"Çocuk ne zaman?"
Felix'ten gelen soru ile Jisung göz devirdi. "Ya çocuk falan yok kardeşim, darlama insanı."
"Ama çocuk?"
"Hayır."
"Ama bebiş?"
"Felix o yastıkla boğarım seni."
Felix'in gözleri arkadaşından aldığı tehdit ile büyürken kılıfını geçirdiği yastığa hızla sarılmış "Uzak dur kocamın yastığından!" diye bağırmış, Jisung'a arkasını dönmüştü. Jisung kıkırdadı. "Daha evlenmediniz."
"Üç gün sonra evleniyoruz ama," deyip üç parmağını kaldırdı omega. "Kocam sayılır. Ay yerim ben kocamı, gelse de öpsem."
Yastığı yerine koymuş, hazır olan yatak odasına bakmıştı. Tüm gün Jisung ile beraber evin son hazırlıklarını yapmışlardı, sabah Jeongin ve Seungmin de katılsa bile bir süre sonra Seungmin işi olduğu için çıkmış, Jeongin'i de Chan almıştı. Artık eşi olan Chan, evet.
Jisung arkadaşının dediğine gülerek elindeki su bardağını kenara bıraktı ve odayı boylu boyunca süzdü. Gerçekten de güzel olmuştu, Changbin'in koyu renkleri ve Felix'in favorileri olan açık pastel renklerle evi dengelemişlerdi.
"Güzel, güzel." deyip beğenisini dile getirdiğinde Felix hevesle kaşlarını kaldırdı. "Güzel değil mi gerçekten? Ji... Çok heyecanlıyım, yemin ederim öyle böyle değil. Kalbim yerinden çıkacak gibi adeta... Changbin'i severken günün birinde bu hale geleceğimizi asla hayal edemezdim."
O mutluluğunu paylaşırken gözleri mutluluktan dolmuştu, Jisung "Ya Felix..." deyip ona sarıldı sıkıca. Felix kıkırdadı. "Çok mutluyum, ben minicik bir etkileşime bile razıyken evleniyoruz! Evleniyoruz ya resmen, aşık olduğum insanla evleniyorum, delireceğim mutluluktan."
"Çok güzel bir duygu."
"Öyle cidden. Minho hyung ile ikiniz evlenince zamanla böyle sanki parlamaya başladınız sürekli gülen yüzlerinizle, birbirinize dikkat edişinizle, acaba biz de öyle olur muyuz?"
Duyduğu şeyler Jisung'u gülümsetti ve geri çekilip "Tabii ki olursunuz," dedi saçlarını okşayıp. "Çok daha güzeli olursunuz hatta. Salona geçelim mi? Son kez evi kontrol ederiz."
Felix hızla başını salladı. "Olur, olur. Hadi geçelim."
Beraber evin son eksiklerini kontrol etmişler ardından da Changbin gelmiş, tamamen hazır olan eve bakmıştı. "Güzel güzel," dedi deli gibi sırıtırken alfa. "Çok güzel, bayıldım. Ellerine sağlık güzelim."
Felix'i kendine çekip şak diye öpmüş, Felix ona gülerken Changbin onun boynuna, mührünün olduğu yere de bir öpücük kondurup geri çekilmişti. Jisung'a baktı. "Senin de ellerine sağlık bebeğim, ev gerçekten çok güzel."
Jisung sırıttı. "Ne demek yakışıklı, çok mutluyum sizin adınıza umarım bir sürü güzel anınıza şahitlik eder bu ev."
"Umarım."
Dışarıdan gelen korna sesi ile Jisung "Kocam geldi!" diye dalga geçmiş, arkadaşlarına öpücük atmıştı. "Ben kaçtım, gidiyorum! Mezuniyetim için bir şeyler bakacağız."
Sırt çantasını koltuğun üstünden aldığı gibi evden fırladığında Changbin ve Felix arkasından "Görüşürüz!" diye bağırmış, o da sırıtarak kapıyı çekmiş ve Felix ile Changbin'in arabalarının arkasında duran arabaya ilerlemiş, içine binmişti.
"Hoş geldin aşkım!" deyip Minho'ya sarıldı direkt, boynunu öpmüş, Minho da kıkırdayarak eşine sarılmıştı. "Hoş buldum, ev bitti mi ve yorgun musun, istersen sonra yapabiliriz alışverişi."