Bölüm Şarkısı: Siz ne isterseniz.."Umut Fakirin Ekmeği" Derdi hep Babaannem. Umut etmek hep,güzel gelirdi bana. Nefes almamı sağlardı. Mucizeleri doğururdu belki de. Ama bilemeyip hissedemediğim şeyler vardı. Ya da fark edemediğim,fark etmekten alıkonulduğum..
..
"Sizin burada ne işiniz var?" hafifçe kaşlarımı kaldırdım. "Sanırım bu çatışmayla da ilgilisiniz."
"Çok bilgilisin küçük.Ama bu işle alakam yok" dedi. "Fazla bilmek zarar."
"Ah evet." diye fısıldadım. "Bu yüzden bildiklerimi dağıtmaya karar verdim. Sizi ölmüş olarak bilen herkese gerçekleri söylemeye karar verdim."
Yüzü gerildi. Ona karşı koymamı beklemiyor gibiydi.
"Oğlunuzun ve kızınızın olduğu eve saldırı düzenlemek? Nasıl bir babalık?" kendi kendimle konuşuyormuş gibiydim.
"Haddini aşıyorsun küçük." çene hatları belirginleşiyordu. "Haddin olmayan işlere burnunu sokmamayı acilen öğrenmelisin."
Histerik bir kahkaha attım. "Ben bu evde yaşıyorum. Ayrıca bu ekibe dahilim. Yani bu demek oluyor ki ekiple ilgili her olay beni ilgilendirir."
Gülümsedi. "Ekibi benimsemişsin."
Kapı bir anda açılınca geriledi. Bakışlarım kapıyı bulduğunda Varol hızla içeri girip kapıyı arkasından sertçe kapattı ve kilitledi.
Hızla yanımıza adımlayıp babasını tek bir hamlede duvara yasladı ve boğazını sıkmaya başladı. Aynı şeyi sabah babası bana yapmıştı.
Adam oğluyla gurur duyarmışçasına yüzünü inceliyordu ve sırıtıyordu.
Onlardan bir adım geride durup olanları izliyordum. Adam gittikçe kızarıyordu,nefes alamadığı belliydi.
Onun boğazını sıkan ellerin,benim ellerim olması çok yakındı. Ölmesini istiyordum ama o gün bu gün değildi.
O mesafeyi kapatıp Varol'un koluna dokundum. Adama hiç görmediğim kadar öfkeyle bakıyordu.
"Ölecek bırak!" diye bağırdım. Ama o parmaklarını daha çok kenetledi boğazına.
"Çık buradan!" diye bağırdı bana.
Hala kollarında duran ellerimi hiç kıpırdatmadım. "Bırak!"
Varol yüzü mosmor olan babasına son bir kez baktı ve parmaklarını serbest bıraktı.
Yere çöken adama acınası bir şekilde baktı ve hemen yanına tükürdü.
Odadan sendeleyerek Çıkan Varol'un peşinden ilerledim o adama bir kez daha bakmayarak.
Kendi odasına gidiyordu. Aşağıdakileri merak ediyordum ne oluyordu ve ben anlamıyordum?
Peşinden geldiğimi anlayan Varol beni bir anda odasına çekti ve kapıyla kendi arasına aldı.
"Neden peşimdesin?" diye fısıldadı kulağıma.
Hiçbir cevap vermedim.
Ya da veremedim.Yüzlerimiz birbirine o kadar yakındı ki.. Nefesi yüzüme çarpıyordu.
Cebime buruşturarak koyduğum resmi zor da olsa çıkarıp yüzüme tuttum.
"Düşürdün yanlışlıkla."Yüzümün önünde tuttuğum fotoğrafa hiç bakmadan elimden aldı ve buruşturdu.
Buruşturduğu fotoğrafa baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAHPENÇE
ActionHayatın ona öğrettiklerinden ders almıştı o küçük kız çocuğu. Ailesinin gözü önünde öldürüldüğüne şahit olduğunda henüz 4,5 yaşındaydı. Annesiz,babasız ve kardeşsizdi artık. Kimsesi yoktu.. Taaaa ki.. O güne kadar.. Ekiple tanışana kadar. Aşık old...