(7) ADAVET

1.7K 72 58
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar.♡

"Beni benden başka kimse duymadı."

Bir ölüm, bir sebep.

Bir sevgi, bir öfke.

Bir amaç, kötü bir sonuç.

Peki ya bu neydi?

Hangi kategoriye giriyordu?

Sanırım bu büyük bir bilinmeyendi.

Mesajı tekrar tekrar okudum. Ne ile ilgili olduğunu bulamadım. Her şey olabilirdi, hiç bir şey de olmayabilirdi. Kimden bahsettiği belirsizdi, ve belirsizlik en büyük tehlikeydi.

Oflayarak odanın kapısını açtım, açmamla boş ve karanlık koridor beni karşıladı. Gözlerimi devirdim.
Buraya ilk geldiğimde sahte ağlama numaraları yaptıklarına adım kadar eminim.

Solumdan gelen tıkırtıyı duyunca, hiç bir tepki vermeden geri çekildim. Mesajı ileten kişi olabilir miydi?

Yanıma gelecek cesareti olduğunu düşünmüyorum.

İç sesime hak verdim, önümden hızla geçen gölgeyi görünce gözlerimi kıstım. Önümden kimse geçmemişti. İki ihtimal vardı, ya arkamdan biri geçmişti bu düşük bir olasılıktı. Ya da yine hayal görüyordum.

Aniden karşımda İrem Kara belirince kaşlarımı çattım. Ellerini üzerindeki beyaz önlüğün ceplerine koymuş bana bakıyordu.

Bu kadın bana bakarken, böyle içli içli bakmak zorunda mıydı?

Sanırım takıntılı bir insandı.

"Ne işin var burada?" diye sordum.

"Sana sormalı, neden odan da değilsin?"

"Seni alakadar eder mi?"

"Eder."

"Ne sıfatla soruyorsun?"

"Seni ameliyat eden kişi sıfatıyla."

Kaşlarımı mümkünmüş gibi daha da çattım.
Ne demişti o? beni ameliyat mı etmişti.

Nereden geliyordu bu cesaret?

Kaşlarım kendi haline geldi. Yüzümde ürpertici bir gülümseme oluştuğunda o da gülümsedi.

Bana doğru bir adım attığı an onu yakasından kendime doğru çektim, ayağımla kapıya hafif bir tekme atıp, göğsümün arasındaki bıçağı boynuna dayadım. "Kim olduğumu öğrendin mi?" diye sordum. Fakat öğrendiğini bile bile sormuştum bu soruyu. Eğer beni ameliyat ettiyse öğrenmişti.

Bıçağı umursamadan başını bana yaklaştırarak,
"Sanırım bilip de ölmeyen ben kaldım, neydi şu gizli lakabın?" Düşünüyormuş gibi yaparak başını yukarıya kaldırdı, bir an da yeni hatırlamış gibi gözlerini büyüterek bana döndü.
"Hatırladım! sen L-" demesine izin vermeden burnuna kafa attım.

Bir adım geri çekilip çıldırmış gibi yüzüne bakakaldım. "Sen buna nasıl cüret edersin?!"
Burnundan akan kanlarla birlikte gülümsedi,
bir psikopattan farkı yoktu şu an.

Bana doğru gelmesiyle tetikte bekledim.
Aniden kahkaha atınca ona bir deliymiş gibi baktım.

Tanrı aşkına bu kadın neden gülüyordu şimdi?!

Bir an da üstüme atılmasıyla karnına tekme atacaktım ki bacağıma tekme atarak beni yere yatırdı, ve üzerime çıktı. Ağırlığını vermemişti sadece kalkmamam için bunu yapıyordu.

EFGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin