17. Bölüm

15 1 0
                                    

Olayın üzerinden bir yıl geçmişti. Ranpo'dan kurtulamayan ve aklı başında olan Fukuzawa'nın çeşitli görevlere yardımcı olması için geçici olarak Ranpo'yu işe almaktan başka seçeneği yoktu. Fukuzawa bir plan yaptı. Yiyecek ve giyecek karşılığında, Ranpo'ya çeşitli işler, sosyal normlar ve akademik bilgiler de öğretilecekti, çünkü bilgi dünyanın temeliydi. Hayatta kalmak için oksijene ihtiyaç duyulduğu gibi, yaşamak için okumak da gerekliydi. Fukuzawa'nın inandığı ilke buydu.

Ve işte... Fukuzawa işini kaybetmişti. İşi müşterilerini korumaktı, ancak Ranpo'yu evrak işlerine yardım etmesi için ne zaman getirse, Ranpo müşteri için risk faktörünün kim olduğunu ve nerede olduklarını hızlı bir şekilde çözüyordu. Fukuzawa'nın kimseyi korumasına gerek kalmıyordu. Çok geçmeden müşterileri korumaya gerek kalmamaya başladı. Hatta bazı insanlar sadece Ranpo'nun gelmesini istemeye başladı. Bu ani dönüş yüzünden Fukuzawa işsizliğin eşiğine gelmişti.

Kabul edecek olursak, işlerin yeniden canlanmasına da Ranpo'ya borçluydu. Çok fazla boş zamanı olan Fukuzawa yeni bir iş teklifi aldı ve bu sefer Ranpo'dan biraz dedektiflik yapmasını istedi. Her türlü gerçeği ortaya çıkarabilecek doğaüstü güçlere sahip genç dedektife dair söylentiler, tiyatrodaki olaydan sonra yavaş yavaş tüm şehre yayılmıştı. Toplumun çeşitli katmanlarından ve polis dahil her tür insandan iş teklifleri almaya başladı. Hemen hemen her olayı olay yerinde anında çözülür oldu.

Yine de Fukuzawa için işler karmaşıktı. Ranpo'nun tek başına çalışmasına izin vermekte sorun olmasa da, Fukuzawa çoğunlukla ona eşlik ediyordu. Sebeplerden biri, artık birçok kişi tarafından "Katil Melek" vakası olarak bilinen tiyatrodaki olayda olduğu gibi, Ranpo'nun ne kadar pervasız ve tehlikeli olabileceğini çok iyi bilmesiydi. Ama çoğunlukla, Ranpo'ya eşlik etmesinin en büyük nedeni, "onu kontrol edebilen tek kişi" olmasıydı. Ranpo bencil mi bencildi ama nedense Fukuzawa'yı dinliyordu. Belki de o malum olaydan sonra yediği tokat ve azarlamalar onun üzerinde etkili olmuştu. Ya da belki de yüreğini sızlatan başka bir şey vardı. Her halükarda Ranpo, Fukuzawa'ya bağlıydı ve onu asla yalnız bırakmıyordu. Etrafta koşan küçük bir köpek yavrusu gibiydi, "Fukuzawa-san! Fukuzawa-san!". Eğer Fukuzawa emrederse, bir iki saat sessizce otururdu. Bu nedenle, ne zaman bir müşteri Ranpo'yu talep etmek istese, "Fukuzawa, lütfen onunla gel! İki katını ödeyeceğim!" der oldu.

Çok geçmeden, memleketteki herkes dedektif ikilisi Fukuzawa ve Ranpo'yu duymuştu; bencil, kontrol edilemez ama yine de dahi bir dedektif ve yakın dövüşte usta olan, olağanüstü güce  sahip asosyal, sessiz, orta yaşlı bir adam. Ortadan kaldıramayacakları bir komplo, onlardan kaçabilecek hiçbir düşman, çözemeyecekleri hiçbir vaka yoktu. Katiller ayak sesleriyle titriyor ve zengin adamlar sık ​​sık ikisine saygılarını sunmak için geliyorlardı. Polis bile bazen gizlice ziyaret eder ve zor durumlarda yardım için yalvarırdı. Yetenekli dedektifler olarak bilinen Ranpo ve Fukuzawa, sayısız vakayı birlikte çözdüler. Refah ve rakipsiz zafer günleri devam ederken kimsenin önlerinde bir şansı yoktu. İşte tam da bu yüzden...

...karar anı yaklaşıyordu.

Karanlık bir yeraltı geçidinin ortasında, "Görünüşe göre burası," dedi Fukuzawa.

"Öyle görünüyor," diye onayladı Ranpo, gözlüğünü ittirerek.

Bir gün Fukuzawa, Ranpo'dan yardım istemişti. Ranpo'dan beklenmedik yerlerde beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan birini bulmasını istedi - hiçbir soruşturma kuruluşunun hakkında ipucu bulamadığı birini. Söz konusu kişinin hem hükümetle hem de yeraltı örgütleriyle bağlantısı olduğu ve Yokohama'daki her komplo ve planın yakınında olduğu söylenirdi.

"Kapıyı açıyorum."

Yeraltı geçidindeki demir kapıyı iterken Fukuzawa'nın elinde mütevazi bir baston vardı. Ellerindeki tek ipucu o bastondu. Ranpo'nun çıkarım yeteneği olmadan, bu kadar küçük bir ipucuyla hedefi bulmak kesinlikle imkansız olurdu.

Dedektiflik Ajansının Anlatılmamış Kuruluş HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin