraz uzundu, o yüzden rahatsızlandı sanırım."
Daha fazla konuşmadılar ama Peter ilk kez yol boyunca Happy'e bir şeyler anlatmadı. Nedensizce boynundaki ısırık kuleye gelene kadar onu rahatsız etti.
Kuleye girdiğinde ilk durağı ortak salon olmuştu. İçeriden babasının bağırma sesi gelince gülümsedi. Demek ki Loki gelmişti.
Bruce onu ilk gören kişi oldu. Selam verdi.
"Hoş geldin Pete!"
Bu hamleden sonra herkes Peter'a bakmıştı. Loki bile... Tony bir anda her şeyi unutup oğluna gülümsedi.
"Günün nasıl geçti, evlat?"
Parker hala Loki ile ilgileniyordu ama cevapladı.
"Aynıydı."
Loki tanımadığı genç adama elindeki bıçaklarını çevirerek yaklaştı. Stark ona bağırdı.
"O elindekileri oğlumdan uzak tutar mısın lütfen?"
Peter ise daha çok yaklaştı. Sesinde hayranlık vardı.
"Bay Loki! Bunlar çok havalı." Bruce bu söze kahkaha attı.
"Sıska Tanrıya Bay Loki mi dedi o?" Tony hariç herkes gülmüştü. Babası endişeyle müdahale etme gereği duydu.
"Peter, sen onun neler yapabileceğini bilmiyorsun."
Loki ise gözlerini devirerek ona baktı. "Oğlunu doğrayıp Asgard'a kaçırmayacağım."
Parker aniden karşısındaki tanrının hançerlerinden birini kaptı. Herkes onun dövüş ve benzeri konularda yeteneğini fark etmiş olsa da ilk kez bu kadar ani bir harekette bulunmuştu.
Peter kendisi de şaşırsa da sadece elindeki hançeri daha dikkatle inceledi. Tony korumacı baba rolüne girmişti bile.
"Pete, bıraksana onu!"
Parker ise elinde keskin bir hançer tutan küçük bir çocuğa göre rahattı.
"Ama baksana, çok havalı?"
Loki ise hiç bu kadar şaşırdığını hatırlamıyordu.
"Sen ondan veya benden çekinmiyor musun yani? Ya seni büyülersem veya kesersem?"
Parker omuz silkti.
"Ama yapmazsın."
Loki birkaç adım gerileyip yutkundu.
"Stark, bu küçük ölümlü ucube oğlun beni korkutuyor."
***********
Loki ve Peter ilişkisi yazmak>>>>>>>
Isırık detayını umarım anlamışsınızdır:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
like me, irondad/spiderson
Fanfiction"Benim gibisin Parker ve bu çok sinir bozucu." Peter, babasından nefret ederken fark etmeden ona benzemeye başlamıştı. Nefret ettiği adama dönüşüyor olması onu daha çok öfkelendirirken, yıllar sonra karşısına çıkan Tony Stark işini daha da zorlaştı...