18

34 5 3
                                    

Sabah yüzümde hissettiğim ıslaklık ile uyandım. Gözlerimi araladığımda minik köpeği yüzümü yalarken yakaladım. Minik köpeği kucağıma alıp sevmeye başladım. Hareketlenmeye başladığında onu yere bırakmam ile koşarak gitti. Peşinden tebessüm edip yataktan kalktım ve mutfağa girdim. Şarkı söyleyerek kahvaltı hazırlayan Yoongi'yi izledim. Minik sevgilim benim. Yanına gidip yanağından öptüm.

"Günaydın sevgilim"

Gülümseyip yanağımdan öptü.

"Günaydın Hoba"

Kahvaltı hazırlanmasına yardım ettikten sonra masaya oturdum. Yoongi kahveleri koyarken telefonuma mesaj geldi. Telefonu elime aldığımda yeni haberler vardı. Tıkladığımda annemi ve babamı görmem ile şaşırmadım. Plan işe yaramıştı. Yaptığım tarif insanların midesini bulandırıcı bir şeydi ama insanlara zarar vermez. Bunu bilerek yaptım. Haberlerde şunlar yazıyordu.

"Bayan Jung ve Bay Jung satışa sundukları karışım yüzünden birçok insandan karın ağrısı yüzünden hastanelik oldu. Fazla ciddi bir şey olmadığı için kimseye bir şey olmadı ama Bay ve Bayan Jung'a dava açmaları üzerine ikiside hapise girmiş bulunmakta. Avukatları ise savunacak bir durum bulamadığı için onları savunmadı ve Bay Bayan Jung 20 yıllık hapishanede bulunacaktır."

Okuduğum haber ile buruk şekilde gülümsedim. Onları sevmesem de benim ailemdi. Tabi ilk başta öyle sanıyordum ama şuandan itibaren onlarla kan bağım dışında hiçbir bağlantım yoktu. Benim tek ailem Yoongiydi ve onu kaybetmeyi asla göze alamam. Kaç dakikadır telefona baktım bilmiyorum. Yoongi endişeli şekilde yanıma geldi.

"Hoseok iyi misin?"

Telefonu ona uzatarak okumasını sağladım. Okuduktan sonra gözlerini şokla açarak bana döndü.

"Plan işe yaramış"

"Para ile çıkamazlar mı?"

"Çıkamazlar"

İkimizde biraz olsun rahatlamıştık. Onlar ordan çıkana kadar buralardan gitmiş olabilirim. Şirketleri batmıştı artık. Çıksalar bile zengin bir hayat süremeyecklerdi. Onlarla bir daha görüşmeyecektim. Bir süre konuşmadan yemeğimizi yedik. Bunun Yoongi için zor olduğunu biliyordum. Kendisi yüzünden hapise girdiğini düşünecek ama öyle değil. Bütün plan benimdi. Moreli bozuk şekilde yemeğini yediğini gördüğümde sandalyeden kalkıp yanına oturdum.

"Sevgilim unut artık onları bak sen ve ben varız. Yemeğimizi yiyelim bozma morelini"

Zorda olsa moreli düzelmişti. Sohbet ederek kahvaltımızı ettik. Yoongi üzerini değiştirmeye gittiğinde masayı topladım. Odaya çıkıp üzerimi değiştirdim. Yoongi ile evden çıkıp işe doğru giderken malzemeleri almamız gerektiği aklıma geldi. Kafeye gidecekken yolumuzu değiştirip markete girdik.

İhtiyacımız olanları alırken Yoongi bir rafı önünde duruyordu. Önceden Yoongi'nin alamadığı raftı. İlk karşılaştığımız yer. Ayak uçlarında kalkarak yine almaya çalışıyordu ve aldı. Alıp arkasını döndüğünde beni gördü. Minik adımlar ile yanıma geldi. Elindekini market arabasına koyup yanımda yürümeye başladı. Bütün alınacakları alıp parasını ödedik ve çıktık. Bir sürü poşet vardı. Yoongi ağır olanlardan birini alacağı sırada elinden aldım. Birkaç tane poşet verip gerisini aldım ve kafeye doğru yürüdük.

Kafeye geldiğimizde Yoongi ile poşetleri mutfağa taşıdık. Seokjin'i yardım ettiğim sırada Yoongi giyinmek için yanımızdan ayrılmıştı. Poşetteki malzemeleri boşaltıp yerleştirmesine yardım ettim. İçecekler için olan malzemeleri bir kenara ayırdım. Bütün hepsini yerleştirdikten sonra kendi malzemelerimi alıp mutfaktan ayrıldım. Malzemelerimi tezgaha bırakıp üzerimi değiştirmek için odama gittim.

Geri geldiğimde Yoongi ve Yeji malzemeleri çoktan yerleştirmişlerdi. Yanlarına gidip kendime bir filtre kahve koydum. Yeji dün işi olduğunu söyleyip gittiği için kötü bir şey olup olmadığını sordum. İyi olduğunu söylediğinde sohbet etmeye başladık.

Gün çok hızlı geçişmişti. Aynı zamanda sıkıcı. Fazla iş olmamıştı garip şekilde. Çoktan akşam olmuştu. Birazdan yoğunluk başlardı dememe kalmadan müşteriler gelmeye başladı bile. Taehyun ve Beomgyu müşterileri masaya yerleştirirken Wooyoung sipariş almaya başlamıştı bile. Bir sorun olup olmadığına bakmak için mutfağa gittim. Herkes ordan oraya koşturuyordu. Wooyoung koşarak yanıma geldi.

"Hyung kasada sıkıntı var"

Dediğinde mutfaktan çıkıp kasaya geldim. Uzun bir kuyruk vardı. Ryujin geldiğimi gördüğünde kasadan kalktı. Yavaş yavaş paraları hallettikten sonra paraları saydım. 50 lira eksik vardı. Ryujin endişeli şekilde bana bakıyordu.

"Sorun yok acele etmeden al"

Tamam diyerek kasayı ona devrettim. Geri Yoongi'nin yanına döndüm. İkisininde elleri ayaklarına dolaşmış şekilde çalışıyordu. Yardım ederek siparişleri hazırladık.

Geç saatler olmaya başlamıştı. Çoğu kişi gitmişti. Biraz olsun rahatlamıştık. Müşteriler gittikten sonra masaları silmeye başladılar. Etraf dağılmıştı. Tezgahı temizlemeye başladık. İşi biten üzerini değiştirip çıktı. Üzerimi değiştirip geri döndüğümde Yoongi beni bekliyordu. Etrafı kontrol ettikten sonra Yoongi'nin elinden tutup kafeden çıktık.

"Biraz sahilde yürüyelim mi?"

"Yürüyelim sevgilim"

Kafenin ordan başlayarak yürüdük. Sahil soğuktu. Üzerimdeki hırkayı çıkarıp Yoongi'ye giydirdim. İlerde gördüğümüz ateş çevresindeki arkadaş grubu ile Yoongi çekiştirmeye başladı.

"Bizde katılabilir miyiz?"

"Tabiki"

Yanında yer açan kızın yanına oturduk. Aralarında bir tanesi gitar çalmaya başladı. Yanındaki kız şarkı söylemeye başladığında eşlik etmeye başladılar. Yoongi omuzuma yatarak onları dinlemeye başladı. Şarkı bittiğinde herkes alkışlamaya başladı. Aklıma gelen fikir ile konuştum.

"Bende gitar çalabilir miyim?"

Demem ile gözler bana döndü. Yoongi kafasını omzundan kaldırıp bana döndü. Çocuk gitarını uzattığında Yoongi'ye gülümseyip gitarı aldım. Şarkının melodisi aklıma geldiğinde çalmaya ve söylemeye başladım.

Summer Holiday | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin