AgustD:
Günaydın
Bu sabah nasılsın
Okulda mısın?
Günaydın
İyiyim sen nasılsın
Evet bahçeden içeri giriyorum şu an
AgustD:
İzliyordum zaten|
Ah şimdi gördüm
Beni görüyor musun şu an?
AgustD:
Evet
Neredesin ben göremiyorum seni
AgustD:
(Çevrim dışı)
Hey nereye gittin?
×××
Çantama telefonumu koymak için sırtımdan çıkartırken çarptığım beden ile afallamıştım. Bakışlarımı çarpan bedene çevirdiğimde vücudum titremiş, tüylerim diken diken olmuştu.
Min Yoongi...
Hızla iki adım geri giderek elimdeki telefonu iki elimle sıkıca tutarken çatık kaşlarımla gözlerine baktım. Gözlerinde yırtıcı bakışı beklerken gördüğüm sakin tavır ile afallamıştım.
Elini ensesine atarak ovalayıp bakışlarını kaçırdığında şaşkınlıkla dudaklarım hafifçe aralanmıştı bile.
Ne yani bağırmayacak mıydı?
Herkesi başımıza toplamayacak mıydı?
Boğazını temizleyip bakışlarını bana çevirdi.
"Üzgünüm, önüme bakmıyordum."
Lafını söyler söylemez omuz bile atmadan yanımdan geçip gidince burnuma dolan koku ile afallamıştım. Bu mandalina mıydı? Okulun serserisi olan Min Yoongi mandalina mı kokuyordu? Ellerini cebine sokarak yürüyordu. Öylece onu izliyordum.
Omuz da atmamıştı...
Ne olmuştu bu çocuğa.
Şaşkınlıkla boynumu kütletirken elimdeki telefona gelen bildirim ile yürümeye başladım.
×××
AgustD:
Gördün mü beni?
Ne zaman?
Yoongi ile çarpıştım görmedim seni
AgustD:
Yoongi ile mi?
Ne zaman?
Şimdi
AgustD:
İyi misin?
Bir şey yaptı mı sana?
Hayır hayır iyiyim
Aksine benden çarptığı için özür diledi
Üzgünüm önüme bakmıyordum dedi
AgustD:
İşte bu baya beklenmedikmiş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒊𝒍𝒍𝒂𝒈𝒆 | yoonmin|
Fanfiction+82**********: Ağlama. Park Jimin: Kimsiniz? +82**********: Sadece, ağlamanı istemeyen birisi... Yoongi sana hakaret ederken seni koruyamadığım için üzgünüm.