'5'

68 8 3
                                    


Kaç saattir boş oturduğunu bilmiyordu jisung, artık sıkıntıdan çiçeklerden sanat yaratmaya başlamıştı.

Gelen, giden kimse yoktu. Normalde yoğun geçen günlerin arasında bu gün çok boş kalmıştı ve bu Jisung'un canını sıkıyordu. Belki de iş çıkışı için dakikaları saydığından durmuştu saat.

Telefonun sesi çiçeklerin arasında oturan Jisung'un kulağına ilişince hızla yerinden kalktı ve telefonunu aldı buketlerin arasından.

"Alo?"
Karşıdan gelen tanıdık sesle gülümsedi, "Efendim Changbin?"

"Ya Jisung ben yine eşeklik ettim Felix'in kalbini kırdım, onun için buket yapabilir misin? Gönlünü almam lazim da..."
Hattın ucundan gelen mahcup sesle gülümsedi Jisung. "Yaparım tabii gerizekalı, gel dükkana ben hazırlamaya başlıyorum."

Changbin'in tesekkurleri ardından telefon kapanmıştı.

Jisung masasındaki bukete baktı... Aslında onu verebilirdi Changbin'e hem Felix'de beğenirdi, Jisung'un içinden bir ses onu vermek istememişti, onu kendisine saklamak istemişti. Yaptığı en güzel buket değildi ama gördüğü en güzel insanlardan birisini hatırlatmıştı ona. Belki de hatrındaki kişiye vermek daha doğru olurdu.

Eline farkli çiçekler alarak yeni bir buket yapamaya koyuldu hızlıca. Masasındaki buketi de sahibine götürmek üzere bir suyun içine koydu.

~

O buketi hazırlarken Changbin gelmiş, sohbet etmişler ve ufak bir ücret çatışmasından sonra Jisung'u eve bırakması karşılığı buket olarak anlaşmışlardı.

İkisi de apartmana geldiğinde Jisung kendi evine, Changbin Felix'in evine yönelmişti.
Jisung uzerini değiştirip ev kıyafetlerini giymiş ve eline hazırladığı buketi alarak aşağı kata inmişti.

Minho'nun kapısını çalmış ve beklediği bir kaç saniye boyunca ne yaptığını sorgulamıştı.
Kapı açıldığında karşısında gri pijama takımıyla dikilen Minho onu gülümsemişti.

"Yine yanlış daireye mi geldin?"
Jisung tekrar gülümsedi, "Hayır bilerek buraya geldim. Al"
Elindeki buketi uzattı ona, Minho gülümseyerek buketi alırken elleri birbirine çarpmış, Minho'nun soğuk elleri Jisung'un irkilmesine sebep olmuştu. "Neden peki? Özür diledin diye hatırlıyorum."

"Bu özür için değil, dükkanda çok sıkılınca bunu yaptım, verecek başka birisi de gelmedi aklıma."

Minho göz devirdi, "daha romantik bir şeyler söyleyebilirdin çiçekçi."

Derin nefes alıp doğrudan gözlerini Minho'nun gözlerine dikti 'çiçekçi' "belki de senin güzelliğini, güzel şakayıklara benzettiğimden, belki de eşsizliğini onlardan aldığını düşündüğüm için... neden bilmiyorum ama bu çiçeklerin başka kimsenin ellerine, senin zarif ellerine yakıştığı kadar yakışmayacağını çok iyi biliyorum. Bu yüzden sana layık çiçekleri sana vermek geldi içimden."

Minho gülümseyerek Jisung'un dediklerini sindirirken Jisung derin bir nefes aldı, "iyi akşamlar Minho"
Arkasını dönerek üst kata çıkarken Minho arkasından ona iyi geceler diledi kısık bir sesle ve evine girdi.

...

Şakayıklar normalde şefkati simgeler diye biliyorum ama cidden Minho'nun ellerine çok yakışacağını düşünüyorum...

neighbourhood // MinsungWhere stories live. Discover now