(Canımın içi bu hikayeyi okurken sana tek tavsiyem duygularını bol bol yorumlara dök, çünkü içinde intihar, cinayet, katliam ve taciz gibi şeyler olacak.! Lütfen rahatsız olan arkadaşlarım şimdiden okumayı bıraksın içinde +18 sahneler var sadece cinsel açıdan değil bilginize...)
____________________________________
-1-Bir keresinde bisikletten çok fena düştüğümü hatırlıyorum. Kardeşimden kaçayım dereken yokuştan aşşağı takla atmıştım. Tekerleğin arasına girmişti ayağım.
Canım aslında çok acımamıştı biliyormusunuz? Siz babamın dayağını yedinizmi hiç. Aslında babamı çok severim. Sevgi eksikliği yaşatmadı hiç Allah yukarda. Ama sağlam dövüyordu. Kayış, oklava, terlik.
Hele o kayışı varya nasıl yakıyordu canımı. Nasıl kızartıyordu etimi. Ama zamanla büyüdüm. Alışırım dedim nasıl olsa. Öyle her zamanda dövmüyordu, hakettiğim zamanlarmış...
Bir çocuk ne yaparsa yapsın şiddeti haketmez. Bütün anne babaların bilmesi gereken bişi bu.
Ama babam bilmeden beni hayata hazırlıyormuş meğersem. O çektiğim acıları başka bir yerde başka şekilde çekmiyeyim diye.
Ama çektim biliyomusunuz, çektim.
Benim adım çiçek. Annem çiçekleri çok severmiş. Babam o çiçekleri çok seviyor diye önce ona bir sera kurmuş. Sonra hoşlarına gidince tarla alıp sebze yetiştimeye başlamışlar. Sonra bu iş babamın hayvancılığa merak salmasıyla uzamış gitmiş. Hem baba mesleği diyip, şöförlüğü bırakıp, dağda inek, koyun otlatmaya başlamış. Benim hayvan aşkım böyle başladı anlıyacağınız.
Tabii ben o zamanlar yoktum çünkü annem beni 36 yaşında doğurudu. Babam ise 42 yaşındaydı ben doğduğumda. Bu yaşa kadar annem ve babam neyi bekledi diyorsunuz tabi. Çocukları olmuyormuymuş neymiş, çok anlatmazlar bana böyle özel konularını.
Annemde çiçekleri çok sevdiği için ismimi çiçek koymuşlar. O aralar antalya, akçapınar köyünde oturuyormuşuz. Çocukluğum ve kardeşimin çocukluğu orda geçti. Hayatımın en eğlenceli en güzel yıllarıdır çocukluğum.
Taaki çocukluğumu silen o geceye kadar...
Annem ve babam benden sonra baktılar yapabiliyoruz, yapmışken bir tane daha yapalım diyolar ve benden 3 yaş küçük samet doğuyor. Evet şu uyumlu kardeş ismi şeysi. "Çiçek - Samet"
Sametin ismini babam koymuş. Bizim baba tarafı full köylü. Böyle şiveli miveli. Anne tarfıda istanbul'lu. Full şehirli. Uyum onda on gerçekten.
Hani derler ya herkesin bir dönüm noktası vardır hayatında. Benimde o gün, o gece hayatım değişti. Ruhum kara leke gibi mürekkebe boyandı. En güzel böyle tarif edebilirim sanırım. Ama herşey öncelikle babamın işleri büyütüp akçapınardan taşınmamızla başladı.
Çiftlik aşkını bırakmayacaktı tabii hem bizde çok alışmıştık, hemde parası iyiydi. Sadece farklılık için yapmıştık bunu. Daha verimli topralar, daha çok para. Ama bunların hiç birine deymezmiş. İş işten geçince anlıyor insan.
Ortaokulu bitirmemi bekleyip, lisemi oturacağımız yere yakın seçmemi istedi babam. Bu zamana kadar babama hiç karşı gelmedim ama taşınmak istemediğim için karşısında oturup ağladığımı hatırlıyorum. O da bu kararın bizim için daha iyi olacağını söyleyip geçiştirmişti.
Her neyse öyle ve ya böyle taşınmıştık. Evimiz çok daha geniş alanlı ve ıssız bir yerdeydi. Daha sakin, daha az insan...
Bu beni hep ürpertiyordu. Yeni evimizi beğenmiştim ama. Hem daha geniş, hem daha ferahtı. Bu antalyalılar için bir avantajdır. İlk defa sametsiz bir odam vardı. Bana ait...
Odamın eşyalarını döşerken camdan manzarama bakmak istedim. Benim camım kapı tarafında olduğu için sadece karşı taraftaki eve bakıyordu. Sade bir evdi.
Geniş bir ön bahçesi vardı. Çimler vardı her bir yerinde. Cam bir veranda vardı evin kenarında. Ama biraz garip bir havası vardı. İlk bakışta garip duygular veriyordu insana.
Evimize yerleşip ısınmıştık sonunda. Komşular çok tatlıydı. Evler çokta yakın değildi ama insanlar çok yakındı.
Babama hayvan işlerinde yardımcı olurdum okuldan sonra. Bunu o zorladığı için değil, ben çok istediğim için yapardım. Dokuzuncu sınıfım öyle böyle geçmişti. Yakın arkadaşlar edinmiştim. Hatta kadın olmaya başlıyordum. Göğüslerim büyüyor, belim ve sesim inceliyordu. Hatta erkeklere eskisinden daha çok ilgi duyuyordum.
Hayatımı seviyordum,
o güne kadar...
____________________________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18]
Literatura Feminina"Soyun" Sessizce yatakta oturmaya devam ettim. "Sana soyun dedim, duymadınmı?" Sakin bir şekilde söylemeye devam ediyordu ama bunu yapmayı istemiyordum. Korkudan yeterince titriyordum zaten. Derin bir nefes verdi ve gözleri ile yukarıya baktı. Daha...