Omega bir yerden sonra çizim yapmaktan bile sıkılırken tüm programlarını bitirmiş, masasında işi ile uğraşan alfaya sırnaşıyordu. Arkasından sarılmış boynunu öpüp dikkatini çekmeye çalışıyor fakat Minho onun haline gülüp işine devam ediyordu.
"Ya ama çok sıkıldım."
"Bebeğim." dedi gülerek, eşine dönüp yanaklarından tutup kendine çekti. "On dakika ver bana, on dakika sonra tamamen seninim, tamam mı? O zaman istediğin her şeyi yapabiliriz."
"Söz mü?"
"Söz."
Dudaklarına minik bir öpücük bırakıp geri çekilmiş, Jisung da kabul ederek kendi yerine geçip ayaklarını koltuğun kenarından sallandırmış, tatlısını yemeye devam etmişti. Minho ile öğle yemeği dışında pek vakit geçirmemişlerdi ve cidden sıkılıyordu.
Bir an önce onun kendisi ile ilgilenmesini istiyordu hatta beraber arkadaşlarına gidip kalacakları vakti iple çekiyordu ve neyseki çok az kalmıştı.
Cheesecakeini yiyip dakikaları sayarken tam on dakika sonra o ağzını açamadan alfa "Çok yedin, çok yedin," deyip bilgisayarını kapattı ve dolu yanakları ile ona bakan eşine gülüp oturduğu yerde gerindi. "Sonra yemek yemeyeceksin, Chan kızacak sana."
Jisung bakışlarını kaçırdı. "Ben de benimle ilgilenmeyen bir eşim olduğu için depresyona girip tatlı yediğimi söylerim."
"Ne ilgilenmemesi, ne ilgilenmemesi he," diyen Minho yerinden kalkıp onu gıdıklamaya başladığında Jisung gülerek kendini geri çekmeye çalışmış ama başarısız olmuştu. "Ya!" diye gülerken Minho üzerine eğilip dudaklarını boynuna bastırdı ve nefesini verio gıdıklamaya devam etti.
"İnsan göz teması kurar, göz teması bile kurmadın Min!"
"Bakarsam işime odaklanamam çünkü," deyip geri çekildi alfa ve bu sefer eşinin burnuna bir öpücük bıraktı. "Sen benim sana ne kadar çok aşık olduğumu biliyor musun hı?"
"I, ıh."
"Şımarıyor bir de, şuna bak."
Jisung'u tekrardan gıdıkladığında Jisung kahkaha atarak kendini geri çekmiş, onun kolları arasından kurtulup ayağa kalkmıştı. "Bu saatten sonra iş yok, hadi, hadi, sadece biz olalım."
Kollarını Minho'nun boynuna sarıp dudaklarından öptü. "Sen, ben bir de arkadaşlarımız. Hım? En son Chan hyungla kaldığımızda nişanlıydık şimdi ise evliydik ve ilk defa öpüşmüştük."
Lafının sonuna doğru o anı hatırladığı için güldüğünde Minho da hatırlayarak gülmüş, başını eğip bir kez daha Jisung'u dudaklarından öperek geri çekilmişti. "Hım, öyleydi. O gece seninle çok uyumak istemiştim ama hayat acı, Hyunjin ile uyudum. Hayat resmen çok acımasız. Şimdi Hyunjin'i kovacağım."
Jisung yeni öğrendiği bu bilgi ile kahkaha atarken "Yerim ki seni!" demiş, beklemeden alfanın yanağını ısırmıştı. Isırdığı yere bir sürü öpücük bıraktı, onun öpücüklerinden sonra sabah eşyalarını Jisung'un sırt çantasına koydukları için eve geçmeden sadece markete uğrayıp birkaç bir şey almışlar ve direkt Chan'a geçmişlerdi.
Kapıyı Jeongin açarken "Kimmiş gelenler güzelim?" sorusu ile Jisung kaşlarını kaldırdı. "Ne! Ne! Ne! Hani bendim güzelin?"
Botlarını çıkarıp Chan'ın üstüne atladığında Chan burnunu sıktı gülerek. "Sen evlendin, papucun dama atıldı, git Minho'nun güzeli ol sen."
"Hı, pis adam. Ay, neyse aşırı sevindim size ve selam!"
Onun şen şakrak hali herkesi güldürüyordu, Minho eşine gülerek kardeşi ile selamlaşmış, elindeki torbayı verip botlarını çıkarmıştı. Jisung ve Jeongin içeri geçerken Chan arkadaşına baktı.