bölüm 10

1.4K 42 9
                                    

   "Kate'in kıyafeti yanda. Ama tabi Kate siyah saçlı :) Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar "

 Sam ve ben bana aldığımız yeni kıyafetlerin ayakkabıların poşetlerini arabasına yerleştirdikten sonra Sam’in ısrarı üzere kuaföre gitmek için tekrar alış veriş merkezine girdik. Kuaförde neredeyse 1-2 saat oyalandıktan sonra. Sam’in deyimiyle baştan yaratılmıştım . Oysaki saçlarıma pek bir şey yapmamıştım kırıklarını aldırıp biraz şekil verdirmiştim . O sırada kuaför bana makyaj yapmanın inceliklerini anlatıyordu. Her ne kadar tonla makyaj malzemesi alsakta onları pek fazla kullanabileceğimi sanmıyordum. Bütün işlerimiz bittiğinde bende bitmiştim ve açlıktan ölüyordum. Bu arada arabayla alış merkezine gelirken Sam’e olanları anlatmıştım. O da buna bir hayli sinirlenip Harry’nin ağzını burnunu kırmak istesede ben onu sakinleştirip ona benim planımı anlatmıştım. Planımı anlattıktan sonra işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordum ve sinirlendiğim andaki kararlılığım yoktu ama Sam’in ne yaparsam ya da planım nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın yanımda olacağını bildiğimden o kadar da umurumda değil. Bay ben her şeyi elde ederime iyi bir ders vermem gerekiyordu ve bunu onun takdiğiyle yapacaktım. Yemek yemek için boş bir yer bulduk ben oturup Sam’in bize yiyeceklerimizi getirmesini bekledim. Sam 10 dakika içerisinde elinde 2 tepsiyle döndü. Yemekleri görünce daha fazla acıktığımı anladım ve hemen yemeğe başladım. “Tanrım bu kadar yemek nerene gidiyor merak ediyorum doğrusu” kendi hamburgerinden bir ısırık daha alıp beni izlemeye devam etti . Yemek yemekle çok meşgul olduğumdan onu duymazdan geldim. Yemeğimizi bitirip eve gitmek için kalkınca saatin 7 ye geldiğini farkettim . Vay canına bu kadar zamandır alış veriş merkezindeydi ve bu benim için bir rekordu sanırım. “Bu planı gerçekten yapmak istiyor musun?” Sam eve dönüş yolunda sormuştu. Bana kısa bir süre bakıp gözlerini tekrar yola çevirdi. “Hayır yapmak istemiyorum ama birinin yapması gerek ve beni eşya gibi görüp üzerime iddiaya girilmesi hiç hoşuma gitmediğinden yapacağım” . Eve gidene kadar daha fazla konuşmadık. Bende , o da çok yorulmuştuk, bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Eve geldiğimizde Sam’e her şey için teşekkür edip eşyalarımı çıkarmaya başladık. Hepsini taşıyamayacağımı bildiği için Sam her zamanki inceliğini gösterip taşımama yardım etti. “Odana kadar taşıma mı ister misin?” biraz utanarakta olsa kabul ettim o kadar poşeti taşıyabileceğimi sanmıyordum . Eve girdiğimizde annemi yemek masasının üzerinde işe ait olduklarını farzettiğim dosyalarla boğuşurken gördüm. “Kate, hoş geldin tatlım.”  Önce bana bakıp sonra Sam’e döndü. “Anne bu Sam okuldan ve işten arkadaşım” deyip Sam’le annemi tanıştırdım. “Tanıştığımıza memnun oldum Bayan Summer” annem bizim yanımıza gelip Sam’e gülümsedi. “Bana Elizabeth diyebilirsin, bende tanıştığımıza memnun oldum” Sam de anneme gülümsedikten sonra elimizdeki poşetlerle daha fazla orda durmamak için odama gittik. Sam poşetleri yere koyup etrafı incelemeye koyuldu. “ Demek burası senin sığınağın” derken kitapların olduğu yere gidip raflara baktı. “Burada okumak istediğim bir çok kitap var” yanına gidip “ İstediğini istediğin zaman alabilirsin” diye önerdim . Saçlarımı elleriyle karıştırıp . “Tamam ufaklık” dedi elline vurup bende onun saçını karıştırdım . “Ah işte bu kötü bir hamle oldu Kate Summer. Saçlara dokunmayacaktın” derken beni gıdıklamaya başladı. Kesik kesik nefeslerimin arasından ona durması için yalvarıyordum. “Bir daha saçlarıma dokunmayacağını söylersem seni gıdıklamayı bırakırım” “Tamam…Bir daha saçlarına dokunmayacağım” beni rahat bıraktı ve derin bir nefes aldım. “pislik” deyip onu itekledim. “Bende seni seviyorum Kate” deyip kıkırdadı. Kafamı iki yana sallayıp bende güldüm. Sam’i bende seviyordum. Beni güldürebiliyordu , arkamı kolluyordu, beni umursuyordu bu hoşuma gidiyordu. Onunla olmayı seviyordum. “Neyse geç oldu ben artık gitsem iyi olur” beraber aşağı indik. Anneme iyi akşamlar dedikten sonra onu yolcu ettim. İçeri geçip annemin yanına gittim. “İyi birine benziyor” yüzümü inceleyip sanki bir şey arıyormuş gibi bakıyordu. “Evet Sam harika birisi.” Deyip ona gülümsedim. “Harry’e ne oldu peki?” derken annemin sesi şaşkın çıkmıştı. “Ne Harry mi? Ah anne hayır Sam’le sadece arkadaşız . O benimle ya da hem cinslerimle pek ilgilenmiyor.” Annem bana anlayışla bakıp “Anladım Sam’i bir ara yemeğe davet etmelisin ,onu daha yakından tanımak isterim” dediğinde nedense biraz rahatlamıştım . Annemin ondan eşcinsel olduğu için uzak durmamı söyleyeceğinden falan korkmuştum ama annem anlayışla karşılayıp onu yemeğe bile davet etmişti. ”Tamam bir ara davet ederim. Çok yorgunum anne yatmaya gidiyorum ben. Sana iyi geceler” esneyerek odamın yolunu tuttum . İçeri girdiğimde yerde duran poşetleri görünce yüzümü burşturdum ve içindekileri çıkarıp dolaba yerleştirdim . Bütün poşetler boşaldığında banyoya gidip dişleri fırçaladım ve kendimi yatağa attım .

The betHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin