"Bu ne sikim? Sevgilin Yoongi miydi?"
Jimin sorulan soru ile bakışlarını Yoongi'ye çevirdi. Yoongi ise duyduğu soru ile bakışlarını Jimin'e çevirmişti.
"Ne?"
Jimin'in ağzından dökülen kelimelerle Yoongi dudağının kenarındaki kanı silerek yerden doğruldu. Umurunda olan tek şey Jimin'in söyleyecekleriydi. Tam şu an taşları yerine oturtarak AgustD'nin o olduğunu anlaması düşüncesi onu hiç korkutmadı. Tüm okulun önünde 'Evet Jimin'in sevgilisi benim ya da AgustD bendim' gibi lafları söylemeye hazırdı. Tek beklediği şey Jimin'in tepkisiydi...
"Ne saçma bir soru lan bu!"
Hoseok'un bağırarak sorduğu soruyla Yoongi hariç herkes ona dönmüştü. Namjoon alayla kıkırdadı.
"Jimin zorbalardan hoşlanıyor mu sanıyorsun Hyunjin?"
Yoongi bakışlarını ilk defa Jimin'den çekti Namjoon'un lafıyla. Zorba demişti ona. Haklıydı değil mi? Yoongi bir zorbaydı değil mi?
"Hyung laflarına biraz dikkat mi et-"
"Neden laflarıma dikkat ediyim ki Jeongguk. Olanı söylüyorum. Yoongi bir zorba ve Jimin de zorbalardan hoşlanmaz. Bu herkesin bildiği bir şey değil mi? Ben söyleyince mi sorun oluyor bu?"
Yoongi yumruklarını sıktı. Jimin'in bir şeyler söylemesini istiyordu. Ona gelip soru sormasını istiyordu. Mesela 'AgustD sen miydin Yoongi?' demesini istiyordu. Sorsa evet demekten çekinmeyecekti çünkü.
Jimin, Yoongi'ye doğru bir adım attı.
"Sen... Neden işime burnunu sokuyorsun? Az önce yaptığın şey de neydi?"
Yoongi'nin beklediği soru bu değildi. Afallamıştı. Nasıl taşları yerine oturtamamıştı. AgustD olmasa neden sırf Hyunjin ile konuştuğunu gördüğü için Hyunjin'e yumruk atardı ki? Neden anlayamamıştı ki?
Yoongi sesini çıkarmadı. Arkasını dönerek gitmek için adım attığı an Namjoon'un kolunu tutmasıyla önce bileğini tutan ele sonra da sahibine baktı.
"Sen kendini ne sanıyorsun Yoongi? Kendi kafana göre birilerine saldırıp sonra hiçbir şey olmamış gibi gidemezsin."
Yoongi sertçe bileğini çekerek Namjoon'a adım attı.
"Bunun hesabını sana değil, anca Jimin'e veririm. Bunu da yapmak istemiyorum. Asıl sen her yere burnunu sokma."
Namjoon'un çenesi gerilmişti. Hyunjin olayın kendisinden çıktığını çoktan fark ederek grubuyla uzaklaşmıştı. Onların aksine bahçedeki kümeler halindeki gruplar onların etrafını sarmıştı.
"Jimin'i ilgilendiren şey beni de ilgilendirir."
"Niye? Ondan mı hoşlanıyorsun yoksa? Şu koluna giren elemanı sevdiğini sanıyordum. Ne de olsa geçen gece öpüşmüş-"
Yoongi'nin Namjoon'un yumruğunu yer yemez yere serilmesi bir olmuştu. Duyduklarının şokunda olan Jin ise öylece Namjoon'a bakıyordu. Namjoon Yoongi'nin üstüne çıkarak dişlerini sıkmış, vuruşlarını çekinmeden Yoongi'nin yüzüne geçirmeye başlamıştı.
"Ne saçmalıyorsun lan sen! Diğerlerine istediğin şeyi söyleyebildiğin bana da söyleyebileceğin anlamına gelmez. Sen fazla olmaya başladın."
Yoongi yüzünü sızlatan yumruklarının arasından Jimin'i zar zor seçebiliyordu. Jimin ise öylece izliyordu. Ne Namjoon'u durduruyordu ne de tek bir söz ediyordu. Yoongi vuruşların altından gülümsedi. Sanırım ilk defa kaybetmiş hissediyordu. Yoongi haliyle Jimin'in elinden kayışını seyrediyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒊𝒍𝒍𝒂𝒈𝒆 | yoonmin|
Fanfiction+82**********: Ağlama. Park Jimin: Kimsiniz? +82**********: Sadece, ağlamanı istemeyen birisi... Yoongi sana hakaret ederken seni koruyamadığım için üzgünüm.