27. Bin Yıl Bir Yalan

2.7K 278 420
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🦂

🎧Leprous, Below
🎧Stonefox, Lightning

🦂

Zaman her evren için aynı işliyor, evrenlerin sahip olduğu aylar aynı hızda dönüyor, güneş ise bütün evrenlerin arasında bir elmas gibi parıldıyordu. Sanki her evrende bir kamera vardı. Kameralar ilk önce bir şehri kadrajına alıyordu, sonra bir ülkeyi, daha sonra bir kıtayı ve en sonda da bütün evreni. Görüntü yavaşça genişliyor, sonunda da bütün kameralar aynı yöne dönüyordu.

Tanrıların ve tanrıçaların sarayına.

Saraydan yayılan o güçlü ses bütün evrenlerin üzerine bir fırtına gibi yayılsa da aslında o sesi duyanlar sadece saraydakilerdi. Kamera sarayın penceresinden bir uğur böceği gibi içeri giriyor, görkemli salonun tavanına yükseliyordu. Değerli taşların ve eşyaların süslediği o salonda beş kişi vardı. İki tanrı ve üç tanrıça. Hissedilen ortak duygu ise öfkeydi.

"Bu kadar ileri gitmemeliydin, Khione," dedi güzel tanrıçalardan biri. Öfkeli hissediyordu çünkü evrenleri korumalarında yardımcı olan gardiyanlarına değer veriyordu.

"Sadece gerekeni yaptım," dedi Khione elindeki kırmızı, parlak yüzeyi olan elmayı ısırırken. Albino olan tanrıçanın elindeki o kırmızı elma, suya damlatılmış bir kan gibi görünüyordu.

Khione'nin bu tavırlarına sinirlenen tanrıça ise tırnaklarını yeni cilalanmış gibi duran masaya vurarak, "İşini daha dikkatli yapsaydın buna gerek kalmazdı," dediğinde, Khione'nin mor rengi gözlerine öfke yayıldı. Diğerlerinin aksine o sakin hissediyordu, gerekeni yaptığını ve haklı olduğunu düşünüyordu. Ama işini kötü yaptığını ima etmeleri onu sinirlendirmişti.

"Ne zamandan beri yaptığım şeyler yanlış olarak görülüyor, Molan?" dedi öfke dolu bir sesle Khione. "Ne yapsaydım? O kedi ve tilkiye gördüklerini unutturmasaydım da Astrid arkadaşının bir-"

"Khione," dedi tanrılardan en ketum olanı. Yüzündeki ciddi ifadeyle karşısındaki kadına baktı. Öfkenin her zaman Khione'yi kolayca ele geçirebildiğini biliyordu. "Her zaman her şeyi bilen bizdik. Bundan iki gün sonrasını ya da yüzyıl sonrasını. Her zaman görebiliyorduk." Sakin bir tavırla sandalyesinden kalkarken gözlerini mor gözlü tanrıçadan ayırmadı. "Şimdi ise sadece önümüzdeki beş gün içinde neler olacağını biliyoruz. Sen bunun ne demek olduğunun farkında mısın?" Diğerlerine oranla daha sakin bir yapıya sahip olsa da önlerindeki bu karmaşa onu bile bilinmezliğe sürüklüyordu. "Beşinci gün bir şey olacak ve ancak o zaman her şey belirginleşecek. Öfken her şeyin o kızın elinde olmasından dolayı mı?"

AKREBİN KALBİ (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin