-"Nasıl hissediyorsun?"
-"Hissetmiyorum."(Adel'den)
Koşmaya başlamıştım, garip olan şey ise kadının
beni takip etmemesiydi, ne olduğunu anlamamıştım. Ama bi an laboratuvardan Didem'in çığlık sesini duydum. İşte o an peşime takıldı. Ölmemek için koşmaya başladım. Didem'in neden bağırdığı hakkında hiç bir fikrimin olmaması şaşırtıcıydı. O an önüme çıkan ilk kapıyı açtım ve içeri daldım.Öğretmenler odasına gelmiştim. Bir dolabın içine girdim ve kapağını kapattım. Dolabın üstünde delikler olduğu için etraf az da olsa gözüküyordu. Kadın durduğum dolabın önüne geldi. Aslında göz göze geldik ama ben gözümü kapattım. Ve sanırım benim içeride olduğumu anlamadı. Dışarı çıktığını duydum, ve bende dolaptan çıktım.
"Didem, ne oldu be kızım! Niye bağırdın öyle ya!" etrafa bakınmaya başladım.
(Yazardan)
"Çağdaş'ın da rehinesi olmadık demeyiz." Çağdaş, onları ellerinden yanına aldığı iple içeride olan borulara bağladı.
"Eveet. Ne yapacağız? Ne yapmak istersiniz rehinelerim?"
"Ebeni Çağdaş." Didem'in alçak sesle söylediği bu cümleyi Çağdaş işitmişti,-"Ne dedin sen?"
-"Ne dedim ben?"
-"Didem!"
-"Çağdaş? Tabii adın buysa!"
-"Ne dedin dedim!"
-"Ben bir sürü şey söylüyorum canım. Hangisini söyleyeyim hm?"
-"DİDEM!"
-"EBEN DİYORUM EBEN. Gerizekalı."
-"Kelimelerine dikkat et."
-"Kelimelerime dikkat etmiyorum."
-"Kelimelerine dikkat et!"
-"Etmiyorum!"
-"Edeceksin!"
-"Etmeyeceğim lan! N'apacaksın aslan parçası?"
Çağdaş buna daha fazla katlanaadı ve erkekleri bağladığı borunun yanına gitti,
"Yakışıklı olan, gel." Arda lafa atladı,
"Nasıl geliyim lan mal kafa. Elim bağlı." Emir Arda'nın bacağına vurdu,"Bana diyor oğlum yavaş gel." Ulaş güldü,
"Hadi ama size mi diyor sandınız gerçekten ha ha. Güleyim de boşa gitmesin. En yakışıklınız benim anlayın oğlum."Çağdaş onlara baktı,
"Ortadaki, seni seçtim." Ulaş sırıttı,"Evet benim, yakışıklı olan." Çağdaş yavaşça yanlarına gitti ve Ulaş'ı çözdü tam bu anda Didem şarkı mırıldanmaya başladı..
"Bu gece gel benim ol diyemem. Sana ben aşkımı söyleyemem. Utanırım beni öp diyemem. Ele güle sorma beni.. Yaralama vurma beni.. Hani o tatlı gönül çiçeğim? Hani kanatlı beyaz meleğim? Bu gece zevki sefa edelim.. Şerefine vur kadehi! Meze yapıp harca beni! Karabiberiim, vur kadehlere! Hadi içeliim, içelim her gece. Karabiberiim, vur kadehlere! Hadi içeliim, içelim her gece! Zevki sefaa, doldu gönlüme! Hadi içeliim, acıların yerinee."
"Ne diyorsun be?" Çağdaş Ulaş'ı çözerken Didem yine konuştu,
"Ortam çok soğuktu Karabiberim iyi gelir diye düşündüm. Kötü mü oldu? Benim sesim güzeldir aslında.."
"Kes sesini."
"Yiyorsa gel kes lan. Beni delirtmeyin!" Didem kolunu oradan kurtarmaya çalışır gibi cebelleşti.
Çağdaş, Ulaş'a döndü,"Söyle canım ne yapmamı istersin? Ne veriyim abime?"
"Canını."
"Ha?"Çağdaş Ulaş'a doğru silahı doğrulttu...
"Ne diyorsun sen ya?"
"Keyfim seni öldürmek istedi sana ne la?" O sırada Zehra bağırdı,"EBESİNİN GÖZÜ! Niye öldürüyorsun şimdi onu? Gerizekalısın yemin ederim ya." Çağdaş Zehra'nın yanına geldi ve ona bir tokat attı bunu gören Didem yükseldi,
-"Höst lan! Ne yaptığını sanıyorsun sen? Çöz şu elimi sen görürsün."
-"Ne yaparsınız Didem Hanım '1vs1' mi atarız burada?"
-"O sopayı sana sokmalıydık."
-"Ben sana bi-"
-"He he ne diyorsun? Söylesene lan!"
-"Senin gibi bir sevgilim olmadığı için çok şanslıyım Didemcik!"
-"Hahaaayt lan keriz! Bütün okul peşimde koşuyor."
-"Eğer sevgilim olsaydın kahvene zehir katardım."
-"Eğer sen benim sevgilim olsaydın o kahveyi içerdim."Didem, sadece bir eli bağlı olduğu için diğer elini kolaylıkla bağlı olan eline doğru götürdü. Bir elini yumruk yaptı, diğerini kağıt gibi düz yaptı. Sertçe birbirine vurdu.
