Secrets I have held in my heart
are harder to hide than I thought
Maybe I just wanna be yoursO günün üzerinden neredeyse 2,5-3 ay geçmişti. Y/n voleybol takımının menajeri olmaya alışmış ve Kuroo ile olan arkadaşlığı daha da ilerlemişti.
Şimdi sınav tarihleri çok yaklaşmıştı. Y/n'nin hâlâ kavrayamadığı konular vardı, bu yüzden Kuroo ona ders çalıştırmak için onu kendi evine davet etmişti.
Okuldan sonra eve dönerken y/n kendi evinin önüne gelince evden bazı kitaplarını alması gerektiğini söyledi. Kuroo ile birlikte kendi evine girdiğinde y/n rahatlamıştı çünkü evde kimse yoktu.
Annesi ve babası hakkındaki düşünceleri doğru çıkmıştı. Yine eskisi gibi kavga etmeye başlamışlardı.
Birlikte y/n'nin odasına çıktılar ve y/n çantasına gerekli kitapları koymaya başladı. O sırada Kuroo etrafı inceliyordu. Gayet sade ve hoş bir odaydı. Sonra y/n'nin yatağının üstünde kıvırılıp yatmış siyah bir kedi gördü. Kedinin yanına oturup onu seyrederken "Bir kedin olduğunu bilmiyordum." dedi. O sırada kedi uyanıp Kuroo'nun bacağına yanaştı.
Y/n ona bakıp gülümseyerek konuştu "Birkaç güne kadar yoktu. Yani evde yoktu. Şu birkaç haftadır sürekli evin etrafında dolanıyordu ben de ona yemek veriyordum. Sonra bir şekilde bana alıştı. Eve almaya karar verdim. Annemlere sordum, bir şey demediler. Daha doğrusu pek umursamadılar sanırım." son cümleyi söylerken sesi biraz kısık çıkmıştı. Sonra tekrar canlanıp devam etti "Ama önemli değil. Artık benimle birlikte."
Kuroo da ona gülümsedi sonra yanındaki kediyi sevmeye başladı "Adı ne?"
Y/n kitapları toplamaya devam ederken monoton bir sesle "Kuro" dedi. Kuroo ona şaşırarak baktı.
Y/n ne dediğinin farkına varınca başını tekrar ona çevirdi ve gergin bir şekilde ellerini havada sallayarak konuşmaya başladı "H-hayır, yani adı Kuro ama senin adın değil." heyecandan kelimenin telaffuzunu yine yanlış söylemişti. "Bana birkaç saniye ver." dedi işaret parmağını kaldırıp ve derin bir nefes alıp verdi. Sonra tekrar konuştu "Siyah renkte olduğu için aklıma yaratıcı bir isim gelmeyince ben de siyah anlamına gelen 'Kuro'yu verdim. Ama seninki 'Kuroo' yani bir 'o' daha var yani senin adın değil." dedi tek tek anlatmaya çalışarak.
Kuroo onun bu haline güldü. "Anladım, anladım..." dedi kıkırdayarak. Y/n kızarmış bir şekilde önüne döndü ve işine devam etti. Kuroo da kediyi biraz daha sevdi.
O sırada y/n çalışma kitaplarını koymayı bitirmişti. Kıyafet dolabına yönelirken konuştu "Üstüme daha rahat bir şeyler giyip geleceğim, sen istediğin gibi takıl." Ona gülümsedi ve aldığı kıyafetlerle birlikte banyoya doğru gitti.
Kuroo başını tamam anlamında salladı ve kediyle oynamaya devam etti.
1-2 dakika sonra y/n geri geldi. Kedinin yemek ve su kaplarını kontrol ettiler. Sonra çantasını aldı ve birlikte Kuroo'nun evine gittiler.
Kenma'ya da çalışmayı teklif etmişlerdi ama o bitirmesi gereken bir oyun olduğunu, başka zaman geleceğini söylemişti.
Kuroo'nun evinde de kimse yoktu. Kuroo'nun odasına gitmeden önce Kuroo mutfaktan atıştırmalık bir şeyler aldı ve mutfaktan çıkıp odasına gittiler.
Kitaplarını çıkarıp ders çalışmaya başladılar. Kuroo y/n'ye anlamadığı konuları anlayacağı şekilde anlatmaya çalışıyordu ama y/n bir türlü anlayamıyordu (yzr: çok fazla anlamak kelimesini kullandım beynim yandı).
"Y/n bu konunun nesini anlamıyorsun? En basit konulardan biri bu!"
"Ne yapayım, anlayamıyorum işte! Sonuçta her şeyi yapabileceğim diye bir şey yok." dedi ona bakıp. "Beynim almıyor artık..." diyip bıkkınlıkla kafasını masaya koydu y/n.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuroo Tetsurou x reader (yarı texting)
Fanfiction"Mesajlardaki sen ve buradaki sen 2 farklı kişi gibi" dedi Kuroo dalga geçermişçesine ona bakıp hafifçe sırıtarak. Böylece düşüncelerindeki ciddiliği gizleyip onu germemeye çalışıyordu. Y/n derin bir iç çekti "Açıkçası kim olduğumu ben bile bilmiyo...