5. BABA.

16 0 0
                                    

Multimedya: Ekip.

..

Hayat.. kimi zaman mutlu eder kimi zaman ise tam tersi. Bazen ölmek istersiniz ama sırf sizi bekleyenler var diye vazgeçersinizp. Bazen ağlamak istersiniz ama etraf kalabalıktır, ağlamaktan kaçınırsınız..

İşte ben,bu noktadaydım. Ağlamak istiyordum hemde delicesine.. ama etraf kalabalıktı ve kendimi güçsüz göstermek istemiyordum.

Hayat güçsüzleri sevmezdi,ağlayanları sevmezdi.
İntikam severdi,acı severdi, kötülük severdi...

..

Dora dolapta duran biblolardan birini eline aldı ve çevirmeye başladı. "Hiçbir
şey için geç değil." dedi. "Eğer istersen zamanı geriye döndürebilirim." yüzünde gülmekten oluşan gamzesine baktım. Gülerken alnını kastığı için çizgiler oluşmuştu alnında. Bu gülüş gerçekten samimi bir gülüştü. Denenip onaylanmıştı.

"Hangi yıla gitmek isterdin?" diye sordu Utku. Kafasında duran uyku bandanasıyla hiç ciddiye alamamıştım kendisini. Cevabımı da çok umursayacağını sanmıyordum.

"Kesin bi 5 dakika önceye gitmek isterdi." dedi Şevval oturduğu sandalyeye daha fazla yayılırken.

"21 mart 2003" dedim. "Saat sabah 8 suları." elimdeki su şişesiyle oynamaya başladım.

"Ay gün ve saat..." dedi Dora. "Ne oldu ki bu tarihi istedin?" çaprazımdaki sandalyeye serildi o da.

"Ailemin öldüğü gün." dedim. Öldürüldükleri gün diyemedim...

"Kaç yıl geçti ama acısı hala içimde." bir yumru durdu boğazımda. Gözlerimin yaşlandığını hissettim ama gelmemesi için yukarı bakmaya çalıştım.

Utku sorduğu sorudan pişman olmuşçasına yüzüme uzun uzun baktı sonra yanıma adımlayıp çekmecede duran uyku bandanalarını alıp önce Şevvale sonra Dora'ya en sonunda kendisine taktı.

"Ağlayabilirsin." dedi. "Hiçbirimiz hiçbir şey görmüyoruz.

Utku... Anladığım ve görebildiğim kadarıyla komik bir yapıdaydı. Ama içi, sıcacıktı. Damarlarından mutluluk akıyordu ve bu mutluluğu çevresine saçıyordu. Her ne kadar gülsede onun da içinde bir yerlerde mutsuzluk vardı,hüzün vardı emindim. Böyle ince düşünüyor olmasını buna bağlıyordum.

"Hayır ağlamayacağım." dedim. "Eğer görürlerse üzülürler." koskocaman gülümsedim. "Hem ağlamaktan nefret ederim."

Utku bandanayı gözünden çekti ve önümde diz çöktü.

"Sen de ağlamaktan utanıyorsun değil mi? Herkes seni görür sanar sanıyorsun. Aynı Pamir gibisin." bacağıma dokundu. "Ne yaşarsa yaşasın hiçbir zaman bizim yanımızda tek bir damla bile düşmedi gözünden."

"Ama onunda ağladığı zamanlar var." dedi Şevval. "Bade öldüğünde mesela.. günlerce odasından çıkmamıştı."

Kaşlarımı çattım istemsizce.. "Bade kim?"

"Abimin eski kız arkadaşı ayrıca Pera'nın çift yumurta ikiziydi." dedi Dora.

Şaşırmıştım.Sanki daha çok dinlemek istermişçesine dikeldim.

"Ben.. Ben Pera ile Pamir sevgili sanıyordum."

"Pamir mi?" dedi Utku gülerek. "Sen sadece Varol desen yeter."

Gülümsedim. "Pera ile sevgili değiller miydi?"

"Saçmalama." dedi Şevval. "Bade ölmeden önce sevgilisini Pera'ya emanet etmişti. Mesela hala bileğinde olan o siyah ince toka gibi duran saat Pera'nın hediyesiydi ona."

VAHPENÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin