Uyumsuzlar

5 0 0
                                    

"Masadan teker teker ayrılıyoruz..."

"Harita'nın parçasını da bulduğumuza göre... Çıkalım buradan. Arda, iyi misin kardeşim?" Emir elini Arda'nın omuzuna koydu.

"İyiyim iyiyim. Alt tarafı duvara fırlatıldım. Şaka maka, iyiyim ben. Gidelim artık." Arda ayağa kalktı ve düşecek gibi oldu. Ulaş kolunun altına girdi,

"Arda iyi olduğuna emin misin?" Arda Ulaş'ı bıraktı,
"İyiyim diyorum ya. Hadi gidelim. Didem, çantayı al. Silahları alın yanınıza. Hadi kurtulalım şuradan."

Hepimiz ayağa kalktık gözüm sıranın altında olan tüylü bir şeye çarptı.

"O ne la?" eğildim ve elime aldım.
"İp buldum. İşimize yarar. Didem şunu çantaya atsana." ipi Didem'e attım. Havada yakaladı ve çantanın içine attı.

"Çıkalım o zaman." Didem sınıfın kapısını açtı, etrafa bakındı,

"Lan, kaç dakika çıkmadık, koridor ceset kaynıyor." Didem'in omuzuna elimi koydum ve koridora baktım,

"Harbi lan. Ne zamandır bu sınıftayız biz? Ya da... Ne zamandır bu olayı yaşıyoruz..?" Ulaş kafama hafifçe vurdu,

"Paronoyaklaşma Derin. Hadi çıkalım." Ulaş Didem ile benim aramdan çıktı. Ellerini cebine koydu ve yürümeye başladı.

"Salak. Sanki nereye gideceğini biliyorsun." beni duyunca olduğu yerde durdu, arkasını döndü ve geri geldi.

"Nereye gideceğimizi söyle ona göre yürüyeyim o zaman." tek kaşımı kaldırdım,

"N'oluyor lan sana? Kendine gel. Bir şey olmuş sana." elini burnunun altına sürttü ve bana kafasını eğerek bir bakış attı.

"Olanlar olmuş Adel'ciğim." elimin tersini gösterdim,
"Ben seni bir oldurucağım göreceksin. Neyse, hadi gelin. Şimdi..." haritayı yere doğru açtım ve kopan parçaları birleştirdim.

"Biz şu an ikinci kattayız. Çıkışa en yakın yer bodrum. Ama ondan önce laboratuvara gitmemiz lazım. Burada zeki olan Zehra o formülü şey eder. Ne kadar sürer bilmiyorum ama bitene kadar Laboratuvarın önünde, sağında, solunda.. Her yerinde beklememiz lazım. Bir şey olursa eğer mudahele edebilelim diye. Tamam mı?" hepsi kafalarını onaylar şekilde salladı. Kafamı kaldırdım ve Çağdaş ile göz göze geldik. Karşımda olduğu için bunu garipsemedim ama hissediyorum, bakmaya devam ediyor. Ellerimi dizlerime koydum ve ayağa kalktım.

"Hadi gidelim bakalım, dördüncü kata."
*
Yürürken aklıma Sude geldi,
"Sude'nin cesedi nerede bu arada? Arda göz ucuyla Çağdaş'a bakınca ben de Çağdaş'a döndüm,

"Çağdaş? Heey! Dünya'dan Çağdaş'a!" Emir elini Çağdaş'ın gözlerinin önünde sallıyordu. Kendine gelmeyince ensesine vurdu.

"Ağh! Oğlum yavaş olsana! Ne oldu? Dalmışım."
"Derin diyor 'Sude'nin cesedi nerede?' diyor." Çağdaş bana gözlerini pörtleterek baktığında,

"Ne öyle bakıyorsun ya? Sanki donunun rengini sorduk. Allah Allah." hızlıca önlerine geçtim ve önlerinden yürümeye başladım. Ulaş ve Arda'nın kıkırdadığını duydum.

"Bitiyorum bu kızın ani triplerine." Didem bunu dedikten sonra yanıma geldi.

4. Kata çıktığımız zaman dikkatlice laboratuvara doğru yöneldik, Ulaş kapının kolunu eline aldı ve indirdi,

"E açılmıyor bu. Kilitli olamaz değil mi?" söylenirken kolu bir kaç kere daha indirdi ama nafile... Açılmadı.
"Manyak karı. Her yere gir buraya girme. Oh keyif!"

"Bence bilerek girmedi. İçeride bir sürü kimyasal madde var. Üstüne dökülürse ölürdü." dedi Zehra.
"Bu kızdan beyin fışkırıyor abi." Zehra gülümsedi.
"Eğer kapıyı kırmadan açabilirsek, içeri gireriz ve tekrar kilitleriz. Ama kırmadan nasıl açacağız bu kapıyı?"

KOMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin