(4) ŞÜZUZAT

3.4K 145 90
                                    

Medya: Cesur Kaya

İyi okumalar 💚

Dile getirilemeyen onca şey.

Katlandığım acı.

Kimsenin, bana inanmaması.

Arkasını dönen yüzler.

Ayıplayan bakışlar.

Sanki bir kusurluymuşum gibi kimse,
Çocuğunu yanıma yaklaştırmamıştı..

İçimde, zamanla büyüyen ve kopmayı bekleyn bir çığlık vardı.

Yanlış.

İçimde, kopmayı bekleyen bir Efgan vardı. Ve büyümeye de devam ediyordu.

Öğrenmişti.

On dört yaşımda, tecavüze uğramıştım.

Sevdiğim çocuğun, babası tarafından.

Hamile kaldığımı, bebeği düşürürken öğrenmiştim. İç organlarım zarar görmüştü.

Şeytan, şu an karşımda üzgün bir tepki vermemi bekliyordu. Ama hayır, ona istediğini vermeyecektim. Karşımda keyifle oturmuş tepkimi bekliyordu.

Alayla kaşlarımı kaldırdım.
"Hadi ya," dedim.
"Ee, hani nerde bu bebek?"
Derin bir iç çekerek "Bana, yalan söylemeyi kesmelisin Yakut. Hamile kalıp bir gün sonra düşürdüğünü biliyorum." Dedi pişkince.

Dudaklarımı büzerek,
"Hakkını yememek lazım Kaya, iyi oynuyorsun. Neredeyse ben bile inanacağım hamile kaldığıma."

"Peki, öyle olsun. Sen neye inanmak istiyorsan ona inan, ama ikimizde gerçeği biliyoruz değil mi?"

"Ne diyebilirim ki, ancak bir şizofren uydurduğu yalanlara inanabilirdi." Diyerek ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Çıkmadan önce, "Kaya," diye seslendim. Sırtımdaki bakışları hissedince, "Oğlun bana inanacak." Dedim ve kapıdan çıktım.

Cesur, bana inanmalıydı..

Fakat bundan hiç emin olamıyordum.
O, babasına aşık bir çocuktu. Babası uğruna her şeyi yapabilecek biri..

Arabaya yaklaştığımda, Zemheri arabadan indi ve kapımı açtı. Ona gülümseyerek arabaya bindim. O da arabaya yerleşince bakışlarımı villaya çevirdim. İkinci katta Cesur vardı.
Elleri ceplerinde, omuzları dik bir şekilde arabaya bakıyordu.

Göreceğini sanmıyordum. Ama yine de
Ona başımla selam verdim. Gülümsediğini görmüştüm. Başını hafifçe öne eğdiği sırada Zemheri,
Arabayı sürmeye başladı.

"Kötü mü geçti?" Dige sordu gergince.
İçime bir nefes çekerek,
"Şeytan kazandı." Dedim ve başımı cam'a yasladım. O da yol boyunca başka bir şey söylemedi.

Araba durduğunda Zemheri,
"Seninle kalmamı ister misin?" Diye sordu tedirginlikle. Buruk bir gülümseme peydah oldu yüzümde,
Kendimi cezalandıracağımı düşünüyordu.
"Merak etme Zem, gidip uyuyacağım."

Yalandan kim ölmüş.

Arabadan inerek, içeri girdim. Merdivenleri bir kaplumbağa hızında çıkmıştım. Kapını önüne geldiğimde çantadan anahtarı çıkardım ve deliğe sokarak çevirdim. Kapı, tık sesiyle açılınca hafifçe iterek içeri girdim.
Çantayı ve anahtarı bir kenara fırlatarak kapıyı kapattım.

EFGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin