Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18]

16.

-16-

"İşte bugünde bir uyandım, baktım onun odasındayım"

"Eeeeeee!!?"

"Bana not bırakmasınmı bide saat 5'e kadar evden ayrılmış ol diye"

"Ayı oha! Böyle bir kovma şeklide ilk defa görüyorum. Şerefsize bak"

"Sorma katıksız ayı hemde"

"Olaya bak ya, ve sen bunları bana anlatmadın yani?"

Tabii olanlardan taciz kısmını çıkararak anlatmıştım, daha sade bir şekilde.

"Ya fırsat olmadı..."

"Bir ben yaşayamadım şöyle bir aşk"

"Ne aşkı olum, ben ne diyorum sen ne diyon?"

"Yaa bırak, dizilerdeki gibi bir aşk yaşıyosun kızım daha ne istiyosun?" dedi gülerek.

Ellerimi kafama koyarak iç çektim.

"Off ben ne yapıcam!"

"Ne yapacağın açık, uzak durman lazım, eğer gerçekten uyuşturucu satıyorsa, uzak dur derim"

"Tabiki ama..."

"Ne ama?"

"Aşık mısın cihana?"

Kafamı kaldırıp elife baktım. Neden hayır diyemiyorum? Neden hala susuyorum? Soralı kaç saniye oldu lan?

"Ohaaa sen aşıksın!"

...

"Ohaa sen harbi aşıksın, sonunda!"

"Hayır be ne aşkı!"

"Aynaya bak anlarsın zaten kızım" diyerek kahkaha atmaya başladı. Aynaya baktım, yanaklarım kıpkırmızıydı, dokunduğumda ateş gibi yanıyorlardı.

Gerçekten aşıkmıydım cihana?

"Asıl olayı daha duymadın" dedim elife dönerek.

"Neymiş o?" dedi merakla bana dönerken.

"Gece bize gelmiş"

"NEEEAAAAAĞĞ!!"

"Annemle tanışmış"

"NEEEAAAAAAAAĞĞĞ!!!"

"Kızınız eliflerde kalıcak bugün demiş"

Elif bu kez hiç bir şey demeden bana boş boş bakıyordu.

"OHAAAAAAAAĞĞ!!"

"Yanlız zehir gibi çocuk baksana akıl etmiş herşeyi"

"Sorma senin en yakın arkadaşım olduğunu nerden biliyo mesela?"

"Ben bu çocuktan ürkmeye başladım çiçek dikkatli ol"

"Yok bişey olmaz bana merak etme"

"Yanlız çocukta sana boş değil bence, baksana almış odasına götürmüş falan, annenler merak etmesin diye kapına gitmiş falan, baya iyii"

Elif öyle diyince yüzümde bir gülücük oluşmuştu. Hemen yüzümü eski haline getirdim.

"Haklısın ondan uzak durucam" dedim.

Biraz zaman geçirdikten sonra elifin telefonu çaldı. Arayan, elifin yüzünden belliydi. Vıcık vıcık konuşmalarından sonra bana döndü gülerek.

"Hee sana sormayı unuttum bu arada partiden sonra nerelere kayboldunuz emreyle?"

Utanarak gülmeye başladı.

"Nee?" dedim şaşkınca.

"Biraz yakınlaşmış olabiliriz" dedi gülerek. Allığı eline aldı ve fırçayla yüzüne dokundurdu.

"İnanamıyorum, ne kadar ileri gittin!?"

"Bak bağırma, ileri gittik işte biraz"

Ellerimle azımı kapattım.

"Dikkat ettinmi?"

'Evet' der gibi kafasını salladı.

"Acısını sana anlatamam"

"Ay sus tamam, sana inanmıyorum" diyerek kafamı döndürdüm.

"Kızmadın demi?" diyerek yanıma oturdu.

"Yok canım, kızarmıyım hiç, ayrıca nerde yaptınız bunu?"

"Kızlar tuvaletinde"

"Neee!" diyerek ellerimle tekrar ağzımı kapattım.

"Ay inanamıyorum sana gerçekten elif, bunu nasıl yaptın, birde esmaya atıp tutyordun? "

"Valla insan büyük konuşunca demekki yapıyor, hayatımın dersini aldım, sende büyük konuşmada..."

"Eee!?"

"Bilemem artık" diyerek makyaj yapmaya devam etti.

"Sen merak etme beni canım arkadaşım" diyerek yalandan sırıtarak ayağa kalktım.

"Nereyee? , akşam sende geliyorsun bizimle"

"Yok sağol, dünden sonra bana bu kadar adranelin yeter"

"Eminmisin bak? Çekirdek - Kola yapıcaz parkta"

Çekirdek, kolayı duyunca bir istemedim değildi.

"İçki yok?"

"Yok, diyorum ya kola içicez diye"

"Hmmm" diyerek bir düşündüm.

"Hade hade naz yapma, geliyorsun işte" dedi gülerek.

"Hem ben sensiz nasıl yapıcam?"

"Neyi?"

Oturduğu yerden kahkaha patlattı. Hatta biraz fazla gülmüştü. Bildiğiniz katıla katıla gülüyordu.

"Ya.. Neyi olucak..." gülmesini durduramıyordu galiba.

"Allah çiçeeek" dedi.

"Heee bende o şeyi dedin zannettim" diyerek bende güldüm.

...

Elifle hazırlanıp aşşağı indik her zamanki gibi emreyi bekliyorduk. Siyah araba birazdan evin önündeydi.

Elif her zamanki gibi emrenin yanındaki koltuğa geçmişti. Bende her zamanki gibi arkadaydım. Bu sefer deniz ve zekeriya yoktu. Tanımadığım bir kız ve kerim vardı. Kerim liseden arkadaşımızdı ama kızı tanımıyordum.

"Naber çiçek?"

"İyidir kerim senden?"

"Bende iyi, kız arkadaşım ceren" diyerek kız yanındaki kızı işaret etti.

"Merhaba" diyerek elimi uzattım. Tatlı bir şekilde gülerek elimi sıktı.

"Merhaba" diyerek karşılık verdi.

Parka gelmiştik, hava kararmıştı, durmadan saati kontrol ediyordum. Saat 5'i geçmişti. Ne yapıyordu acaba. İlk defa arkadaşlarımın yanında bir erkeği düşünüyordum. Çok garipti. Bu aşkmıydı? Yanımda olsa şimdi, onlarla tanıştırsam onu, birlikte vakit geçirsek nasıl olur diye düşünmem normalmiydi mesela?

Gün geçtikçe kalbimdeki kökleri uzuyordu sanki...

Güzel çimlik bir alana oturarak büyük poşetteki çekirdeği açtık. Kolaları doldurduk ve sohbete başladık. Ama ben neden sohbete dalmak yerine cihanı düşünüyordum.