10

527 35 15
                                    

100 olmuşuz yuppiiiii <3 Hissediyorum bu da okunacak, hissediyorum ve size güveniyorum ^^

Bara gitmek için hazırlanmıştık. Han'ı bekliyorduk ama hala banyodan çıkmamıştı. Hyunjin "Git bi bak Minho. Çocuk öldü heralde ses falan çıkmıyor." dedi. Yüzüne agresif bir şekilde bir bakış attım ve "Neden ben gidiyorum? Tamam giderim de çocuk tuvalette. Gitmem doğru olmaz." dedim. Felix durdu ve "Belki vücudunu görürsün, ne dersin Minho bey?" dediği gibi koluna sert bir yumruk attım. "Hayvan, acıdı!" diye bana bağırdı. "Of gidiyorum be, siz dediniz diye değil korktuğum için." dedim. Felix sinsice hihi  tarzı bir ses çıkardığında Hyunjin "Bir de bana diyor şu çocukları elleme diye." diye mırıldandı. "Sen ne diyon lan." deyip kafasına vurdu Felix. Onlara arkamı döndüm ve kapıyı açtım. Siktir, banyo etmişti ve altında sadece bir havlu vardı. 10 saniye gibi bir süreyle bakıştıktan sonra "Pardon benim hatam, çıkmadın diye endişelendik bu yüzden arkadaki iki salak beni buraya gönderdi." dedim. Hafifçe kıkırdadı ve "Sorun değil. Ben demeyi unuttum size banyo ettiğimi. Saçlarımı kurutup ve üstümü giyinip hemen geliyorum." dedi. Hızlıca banyodan çıktım ve kapiyi örttüm. "Bir daha beni banyoya falan gönderirseniz sizi burda yatırır sikerim." dediğimde ikisi de bana anlamsız bir şekilde baktı. "Noldu lan?" dedi Hyunjin. Felix "KESİN HAN'I ÇIPLAK GÖRDÜ AAAA" diye bağırmaya başladı. Boğuk bir sesle "Yarı çıplak" diye düzelttim. Felix "AAAAAA"diye bağırmaya başlayınca Hyunjin Felix'i kucakladı ve "Bana diyordu, kendisi delirdi. Bunu burdan almazsam başının etini yer Minho." deyip Felix'i başka bir odaya götürdü. Oturdum ve Han'ı beklemeye başladım. Banyodan çıkıp benim yanıma geldi. Felix ve Hyunjin'i çağırmak için gür bir sesle bağırdım. "Geldik amk geberme." diye mırıldandı Hyunjin. Sonra bara doğru gitmeye başladık. Uzak olmasına rağmen yürümeyi tercih ettik çünkü yürümeyi seven tiplerdeniz.

Bara geldik ve arka taraflardan bir yere oturduk. Çok fazla ses olmaması iyiydi çünkü çok sesten hoşlanmam. Barmen yanımıza geldiğinde şaşırdım, çünkü bu Seungmin'di. Evet, benim yumrukladığım ve koluna makas sapladığım Seungmin. Bizi görünce yüzünü buruşturdu ve istemediğini belirten bir ses tonuyla "Ne istersiniz?"diye sordu. Hyunjin yüzüne biraz yaklaştı ve alaycı bir ses tonuyla "Bize 3 şişe vodka postala. Okul orospusu Seungmin." dedi. Felix güldü, ben ise ruhsuz gibi içkiyi bekliyordum çünkü şuan aşırı ihtiyacım vardı. Seungmin direkt sesini çıkarmadan yanımızdan gitti ve istediklerimizi getirmeye koyuldu. Hyunjin flörtöz bir ses tonuyla "Şununla biraz oynasak mı? Video çeker okulun ifşa sayfasına yayarız. Ne güzel olur." dedi Felix'e. "Ben eğlenirim. Ama Minho'dan da onay al." dedi. Hyunjin bana baktı ve "Ne istiyorsanız yapın." dedim. Seungmin içkileri getirdikten sonra Felix kayıt almak için telefonunu aldı ve almaya başladı. Hyunjin bardağına biraz vodka doldurduktan sonra bardağı yere fırlattı. "Ay yanlışlıkla oldu. Kusuruma bak." dedi ve bir kahkaha patlattı. Kendi bardağıma vodkayı doldurdum ve küçük yudumlarla içmeye başladım. Seungmin yeri temizlemek için eğildiğinde Hyunjin bu sefer başından aşağı döktü. Felix büyük bir kahkaha patlattığında ben de hafifçe kıkırdadım. Çünkü şuan aşırı rezil duruyordu. Ben de laf söylemeden kalmak istemediğim için "İnsanlara götünü vermeyi veya başkasını sikmeyi bırakmış buna şükredin." dedim. Felix ve Hyunjin büyükçe bir kahkaha attı. O sırada Han'a baktım. Rahatsız olmuş gibi duruyordu. Kulağına yaklaştım ve "Rahatsız olduysan durabilirler." dedim. "İsterseniz durun ama ben pek hoşnut olmadım." dedi. Hyunjin'in omzuna dokundum ve durmaları için el hareketleri yaptım. Hyunjin dediğimi anlamış bir şekilde "Neyse, daha fazla uğraşmayalım. Bebek gibi ağlamaya başlarsa durduramayız." dediğinde Felix de videoyu kapattı. "Buna pişman olacaksınız." deyip gitti. Hyunjin "Pişman olacakmışız, orospuya bak. En fazla köpeklerini üstümüze salar onlar da bu pezevenk kadar güçsüzdür." dedi. İçkim bittiğinde "Sigara içmeye çıkcam." deyip barın arka tarafına doğru yürüdüm. Sigaramı yaktım ve ciğerlerime çekmeye başladım. Sigarayı yarıladığımda önüme 3 kişi geldi. Kaşımı kaldırdım ve onlara baktım. "Bak kardeşim, Seungmin'in köpekleriyseniz yaklaşmayın bile. Ona daha yaptıklarımız az. Bu yüzden siktirin gidin." dedim. Birisi bana yaklaştı. Saçıma dokunmaya çalıştığında karnına sertçe bir tekme attım. Attığım tekmenin şiddediyle geri savruldu. Üçü de üstüme gelmeye başladığı an "Hop hop, bire üç, sizce adaletli mi?" dedim. Birini itip hemen uğraşmadan kaçtım. Bizimkilerin yanına soluk soluğa geldim. "Noldu lan, sigara içerken boğuluyor muydun?" dedi Felix. "Bir şey yok, Seungmin köpeklerini üstüme saldı da, uğraşmadan direkt kaçtım." dedim. Hyunjin ayağa kalkarak "O orospu-" dedi fakat kolundan tuttum ve "Boşver, iki güne yine gelirler bu sefer hepimiz beraber bir sıra dayağından geçiririz. Hiç uğraşmayalım bile." dedim. Yerine oturdu ve içkisini içmeye devam etti "Felix hyunggg, bir bardak daha içebilir miyimm?" diye tatlılık yapmaya başladım. Han gülünce ona ters ters baktım. "İç istersen, sonra neden öldüm diye diğer taraftan bana sövme." deyince yerime oturdum ve mal mal kafamı koyup orda durdum.

always forever, minsung. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin