Unutulmayanlar

3 0 0
                                    

"Her şey değişse bile, asla unutmam.."

Hepimiz yere oturmuştuk, aniden aklıma gelen annem ile ayağa kalkmıştım,

"Lan! Sabah Semra teyze annemin yanındaydı! Ya ona bir şey olduysa!?" Didem beni teselli etmek istermiş gibi kalktı ve sarıldı,

"Merak etme. Eminim bir şey olmamıştır. Bana gelirken Sevda hakkında bir şey söylediğini söyledin. Onu Sevda'ya sormak için gelmiştir belki. Aklına kötü şeyler getirme.."

"Çok zor Didem! Şimdi anladım neden özellikle benimle uğraştığını. Ona o kadar laf ettim..." Çağdaş histerik bir gülüş attı,

"Ne demiş olabilirsin?" anlatmaya başladım,

"Okula gelmeden önce bize kahvaltıya gelmişti. Sonra bana konuştuğum birileri var mı diye soru sormaya başladı. Ben de geçiştirdim. O da sonra 'Kendinize ne diyordunuz, vegas mı ne? çete gibi dolaşıyorsunuz ortalıkta.' gibi bir şey söyledi. Ben de 'Başkaları için dostlarımı satmam' dedim. Sonra da 'Sevda size aramızı bozmaya çalıştığını söyledi mi? Neden söylesin ki.' dedim sonra çıktım evden."
"Aklınca intikam almaya çalışıyor sanırım.. İyi de, canavara nasıl dönüştü bu kadın!" Arda'dan sonra Ulaş konuştu,

"O bizi öldürmeden biz onu öldürsek?" histerik bir gülüş attım,

"Ciddi misin Ulaş? Kadına kaç kere vurduk, merdivenden kuvarlandı, kolunu kestim kan kaybından gitmedi, kafasına vurdum kaç kere ama nafile. Vurduk kaç kere. Kadın kedi gibi mübarek. Dokuz canlı!"

"Lan buldum!" Zehra heyecanla ayağa kalktığında hepimiz ona merakla bakıyorduk.

"Ne buldun?" Emir oturduğu yerde dikleşti.
"Ya! Biz ne bulduk? Mıknatıs, kibrit, tüpler, silah, bıçak. Bunlar işimize yarayacak işte!"
"Nasıl olacakmış o?"
"Tahtaya bakın. Ne zamandır çekiyor dikkatimi. Bizim girdiğimiz sınıfların hepsinde, tahtada bu formül yazıyor." hiç birimizden ses çıkmadı.

"Anlasanıza abi! Bu formülü kullanacağız. Laboratuvara gideceğiz. Bu formülü hazırlayacağız. Dolduracağız tüplere. Sonra.. Ortalığı ateşe vereceğiz.." ayağa heyecanla kalktım.

"OHA ÇOK MANTIKLI! Lan ölmeyelim?" Zehra sırıttı.
"Çalıştırın saksıları hadi ama! Haritanın kayıp parçasını bulacağız. Buradan çıkacağız.. Ve-"
"YAKACAĞIZ ORTALIĞI!" zıplayarak ve bağırarak söyledim..
"Aynen öyle!"
"Zekice.. Aferin kız!" Arda Zehra'nın sırtına hafifçe vurdu.
"Sağol."
*
7 kişi olduğumuzdan dolayı ayrılmak biraz zor oldu. Sude öldüğü için doğru düzgün ayrılamadık. Çağdaş, Zehra, Emir; Ben, Ulaş, Arda ve Didem'dik. Yani bizbizeydik.

"Uzun zaman sonra bir aradayız ha? Bu garip hissettiriyor."
"Evet, öyle... Lan! O ne? Töbe bismillah.." Ulaş'ın baktığı yöne bakınca 2 kişinin bize doğru aheste aheste yürüdüğünü gördüm. İkisinin de her yeri kan revandı. Bir de zombi mi çıktı başımıza?

"E bunlar bildiğiniz zombi! Ebesinin gözü artık." Didem bıkmış gibi ellerini bacaklarına vurdu.
"E harbi yeter ama, ben bu oyunu bozarım." ne olur ne olmaz diye yanıma aldığım silahı onlara doğrulttum ve ikisine de ateş ettim. İkisi de yerde kıvranıyordu.

"Yakından bakmalı mıyız?" Arda konuşurken onlara doğru yürüyordu, yanlarına vardığında birinin yüzüne bakmak için saçını çekecekti ki o Arda'nın kolunu tutup Arda'yı duvara fırlattı. Arda yere düştü ve kalkmadı.

"Arda!" hepimiz koşmaya başladık. Her zaman yanımda olan yadigar sopamla beraber bir kavgaya daha girişmiştik.

"Lan! Bir bitmediniz lan! Yeter la yeter!"
"Adel silahı ver!" Ulaş' doğru silahımı fırlattım. Ulaş ve ben onları oyalamaya çalışırken Didem ise Arda'nın yanındaydı. İkimizde aynanda dikleştik ve sırtlarımız birbirine dayandı.

"Hep bu anı bekledim! Seninle bir kavgaya girmeyi yani" Ulaş silahı eline yerleştirirken ben de sopayı iki elimle birden tutmuştum,

"Hadi bakalım, Bismillah." üstüne atladığım zombinin önce bacağına vurdum, sendeleyince kafasına vurdum. Çok kolay bir çekilde boynu kopup kafası uçmuştu. Ulaş'a döndüm hala onunla uğraşıyordu.

"Hahayt! N'oldu lan? Ben kafasını uçurdum sen hala bir şey yapamadın mı?" derken diğer zombinin de kafası uçtu ve gövdeme çarptı.

"AĞĞ! ALIN ŞUNU AL AL AL!" koşarak Ulaş'ın yanına gittiğimde bana bakarak sırıtıyordu.

"Ne sırıtıyorsun ya?" deyip kafasına bir tane yapıştırdım.

"Arda uyandı!" ikimiz arkamızı dönüp Arda'yı kaldırdık.

"Bence sınıfa gitmeliyiz. Arda bu haldeyken hiç bir şey arayamayız çünkü. Diğerleri bulmuş olmalı. Bulamadılarsa Arda iyi olunca tekrar çıkar ararız." onaylayıp sınıfın yolunu tuttuk.
*
Geldiğimizde diğerleri de sınıftaydı. Arda'yı bir sıraya yatırdık,

"Buldunuz mu?!" Çağdaş elindeki kanlı kağıt parçasını bana fırlattı. Havada yakaladım.

"Onu almak için ne kadar cebelleştik bilmeniz
lazım." artık hepimizin üstü başı kandı.

Kağıdı açtım ve evet! Bu yarım kalan parçaydı.
"Oh be! Şükür! Bu arada, Arda biraz kötü. Onun iyi olmasını bekleyelim, öyle gidelim olur mu?" hepsi onaylamıştı. Yere oturdum. Hepsi benim ile beraber tekrar oturdu.

"Çıkacağız buradan."

KOMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin