17

415 27 3
                                    

Elim ayagim titriyor- Ankara'da cok kotu simsek cakiyor ve telefon sarjda. Ins olmem.

Sinirle salona gittim. Herkes sinirli oldugumu anlamisti. Han "Ne oldu?" Diye sordu. "Bakin, beni dinleyin. Okuldaki herkesi sorguya almislar Seungmin oldugu icin. Butun picler bizimle kavgali oldugunu soylemis. Hepimiz sogukkanli olmaliyiz ve sakin supheli bir sekilde davranmayin. Dun gece neredeydiniz diye sorarlarsa dordumuz beraber dizi izliyorduk. Diger butun sorulara sanki olaylari simdi ogrenmisiz gibi davranicaz." Dedim. Felix "Okuldakilere iyi bir yargi dagitmamiz lazim. Okula gitmiyoruz diye gotu kalkti pezevenklerin." Dedi. Sinirliydim ve suanki sinirimi atlatamiyordum. Han "Gel yanima otur." Dediginde yavasca ona yaklastim ve yanina oturdum. Yanina oturdum ve biraz ona yaklastim. Elimi sikica kavradi ve kafasini omzuma koydu. Felix "Ay iki dakika da ask kusu olmayin." Dedi. Ters ters ona baktim ve derin bir nefes aldim. Han "Streslenme. Sakin olursak hic bir sey olmucak. Sen canini sikma." Dedi. Kafami salladim ve derince bir nefes daha aldım.

(Burdan sonra pcye geçtim türkçe klavye ile yazıcam TT)

Saat gelmişti ve artık çıkmamız lazımdı. Sakin olmam gerekirken nedense hiç rahat hissetmiyorum çünkü iyi şeyler olmayacak gibi bir his var içimde. Evden çıktık ve okulun yolunu tuttuk. Hyunjin "Canını sıkmayın. Sadece zorba olduğumuzu biliyorlar. Yani bizden şüphelenirlerse bile soğukkanlı olursak bizim yapmadığımızı sanarlar. Soğukkanlı olmamız lazım." diye bize teselli konuşması yaptı. Okula girmiştik ve şimdiden okulun önü polis kaynıyordu. Herkesin beklediği yere geçerek sıramızın gelmesini bekledik. "Lee Minho." diye bir ses geldiğinde yavaşça içeri girdim. Oturdum ve 10 saniye polisle bakıştım. "Lee Minho isminiz, değil mi?" dedi. Hafifçe kafamı salladığımda hm tarzı bir ses çıkardı. "Dün gece neredeydin?" diye sordu. Sakin bir sesle "Arkadaşlarım ile geç saatlere kadar film izledik." dedim. "Arkadaşların kim?" diye sordu. "Hwang Hyunjin, Lee Felix, Han Jisung." diye cevapladım. "Hmm." dedi ve yüzüme doğru yaklaştı. "Yalan söylüyor olabilir misin?" dedi. "Yalan söylesem şuan buraya gelmeye yeltenmem bile. Kaçar giderim." dedim. Yüzüme sert bir ifadeyle baktı ve "Sakin ama aptal bir çocuksun." dediğinde sinirle yumruğumu sıktım. Sakin olmalıydım yoksa her şey mahvolurdu. "Sinirlendin galiba. Peki bu sinirinin sebebi yalan söylemen mi?" dedi. Bu adam benimle oyun oynuyordu. Aptal olduğumu sanıyordu fakat beni parmağında oynattığı besbelliydi. "Hayır, şuan benimle oynuyorsun ve bunu anlamadığımı sanıyorsun. Maalesef diğer insanlara benzetme beni." diye cevapladım. Beni süzdü ve "Garip.." diye mırıldandı. "Çıkabilirsin." dediğinde sertçe ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Sonra Felix'i çağırdılar. Bizimkilerin yanına hemen gittim. "Bu adam bizimle oyun oynuyor. Ne derse desin sakin kalın. İşte sizi sinirlendirmek için hakaret falan ediyor. Fakat yemeyin bunu." dedim. İkisi de kafasını salladı. Han "Ama Felix duymadı, ya o kanarsa?" dedi. "Felix'i ben tanıyorum. Salaktır ama böyle işlere gelince benimle aynı kafa yapısında." dedim. Bir 5 dakika sonra Felix çıktı. Yüz ifadesi değişikti. Ardından Hyunjin'i çağırdılar. "Ne oldu?" diye sordum. "Adam bizimle oynamak için her yolu deniyor. Kansaydım şuan hepimiz bitmiştik." dediğinde yüzümde bir tebessüm belirdi. "Farketmen çok iyi olmuş. Aynısını bana da yaptılar ve diğerlerini uyardım." dedim. Sırtına bi kaç kere hafifçe vurdum. 8 dakika sonra da Hyunjin geldi. Sonra da Han'ı çağırdılar. Hyunjin "Minho, haklıymışsın. Beni kızdırmak için aileme kadar girdiler. Ama ben eğer bunu demeseydin şuan 3. dünya savaşını çıkarmıştım. Hayatımızı kurtardın şuan." dediğinde tebessüm edip kafamı hafifçe eğdim. 10 dakika sürmüştü fakat hala Han gelmemişti. Bir 3 dakika sonra geldi. Kendini tutuyor gibi görünüyordu. Ne olduğunu sorduğumda "Dışarı çıkalım lütfen." dedi. Kafamı sallayıp hepimiz beraber aşağı indik. Aşağı indiğimizde sıkıca bana sarıldı ve ağlamaya başladı. "Orda kendimi tuttum fakat bütün her şeyime kadar söylediler. Sonra üstüme geldi ve gözlerime baktı. Gözlerimi bilerek kaçırmadım ama dediklerini duydukça canım acıyordu." dedi. "Sikik.." diye mırıldandım ve ona sarıldım. Hyunjin "Aynısını bana da yaptılar Han. Canını sıkma. Anlaması zor olmuştur gözlerini ondan çekmediysen." dedi. Kafasını salladı ve "Sonuna kadar göz temasını sürdürdüm." dedi. Felix "Tamam sakin olun. Bunu da atlattık. Eğer yüzünüzü asarsanız size evde browni yapmam." dedi. Han sakince göz yaşlarını sildi ve "Tamam." diye mırıldandı. Hyunjin "Sinirinizi bozmak istemem ama giderken hoca beni durdurdu. Yarın okula herkesin gelmesi gerekiyormuş. Seungmin'in ailesi bir açıklama yapacakmış." dedi. "Of bi salmıyolar bizi." diye mırıldandım. Felix "Tamam tamam boşverin, hele bir yarına kalalım. Gidip eve browni yiyelim kendimize geliriz." dediğinde herkes tebessüm etti ve evin yolunu tuttuk.

Minho

Hannie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hannie

Hannie

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Felix

Hyunjin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hyunjin

Minsung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Minsung

Minsung

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
always forever, minsung. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin