İyi okumalar..
Bölüüme geçmeden söylemek istiyorum, okuyucularım lütfen oy verin.
...
Hayat maratonu yorucuydu. Çoğu kişi sonunda aldığı ödüllerden, yaptığı tatillerden, anne ve babası ile yaptıklarından, okuduğu üniversiteden , mutluluklarından bahsederler. Ama ben bahsedemem. Daha 15 dakika önce annemin son seviye akciğer kanseri olduğunu öğrendiğim andan sonra hiç diyemem....
Hayatımın neredeyse her anında bir üzüntü var. Şimdi 11 yaşımı düşünüyordumda. Ne kadar mutluydum. O zamanlar bir yıl sonra asla annene sarılamayacaksın deseler, inanmazdım. Hatta ona bağırır, çağırırdım. Çünkü annem sadece annem değildi. Babamdı aynı zamanda.
Annem... Tek ailem...
Hem anne, hem baba olmuştu bana. Bu halime rağmen hiç umudunu yitirmemiş, elinden ne gelirse yapmıştı.
Ama işe yaramamasının nedendi, bilinmez.
Annemden başka kimsem yoktu benim. Ne akrabam, ne de arkadaşım. Annem tek çocukmuş. Annemin ailesi ise ben doğduğum yıl, Ankara'dan beni görmeye gelirken geçirdikleri trafik kazasında ölmüş. Annem zaten tek çocukmuş. Babamın ailesi ise annem ve babamın evlenmesini hiç istememişler. Babama ya biz, ya Suna dediklerinde babam düşünmeden annemi seçmiş ve oradan ayrılmış. O günden sonra hiç görüşmemişler. Hatta annem babamın cenazesine dahi gelmediklerini söylemişti.
Babam... Hatırlayamadığım babam.
Babamın gittiği gibi annem de giderse ben napardım ki?
Annem benim herşeyimdi. İyileştiğimi görmeden gitmensindi.
Kokusunu tekrar almadan beni bırakmasındı...
Bana hiç bir şey belli etmemişti. Zaten annemin en başarılı olduğu konu buydu. Üzüldüğünü ne yapıp eder bana belli etmezdi.
Oturduğum banktan kalkıp üstümü düzelttim. Hastanenin kapısına doğru gidince annemin bir kadının kolunda dışarı çıktığını gördüm. İki gün olmuştu hastaneye geleli. Etrafta çok insan yoktu ama gerilmeme engel olamıyordum.
Kapşonumu başıma geçirdim ve başımı hafifçe öne eğdim. Adımlarımı anneme doğru ilerlettim. Yanlarına varınca hafifçe kafamı kaldırdım. Annem bana sakin ol dercesine gülümsedi ve yanındaki kadını gözleri ile işaret ederek dudaklarını araladı.
"Ece, arkadaşım Selda; Selda, kızım Ece. Hatırlarsın belki?"
Selda Hanım bir düşünürken bir anda aydınlanmış gibi gözlerini büyütüp bana baktı.
"A-aaa, Ece bu senimisin?" Hayret dolu sesi bana ulaşırken kendi kendi konuşuyormuş gibiydi. Başımı eğip gözlerimi yere indirdim. "Ne kadar da büyümüşsün." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞMESİN ELLERİMİZ (Ara Verildi)
ChickLitHaphephobia'sı olan bir kız ve o kıza aşık bir adam... Lamia Ece ve Asaf'ın aşkı