Yokohama'da oldukça yetenekli bir korumaya dair bazı söylentiler vardı. Ona bir kılıç verirseniz 100 düşmanı öldürebilecek, bir mızrak verirseniz koca bir orduyu alt edebilecek kadar yetenekliydi. İyi bir eğitim almıştı, günlerini ya okuyarak ya da Go oynayarak geçirirdi. Konu işe geldiğinde oldukça sakin ve sağduyuluydu, müşterisini bütün soğukkanlılığıyla korumaya özen gösterirdi. Tek kusurunu söylemek gerekirse, o bu işte asla başkalarıyla çalışmamıştı ve kimseye de güvenmezdi.
Kısacası, o yalnız kurtdu.
Öyle ki, insanlar onun hakkında şöyle düşünürdü; "bu adamın herhangi bir guruba dahil olmasını bırak, kimseyle ortak iş yapamaz. Balıkların dans edip şarkı söylemesi bile bundan daha inandırıcı gelir."
Gümüş saçlı, evcilleştirilemez bir kurt...
O, Yukichi Fukuzawa
Bu kısa öykü, bir adamın tabularını yıkmasının öyküsüdür. -ve aynı zamanda ebeveynlik yapmasının.
***
Fukuzawa o gün öylesine huysuzdu ki, caddede yürürken hafta sonu kalabalığı bir gelgit gibi geri döndü. Araçlara yeşil ışık gözükmesine rağmen, Fukuzawa yaya geçidinden geçerken arabalar bile durdu. Yaydığı somurtkan aura, o denli güçlüydü.
Ancak Fukuzawa'nın öfkesi kendineydi. Bir müşterisi suikaste uğramıştı ve- ölmüştü. Fukuzawa, utançtan boğuluyordu.
Bir koruma olarak, Fukuzawa'nın iki ana işi vardı; ilki normal durumlarda sıradan bir güvenlik danışmanıymış gibi davranıp acil durumlarda hızla harekete geçmenin yer aldığı sözleşmeli işler, diğeri ise sadece bir defaya mahsus birini veya bir şeyi koruduğu tek seferlik koruma işiydi. Bu sabah öldürülen, bir şirketin CEO'su müşterisiyleyse bir sözleşmesi vardı. Çok eski değil, sadece birkaç gün önce koruyacağına yemin etmişti.
İş dışında hiç konuşmamışlardı. Fukuzawa, müşterileriyle kişisel ilişkiden kaçınmaya özen gösterirdi. Koruduğu kişinin veya şeyin ne/nasıl olduğu hakkında bir şeyler bilmekle ilgilenmiyordu. Bir keresinde, tam zamanlı koruma olarak çalışacağı bir iş teklifi gelmişti. Bir organizasyona dahil olma, astları ve iş arkadaşları olacağı fikrinden hiç haz etmeyen Fukuzawa, bu teklifi anında geri çevirmişti. O CEO'nun tam zamanlı koruması olsaydı eğer... belki de sonu böyle bitmezdi...
Duyduğuna göre, suikastçı sabahın erken saatlerinde CEO'yu ofisin penceresinden aşağıya itmişti. Suikastçının ardında bıraktığı kanıtlar, hızlıca yakalanmasını kolaylaştırmıştı.
Fukuzawa, limana nispeten yakın, kırmızımsı kahverengi tuğlalardan yapılmış söz konusu binaya ulaştı. Bina yamacın tepesindeydi ve eskiydi, ama buna rağmen oldukça sağlam görünüyordu.
CEO'nun ofisinin tam altını çevreleyen, o sarı suç mahali bantlarını gördü. Bantlar, kuvvetli rüzgarla sallanıyor, uçup gideceklermiş gibi duruyordu. Kurbanın cesedi otopsi için götürülürken, geride bıraktığı kan izleri halen duruyordu.
Fukuzawa duygularını bastırarak, "S.K. Ticari İşler Şirketi" yazan tabelanın altından geçti. Ardından asansöre binerek kurbanın ofisinin olduğu kata çıktı.
"Selam, bunca yolu geldiğiniz için teşekkürler! Bir dakika verebilir misin, bunları bitirmem gerekiyor"
Bu, başkanın sekreteriydi. Ofiste yığınla belgelerle boğuşuyordu. -Kesinlikle cinayet mahalinde görmeyi bekleyeceğiz bir tablo değildi.- Ofis, aşağı yukarı otuz kişi alabilecek kadar büyüktü. Bu kadar büyük bir odada, her yerde belgeler vardı. Masa ve zemin, kağıt havuzunda neredeyse hiç gözüküyordu. Belgelerin hepsi de önemli gibi duruyordu. Kırmızı kravatlı, siyah palto giymiş kasta görünüşlü bir adam olan sekreter, odanın diğer ucunda belgeleri sıralıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektiflik Ajansının Anlatılmamış Kuruluş Hikayesi
Short StoryAnimenin 4. sezonunun ilk bölümlerinin uyarlandığı roman olan "The Untold Origins of the Detective Agency" nin çevirisidir.