Will We Do This 1 | Ironstrange |

/ Stept 7 / ~ Blood, Bridge and Me ~

~~~~~~~~~~~STEPT_7~~~~~~~~~~~~

Selamlar! Öncelikle buraya kadar okuyan varsa yorum bıraksın lütfen❤️
He bayadır bölüm atamadım özür dilerm aidksşktmd
Teşekkürlerimi sunuyorum ve sizi hikaye ile başbaşa bırakıyorum..
Anlatım Stephen ile başlıyor.

Tony'e çok aşıktım.
Yemek yedikten sonra uyumak için yatak odasına gidiyorduk.

Yatağa girdiğimizde Tony'e sarıldım ve birlikte uyuduk.

( Yazar Anlatımından )

Ertesi sabah Tony elini yüzünü yıkamış, salona doğru yürüyordu. Stephen kahvaltıyı hazırlamış, tabakları masaya koyuyordu.

"Günaydın."
Stephen Tony'i farkedince gülümsedi.
"Günaydın."
"Çok güzel görünüyor ellerine sağlık Stephen."
"Afiyet olsun."

İkisi de kahvaltısını yapmaya başladı.

"Sen işe gitmiyor muydun Stephen?"
"Ayrıldığımızda ellerimi kullanamıyordum ve bu yüzden bırakmak zorundaydım. O 2 yılda da işte büyücü oldum."
"Gerçekten mi?"
"Evet ve senin de Avenger olduğunu duydum."
"Eh, tüm Dünyaya yayıldığı için."

Stephen güldü ve yemeğine devam etti.
"Bana bir büyü numarası gösterir misin?"
"Tabii."
Stephen çatalını bıraktı ve eli ile birkaç hareket yapmaya başladı.
Tony hayranlıkla onu izliyordu.

"Harikasın Stephen."
"Teşekkür ederim Tony, fakat bunlar basit numaralar."

Tony gülümsedi ve ikisi de kahvaltısını bitirdi.
"Ben toplarım."
Tony tabakları toparlarken bir anda hepsi Tony hiç bir şey yapmadan toparlandı.
Tony şaşkınlıkla Stephen'a bakıyordu.

"Büyü ile yapabiliyorum Tony."

Tony gülümsedi ve Stephen'ın yanağına bir öpücük bırakıp yatak odasına yöneldi.
Telefonu çalmaya başladı. Fury arıyordu.

"Tony, çok önemli bir görev var. Thanos ile alakalı. Hemen Avengers kulesine gel."
"Tamam."

Tony bunalmıştı. Bu görevler onu çok zorluyordu.
Tony hazırlandı ve kapıya yöneldi. Stephen koltukta oturmuş Wong ile konuşuyordu. 

"Nereye?"
"Göreve gidiyorum."
"Tamam, dikkat et."
"Görüşmek üzere."
"Görüşürüz."

Stephen biraz garipsedi çünkü Tony yorgun görünüyordu. Bir süre sonra Wong'un yanına gitti.

Kahvesi ile birlikte kitaplardaki büyülere bakınıyordu.

( 3 Gün Sonra )
Tony hala ortalıkta yoktu. Stephen savaşta olabilir düşüncesi ile Tony'e portal açmıyordu. Çökmüş durumdaydı. 3 gündür ne yemek yemiş ne de uyumuştu.

Kapı çaldı ve Stephen kapıyı duymadı bile.
Kapı tekrardan çaldı ve Stephen irkildi. Ardından bir umut kapıya doğru yürüdü.

Kapıyı açınca karşısında Tony'i gördü.
Her yeri yara bere içindeydi. Stephen Tony'i görünce hemen ona sarıldı.

"Tony!"
"Tamam, tamam sorun yok. İyiyim."
"Neredeydin?!"
"Savaşıyordum."
"Kapıyı çaldın. Anahtarın nerede?"
"Savaşta paramparça oldu."
"Zırhın olduğu halde nasıl yara alıyorsun!"
"Stephen daha çok soru soracak mısın burada bayılayım mı?"

Stephen bıkkın bir nefes verdi ve Tony'i kucakladı. Kapıyı ayağı ile kapattı ve Tony'i yatağa taşıdı.
"Kilo vermişsin."
"Normal. Düzgün bir şey yemedim."
"Ben de öyle."
"Ne?"
"Seni düşünüp durdum Tony."

Tony daha çok konuşacak halde değildi. Konuşursa ölecek gibi hissediyordu. Stephen 2 yıl önceki becerileri ile birlikte Tony'e pansuman yaptı.

Tony'in baş ucuna oturdu ve üzgün gözlerle onu izledi.