'4'

68 9 11
                                    

07.32

Çalan telefonuyla uyanmıştı Minho, "efendim Hyunjin?" uykulu olduğunu belli eden sesine karşılık Hyunjinden bir iç çekiş duyuldu. "Hâlâ uyuduğunu söyleme sakın." Minho yataktan kalkarak mutfağa ilerledi. "Sayende uyumuyorum Hyunjin."
Kahve makinasını çalıştırıp bilgisayarını açtı ardından tuvalete girip yüzünü yıkadı. O bunları yaparken Hyunjin onun henüz uyanmış olmasına söyleniyordu. "Hyunjin drama yaratma onda olan toplantı için beni yedide uyandırdın zaten."

Bir süre daha konuşmalarına devam etmiş ardından Hyunjin sevgilisini okula bırakacağı için telefonu alelacele kapatmıştı.

...

Gömleğini iliklerken kapının sesiyle irkildi Minho. Gömleğini rahat bırakıp kapıya ilerledi ve kim olduğuna bakmadan açtı. Dün Jisung'un evine giren sarışın çocuk vardı karşısında, arkasında da Jisung, sinirli bir anne edasıyla dikiliyordu.

"Merhaba ben Felix..." çocuk ona elini uzattığında Minho onunla el sıkıştı ve gülümsedi, "Minho" Felix elini yavaşça geri çekti ve yüzüne mahçup bir ifade oturttu. "şey dün tanık olduğun olay için özür dilerim... sevgilimle arada tartışırız ve buna tanık olmanı istemezdim." Minho tekrar gülümseyerek sorun olmadığıyla ilgili bir şeyler mırıldandı.

"He bu arada ben yedinci dairedeyim, yani kapı komşunum." Minho gülümseyerek ona bakan gence gülümsedi tekrar. "Umarım akşamları sevgilin tartışma çıkarmaz. Sesinden korkup yataktan fırlamak istemem." Felix buna kıkırdadı ve Minhoyla vedalaşarak aşağı inmeye başladı, Jisung onu takip etmeden önce Minhoya döndü, "düğmelerden birini atlamışsın." gömleğini işaret ederek kurduğu cümlenin ardından merdivenleri inmeye başladı.

Minho onun ardından gömleğini kontrol etti ve haklı olduğunu görerek düğmeleri düzelterek içeriye girdi, kedilerin mamalarini vererek kapıya çıktı ve ayakkabılarını giydi.

Önünde uzun bir gün vardı, üç toplantısı ve bir de şirket yemeği vardı. Günün hızlıca sonlanması için içinde dualar edere garaja inmeye başladı.

...
10.45

Jisung dükkanı açalı yarım saat kadar oluyordu ki çan sesini duymasıyla kafasını kaldırdı ve gelene baktı. Önceki gün gelen yakışıklı çocuk gelmişti. "sana dün buradan çiçek almıştım sevgilim." Ondan biraz kısa olan oğlana dönerek söylemişti bunu. Jisung oturduğu yerden kalkarak gülümsedi, "hoş geldiniz. sizi bir arada gördüğüme göre affedilmişsiniz." kısa olan kıkırdarken, uzun olan onu onayladı.

Kısa olan ona doğru biraz yaklaştı. "kendisi düşünerek seçmedi değil mi o orkideleri, o kadar zarif şeyler bildiğini düşünmüyorum." Uzun olan çocuk şokla sevgilisine baktı, "inanamıyorum Seungmin, çok kabasın!" Seungmin ona dönerek drama yaratmamasıyla ilgili bir şeyler söylerken uzun boylu çocuk kalp krizi geçiriyor gibi elini kalbine amış ağlamaklı bir tonda konuşuyordu.

Jisung onları gülerek izliyordu bu sırada. Uzun süredir gördüğü en tatlı çiftlerdendi bu ikili..

~

Hyunmin ballarım...
Yazım yanlışları için özür dilerim bilgisayardan yazdım...

Umarım beğenmişsinizdirr ♡♡

neighbourhood // MinsungWhere stories live. Discover now