"Hadi bakiyim." bunu duyan Emir ve Arda gülmeye başladı.
Zehra duyulacak bir sesle, "Bana bile girdi.." dedi herkes gülerken Çağdaş buna dayanamamış ve,
"Yeter! Susun!" ama hiç kimse onu dinlemiyordu. Elindeki silahı bir kez daha ateşledi. Böylece herkes sustu. O sırada Ulaş,
"La beni niye tutuyorsun iki saatten beri burada? Bu kadar insanı bekletiyorsun ya!" Eli ile arkadaşlarını gösteren Ulaş Didem'i güldürmüştü. Çağdaş Ulaş'a bir yumruk attı,
"Göstereceğim ben sana bekletmeyi." Ulaş doğrulamadan Çağdaş, onu eğip karnına dizi ile bir darbe bıraktı. Ardından dirseği ile Ulaş'ın ensesine vurdu. Ulaş yere düştü,
"Hadi ama dostum! Kalk ayağa!" Ulaş ağızından gelen kanı bi kenara tükürmüş sanki gözlerinden alev çıkarmışçasına ayağa kalkmıştı Didem ortaya bir laf attı,
"Hahayt kurt bakışlıma bak be! Dağıt oğlum şunun suratını!" Ulaş Didem'e bakacağım diye kafasını ona çevirince Çağdaş bunu fırsat bildi ve Ulaş'a sert bir kafa attı.
Ulaş'ın kaşı yarılmıştı, zorla ayağa kalktı.. Kendine gelmeye çalışırken Çağdaş pis pis sırıtıyordu.
"E sen böyle değildin canım? Ne oldu sana böyl-" Çağdaş sözünü tamamlayamadan Ulaş Çağdaş'ın yüzüne bir yumruk çaktı. Çağdaş bunun etkisi ile geri savruldu."Zehra'ya attığın tokadın acısını çıkartacağım önce. Sonra Adel'in acısını, Sonra kendi acımı!" Ulaş Çağdaş'ı omuzundan tuttu ve kendine döndürdü. Yüzüne art arda yumruklar savurdu Çağdaş'ın suratına.
"Sen, benden, öyle, kolay, kurtulamayacaksın Çağdaş efendi!"
"Adam öldü lan yavaş ol biraz Ulaş!" Emir az da olsa Çağdaş'ı korumayı denerken; Arda, Didem ve Zehre kavgayı full hd izliyorlardı. Didem konuştu,
"Salla gitsin Emir! Ya biz öleceğiz.. Ya o!"
"Çekirdek falan yok mu ya?" dedi Zehra etrafına bakarken. O sırada Ulaş gözlerinin önünde yere düştü.
"ULAŞ!"Ulaş yavaşça ayağa kalktı. Kapıya doğru ilerledi. Çağdaş onu takip etti, Ulaş kapıyı açtı.
"Neye bakıyorsun bön bön? Hey!" elini Ulaş'ın gözlerinin önünde yukarı-aşağı salladı. Bakmayınca önüne geçti.
"Dayak kötü mü geldi hm?" Ulaş sırıttı, Çağdaş'ın karnına bir tekme attı ve bu onu dışarı doğru sürükledi. Ardından hemen kapıyı kilitledi.
"ADAM YA ADAM!" dedi Arda."İŞTE CESARET! İŞTE FERASET! İŞTE ADAM GİBİ ADAMLIK!" dedi Emir.
"Helal lan sana! Helal lan Yusufi!" dedi Zehra.
"Kurt bakışlıma bak bee! Aferin len!" dedi Didem.
Ulaş güldü, arkasını döndü ve sırtını kapıya yasladı. Kafasını yukarı kaldırdı,"Şükürler olsun lan. Ölecektim az daha.."
"Çok iyiydi.. Harikaydı! Ben buna para verirdim..!"
"Hani diyorum Ulaş çözsen mi bizi?" Ulaş tamam der gibi bir bakış attı ve etrafında bıçak aradı. Bulamayınca eline geçirdiği bir cam tüpü kırdı ve kırık cam parçası ile arkadaşlarını çözdü."Allah'ım bismillah..."
"Canım bileğim.."
"Hayvan oğlu hayvan. Nasıl sıkmış bileğimi."
"Ben dedim size. O sopayı sokacaktık. Nereye? 'Münasip bi' yerine'"
"Lan! Adel!"
"UNUTTUK LAN ONU!"Tam o an etrafı bir duman sardı...
"N'oluyo lan? (öksürür)"
"Allah'ım (öksürür) sen koru!" bir anda kapı kırıldı. İçeri ağızında gaz maskesi olan biri girmişti.
"Ç-Çağdaş! (öksürür) ne yapıyorsun sen!?"
"Size söyledim çocuklar. Benim rehinelerimsiniz."Hepsi teker teker yere düştü. Çağdaş, onları bir depoya götürdü ve sandalyelere bağladı. Sırada Derin, yani Adel vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMA
TeenfikceOkulun en gözde öğrencileri bir gün denemede uyuyakalır. Uyandıklarında hala okulda olduklarını fark ederler. Ama aynı değildir.. Her yeri sarmaşıklar kaplamış, camlar kanla boyanmıştı. Buradan kurtulmaları için okuldaki katil kadından kurtulmaları...