4-Yansımalar

31 16 53
                                    

Selaaam yb bu sefer çabuk geldi. Hadi yine iyisiniz. Bu bölümü yazmam yaklaşık 3 günü mu aldı. Ama nedense yazarken çok zorlandım. Djjskskskxjsk karakterlerin duygularıni ifade etmek çok zor ya. Buraya da ufak bir içimi döktüm. Bana yazım kuralları için yardımcı olan LeeKnow-Chan'a çok teşekkür ediyorum. Oylarınızı bekliyorum.

İyi okumalar...

4.BÖLÜM:
YANSIMALAR

Gece lambasının yanındaki kadehi görür görmez donakalmıştım. Zihnimdeki düşünceleri hala toparlayabilmiş değildim. O kadeh oraya nasıl gelmişti hiç bir fikrim yoktu. Evde kalan bir çalışanım getirmiş olamazdı. Çalışanlarım belli bir saatte çıkıp müştemilatta kalıyorlardı. Çalışanlarımdan biri koymuş olsa dahi birebir rüyamda ki kadehle aynı olmasının nasıl imkan olabilirdi?

Kadehi elime alıp incelemeye başladığımda gerçekten birebir olduğuna inanmıştım. Ertesi sabah araştırmaya başladım. Lakin günler geçmesine rağmen hiç bir sonuca ulaşamamıştım. Drogon'u ise hiç önemsememiş, bir kaç kez işkence edip Brain'in bana ihanet ettiğinden emin olmuştum. Ancak bu işte başka bir bit yeniği vardı. Brain'in bana çok sadık olduğunu biliyordum. Onu kolay kolay ikna edemezdi. İşin içinde başka bir mevzu vardı. Ne olduğunu çözecektim lakin ondan önce yapmam gereken daha önemli işlerim vardı. Kadeh olayını açığa çıkarmalıydım. Çok uğraşmıştım ama nerden başlayacağımı bile bilmiyordum ki, kendimi uzun zaman sonra afallamiş ne yapacağımı bilmez bir şekilde buluyordum. Ve bunun hiç hoşuma gittiğini söyleyemezdim.

                   -Şimdiki Zaman-

"Alo, ne yaptın Brain bir iz var mı ?"dedim.

"Güzel haber Anka. Bir adam var, ismi Justin, ailesiyle bir villada yaşıyor, 2 kızı var, annelerinin doğumda öldüğünden ise çocukların haberi yok. Adam bir evlilik daha yapmış kızların haberi yok. Bildiğimiz kadarıyla Justin başkasının adamı, konumlarını bulamadık lakin en kısa zamanda bulup sana söyleyeceğim."

Brain'in bana ihanet etmesinin ardından 6 ay geçmişti. Hala ne kadeh hakkında ne de Brain'in bana ne sebeple ihanet ettiği hakkında bir bilgi edinememiştim. Güçlü olmama rağmen bu konu hakkında hala bir iz bulamamış olmak beni geçen her dakika deli ediyordu. İstediğimi almaya öyle alışmıştım ki gün geçtikçe daha da çok hırslanmama engel olamıyordum. Neyse ki Dragon hakkında bir ip ucu bulabilmiştim. Brain'a yaşadığım yangın olayını ayıklayarak bir şekilde anlatmıştım ve ondan bu olayı araştırmasını istemiştim.

Şimdi istediğim şeyi yerine getirmiş ve bana yeni olaylar zinciri kurma fırsatı vermişti. Şimdi o, bulmak için kendimi hırpaladığım ip benim elimdeydi. Bu ip benim herkesi kontrol etmeme yardımcı olacak, bana kuklacı misali herkesi oynatma fırsatı verecekti. Bu ip öyle bir ipti ki bir başkasına geçse onu günden güne tüketir, yok ederdi. Ancak ben Anka'ydım, hiç bir güç beni yok etmeye yetmezdi. Tükenirdim lakin bu beni yerlebir edemezdi. 

"Tamam Brain, bir an önce haber bekliyorum. Çabuk ol." Deyip yüzüne kapattığımda alışkın olduğu için umursamadan işine devam ettiğine emindim. Elimdeki kadehi masaya bırakıp yavaşça ayağa kalktım.

Ayağımda her zamanki gibi yüksek topuk olan ayakkabılarımın çıkardığı ses zamanında annemlerin odası olan ancak şu an benim konakladığım odaya doğru ilerliyordu. Odaya girdiğimde adımlarımın yöneldiği ilk yer makyaj masasındaki çekmecede olan kremi almak için sağa doğru ilerledi.

Orman bölgesinde olduğumdan sivrisinekler oldukça fazlaydı. Ayda bir kaç kez ilaçlatmama rağmen bu böceklerle baş etmek hiç kolay olmuyordu.

Çekmeceyi açıp kremi aldım. Kremi daha rahat sürebilmek için ayağımı kaldırdım ve masanın hemen önünde duran rengiyle odaya uyum sağlayan sandalyenin üzerine koydum. Ayağımı hafif bir acıyla yan çevirdim. Baldırıma kremi uygulayıp diğer bölgelerime geçtim.

Gökte HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin