9

82 9 6
                                    

Sabah kalkıp kısa bir kahvaltı yaptıktan sonra Taehyung arkadaşlarıyla buluşacağını söyleyip kahvaltıdan sonra çıktı. Sürekli gezmeyi seven biriydi. Onu evde tutmak zordu. Ben ise gezmek yerine evde uyumayı severdim. Bugün temizlik yapmaya karar verdim, yemek yapmam gerek canım bu aralar tatlı çekiyordu belki bir şeyler yapabilirdim ve bahçeye tohum ekicektim dün sipariş ettim bugün gelir kesinlikle.

Kahvaltılıkları topladıktan sonra üzerimi değiştirdim ve temizlik için su hazırladım. Hazır Taehyung evde yokken ve canım sıkılıyorken yapabilirdim. Taehyung olduğunda topladığım yerleri dağıtıyordu. İlk önce kendi odamdan başlayıp dolabımı düzenledim, yatağa yeni çarşafla serdim, süpürdüm ve sildim. Ardından Taehyung'un kaldığı odayı ve diğer kullanmadığım odayı son olarak mutfak ve salon kalmıştı. Biraz ara vermek için oturduğum sırada kapı çaldı. Elimdekileri bırakıp kapıyı açtım.

"Merhaba Jung Hoseok adına paket var"

"Evet benim"

Uzattığı kağıdı imzaladım. Birkaç saksıda fideler ve tohumlar vardı. Bunları bahçeye ekmek istiyordum. Yerden saksıları alıp bahçeye taşıdım. Temizlik bittikten sonra bunları yapabilirim ve sonra yemek. Taşıdıktan sonra mutfağı ve salonu da toplayıp çiçekleri suladım. Kahve yapıp biraz dinlendim. Saate baktığımda 2 olmuştu bile. Sabahtan beri çok yorulmuşum.

Bahçeye çıkıp küçük depo olarak kullandığım yerden kazmayı aldım. Dikmek istediğim yeri belirleyip saksıları oraya götürdüm. Kazıp ilk fideyi diktim. Ardından diğerlerinide dikmeye başladım. Arada onlarla konuşup nasıl olacaklarını merak ettiğimi söylüyordum. Büyüyüp çok güzel olacaklarına emindim. Bazen insanlar ile konuşmaktansa hayvanlarla ya da bitkilerle konuşmak mantıklıydı onlar seni yargılamazdı. Çoğu zaman herkesin derdini dinleyip onlara moral vermeye çalışırım ama kendi sorunlarımı kimseye anlatmam.

Duyacağım sözler her zaman aynıdır. 'Takma kafana' 'Boşver' 'Aynısını yaşadım' gibi gibi kelimeler. Bunlar kesinlikle teselli değildi sadece geçiştirmek içindi. Ve en sevmediğim şeylerden biri de tanımadığım kişilerin yanında ağlamak. Tek yapacakları acımak olacak. Aslında ağlamak acınacak bir şey değildir. O da diğer duygular gibi yaşamamız gerekenlerdendir. Gülmek, kızmak gibi normal bir duygudur ama mutlu olduğunda kimse laf etmezken ağladığın zaman herkes sana acır. O yüzden sadece rol yap seni mutlu sansınlar sadece gerçekten seni anlayacak kişilerin gerçek duygularını aç...ya da açma...

Kafamdan geçen düşünceleri boşverip sadece kendime vakit ayırıp zaman öldürmeye çalışıyorum. Zaten hayatta budur herkes yaşamak istemez yaşamak zorunda kaldıkları için yaşarlar. Aklıma takılan şarkıyı seslice söylemeye başladım. Yine arada konuşup toprağı kazıyordum. Tek olduğumu düşünüyordum. Kıkırdama sesi duyduğumda kafamı bahçe kapısına çevirdim. Durmuş beni izleyen Yoongi ile şaşırdım.

"Yoon?"

Onu fark ettiğimi anladığında içeri girdi.

"Ne zamandır burdasın?"

"Şarkı söylediğinden beri"

Yani konuştuklarımı duymuştu. Utanıp kafamı yeniden diktiğim fideye çevirdim. Yanaklarımın kızardığına eminim.

"Yanakların çok tatlı oldu"

Dediği ile kafamı ona çevirdim. Kahkaha attığında gözlerim diş etlerine gitti. Böyle gülmesi için her şeyi yapabilirdim.

"Bende isterdim bahçeme dikmek ama zamanım olmuyor"

Diyerek elini bir tane fideye gitti.

"Sen neden gelmiştin?"

Summer Holiday | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin