Son beş bölüm
Ve üzgünüm kitap tamamen soft ben de kaos pek yazabilen biri değilim :(
***
Sabah erkenden kalkan kişi Minho'ydu, Jisung da onunla beraber kalkarken bir şeyler hazırlamak için doğrulmuştu ki Minho onu durdurdu. "Uykuna devam et sen, yolda atıştırırım bir şeyler ya da eve geçeceğim üstümü değiştirmek için o ara yerim, uyu hadi."
"Ya hazırlayayım işte."
Güldü. "Bebeğim gerçekten gerek yok, dediğim gibi eve geçeceğim. Orada atıştırırım, söz. Diğerlerini uyandıracağız."
Jisung yataktan kalkarak başını sallamış, Minho ile beraber koridora ilerleyip çantasına koyduğu cüzdanını ve araba anahtarını vermişti ona. "Sen eve nasıl geçeceksin," dedi Minho. "Arabamı bırakayım ister misin?"
Cıkladı. "Anneme geçerim yürüyerek, büyük bir ihtimalle annen de bizde olur. İş çıkışı buraya uğrarsın, hem anneni görürsün hem de beraber döneriz. Nasıl?"
"Bunu yaparız öyleyse."
Minho montunu üzerine geçirip elini eşinin beline atmış "Gidiyorum," deyip yanağına bir öpücük bırakmıştı. "Şirkete geçtiğimde mesaj atarım sana, sen de uyumaya devam et. Görüşürüz sevgilim."
Jisung boynuna sarılıp küçük bir öpücük bıraktı. "Görüşürüz, dikkat et kendine."
"Ederim."
Evden çıkan alfa ile gitmesini bekleyip kapıyı kapatmış, geri içeri dönerek uykusuna kaldığı yerden devam etmişti. Sabah kalktığında herkes Minho'yu sormuş, işe gittiğini söylemişti. Beraber kahvaltı ettikten sonra o da annesinin yanına geçerken tam da dediği gibi Minho'nun da annesi buradaydı.
Akşam onu almak için uğrayan Minho ile beraber eve dönmüşler, biraz sohbet edip uyumuşlardı. Minho ile evliliklerini seviyordu Jisung, başta korksa da zamanla bu bakış açısı hep değişmiş ve geçen günlerle de değişmeye devam ediyordu.
Yazın gelmesi ile beraber Jisung cüzdanını aldığı gibi terliklerini giyip koşa koşa aşağı inmiş, evden çıkmıştı. Markete uğrayıp akşam için dondurma alacaktı kendilerine, artık tamamen öğrendiği evinin çevresinde yolları bilerek hareket ederken çalan telefonunda arayan kişinin Minho olduğunu fark ederek sırıttı.
"Aşkım!"
Alfa güldü. "Ne yapıyorsun?"
"Bize dondurma almak için dışarı çıktım," dedi Jisung. Markete girip dondurma reyonuna ilerledi. "Sen ne yapıyorsun?"
"Güzel zamanlamaymış. Kartın ya da paran yanında mı?"
"Evet ama hala ne yapmamız gerektiğini anlamadım?"
Güldü. "Şirkete gelsene." dedi Minho ağzındaki baklayı çıkararak. "Çıkışta seni bir yere götüreceğim, vaktimiz dar o yüzden eve git gel yapmayalım dedim."
Jisung içinde kabaran merakla marketin ortasında durmuş, üstüne bakmıştı. Ev haliyle dışarıdaydı şu an, üstünde kısa penye şortu ve üstünde tişörtü vardı. "Yalnız ben şu an resmen pijamalarımlayım," dedi. "Şort tişört hatta yetmemiş gibi terliklerim var üstümde, eve gidip değiştirip gelsem?"
Minho odasından çıkarken sırıttı. "Sıkıntı değil, gel öyle sen."
"Gelirim bak?"
"Gel." deyip bir alt kata inmeye başladı. "Kapatıyorum şimdi, bu arada sevgilim otobüse değil taksiye bin ben hallederim burada."