Kuroo ve y/n bir süre kendi oturdukları yerden birbirleriyle bakıştılar. Sonra Kuroo eline az kalmış olan yemeğini alıp oturduğu sandalyeden kalktı ve 2 masa ötedeki masaya gidip kızın karşısına oturdu. Kız bir elinde neredeyse bitmiş olan yemeği bir elinde ekranı kapanmış telefonuyla Kuroo'ya bakakalmıştı. Yine bir süre aralarında tuhaf bir sessizlik oluştu.
En sonunda Kuroo "Merhaba" dedi. Y/n de karşılık olarak yavaşça kafasını salladı. Kuroo sohbeti devam ettirmek amaçlı tekrar konuştu "Şey, sen y/n'sin değil mi?" Çünkü aralarındaki sessizlik onu rahatsız etmeye başlamıştı.
Y/n de cevap olarak kafasını olumlu yönde salladı. Bir anda dili tutulmuştu. Neden o da bilmiyordu. Konuşmak istese de ne diyeceğini bilemiyordu.
Kuroo bir kez daha konuştu "beni biliyorsun zaten, Kuroo." Y/n bir kez daha kafasını salladı.
Y/n, Kuroo onu konuşma engelli sanmasın diye artık konuşması gerektiğini düşündü. "Şey... Kuroo-san, hangi sınıftasın?"
Kuroo anında cevap verdi "3-5, ya sen?" diye
soruyu ona yöneltti."2-4" diye kısaca yanıtladı y/n.
"Seni ilk defa görüyorum sanırım y/n-chan. Yeni misin?"
Y/n tekrardan kafasını olumlu yönde salladı ama bu sefer bir de konuştu "Evet, geçen hafta buraya taşındık."
"Anlıyorum... Buraya gelmeden önce Miyagi'de miydin, Karasuno'da?"
"Evet." dedi y/n kısaca.
Kuroo, onu gördüğünden beri tek başına oturduğunu fark etti. "Burada hiç arkadaş edinebildin mi, y/n-chan?"
Y/n bunu duyunca başını biraz öne eğdi ve konuştuğunda sesi az öncekine göre daha kısıktı. "Pek sayılmaz."
Kuroo birkaç saniye düşünüp ardından aklına gelen fikirle gülümseyip tekrar konuştu. "Voleybol sever misin?"
Y/n başını kaldırıp ona baktı. Onun gülümsemesi y/n'nin içini ısıtmıştı. Farkında olmadan o da hafifçe gülümsedi "Evet, çok severim."
"Bugün okuldan sonra voleybol takımının antrenmanını izlemek ister misin? Ya da eğer koç izin verirse bize yardım da edebilirsin." diye bir teklif sundu Kuroo. Daha y/n cevap vermek için ağzını bile açmamışken Kuroo aklına gelen fikirler ayaklandı. Heyecanı gülümsemesini daha da büyütürken "Hatta neden menajerimiz olmuyorsun ki?" diye konuştu yüksek sesle.
Y/n bu soruya şaşırmıştı. Buradaki sınıf arkadaşları onu istemezken, Kuroo onunla çok samimi bir şekilde konuşup bir sürü teklif sunuyordu. Birden böyle konuşunca y/n afallamıştı "Şey... bilmiyorum düşünmem lazım..." dedi yavaşça. Sonra ekledi "Ama antrenmanı izlemeye gelebilirim sanırım."
Kuroo bu cevap karşısında mutlu oldu. "Peki o zaman-" derken sınıflara gitmeleri için olan zil çalmıştı. Y/n de oturduğu yerden kalkarken Kuroo yarım kalan cümlesine devam etti. "Okuldan sonra görüşürüz." dedi ve arkasını döndü, kafasını yan çevirip ona bakarken gülümseyerek el salladı. Y/n de ona el salladıktan sonra önden gitmeye başladı. Y/n de telefonunu aldıktan sonra sınıfına doğru yola koyuldu.
-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.
426 kelime
burada bırakıyorum hehehe
aslında sizi çok sıkmamak için bölümleri biraz kısa tutmaya çalışıyorum diyebilirim
aslında biraz da üşeniyorum 🙂
neyse ne işte
gidip yb yazam
kimse okumuyo zaten ama neyse
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo Tetsurou x reader (yarı texting)
Fanfiction"Mesajlardaki sen ve buradaki sen 2 farklı kişi gibi" dedi Kuroo dalga geçermişçesine ona bakıp hafifçe sırıtarak. Böylece düşüncelerindeki ciddiliği gizleyip onu germemeye çalışıyordu. Y/n derin bir iç çekti "Açıkçası kim olduğumu ben bile bilmiyo...