1.

3.4K 204 286
                                    

Kan.

"Ne zamandır insanları öldürmek istiyorum?" Bu soru kendisine sorduğu bir fısıltıydı sadece.

Jeongin ellerindeki kana baktı.

Sonra karşısında cansız yatan üvey babasına.

Birkaç dakika önce kendisine saldıran moron şimdi yerde öylece uzanıyordu.

"Ne yaptım ben!?"
Jeongin'in korkusu geçmiyordu.

Elindeki bıçağı yere fırlattı. Bir an içinde, hissettiği derin öfke duygusu onu, bunu yapmaya itmişti.

Tam sekiz yerinden bıçaklamıştı.

"Korkuyorum." Bir süre sonra annesi içeri girdiğinde duyduğu çığlık ve hakaretler beynini ağrıtmaya başlamıştı.

Şimdi sadece uyumak istiyordu. Uyuyunca herşey geçerdi.

***

"Cevap ver neden öldürdün o adamı!?" Polis bağırdığında Jeongin donuk gözlerle sadece adamın suratına bakıyordu.

Yüzüne inen sert tokat bile onu kendine getirmemişti.

Patlayan dudağına götürdü ince parmaklarını.

"Cevap versene ulan!" Saatlerce o soğuk sorgu odasında dayak yemişti.

"Bütün kemiklerini kırmadan önce cevap versen iyi edersin!" Ağrıyan gözlerinden bir damla yaş düştü önce.

"O.." Devam edemedi. Gelen kusma isteğini bastıramadı.

"İğrenç herif!" Polis odadan çıktı ve birkaç dakika sonra içeri başka bir polis geldi.

Elini kaldırdığında Jeongin kendisini korumak için ellerini yüzüne siper etti.

"Sakin ol Jeongin. Sana dokunmayacağım tamam mı?" Polisin sakin tavrı onu şaşırttı.

Saatlerdir dayak yiyordu ve şimdi daha yumuşak bir tepki ile karşılaşıyordu.

"Ne olduğunu bana anlatmak ister misin?" Jeongin içinde ona karşı bir güven hissetti.

Kurumuş dudaklarını araladı ve anlatmaya başladı.

"Gece geç saatlerde eve geldim." Polis not alıyordu.

"Kaç gibi? Ve neden geç bir saatte eve geldin Jeongin?" Jeongin saati hatırlamaya çalıştı.

Beyni uyuşmuştu sanki.

"Arkadaşlarımla buluşmuştum. Sanırım saat bir ya da bir buçuktu."

'Evin kapısını sessizce araladı genç çocuk. Üvey babası uyuyor olmalıydı. Annesi ise işte.

Oturma odasına girdiğinde alkol kokusu ile yüzünü buruşturdu.

Bu adam sürekli içiyordu.

Odasına gideceği zaman kalçasında hissettiği dokunuşla irkildi.

"Üvey oğlum gelmiş." Jeongin kaçmak istedi.'

Yeniden gelen kusma hissiyle elini ağzına kapattı Jeongin.

"O bunu önceden de yapıyordu. Uzun süredir tacize uğradım. Anneme anlattım ama bana inanmadı. Efendim yemin ederim isteyerek yapmadım. Ben sadece yaralamak istedim ama o beni öldürecekti." Gözyaşları yanağında yuvarlanırken polis ona şefkatle baktı.

"Jeongin bunun olduğuna dair bir kanıtın var mı?" Jeongin kazağını yukarı kaldırdı.

Göğüs bölgesinde ki diş izleri oldukça yeniydi.

"Jeongin olayların en başından bize gelmeliydin." Polis umutsuzca ayağa kalktı.

"Elimden geleni yapacağım ama umutlanma. Annen senden şikayetçi oldu." O an Jeongin yıkıldığını hissetti.

Biricik annesi kendisinden nefret ediyordu.

"Ben..Katil miyim?" Polis soruyu cevapsız bıraktı ve kapıyı çarpıp gitti.

***

Ellerindeki kelepçe artık canını yakıyordu.

Nöbetçi bir mahkemede hakkında karar verilecekti.

"Yang Jeongin cevap ver! Kendini savun." Hakim cevap istiyordu. Herkes bir cevap istiyordu.

"Ben onu öldürdüm. Katil miyim?" Avukatı hiddetle ayağa kalktı.

"Müvekkilimin psikolojisi şuan hiç iyi değil. Sayın yargıç bu mahkemeyi erteleyemez miyiz?" Annesinin avukatı ayağa kalktığında Jeongin titreyen bakışlarla oraya baktı.

"İmkânsız! Bay Yang'ın hiçbir psikolojik rahatsızlığı yoktur. Bu durumu sadece bahane olarak kullanıyordur. Sayın yargıç izin verirseniz eklemek istediğim birkaç şey daha var." Hâkim eliyle buyur işareti yaptığında avukat ortadaki kürsüye adımladı.

"Benim müvekkilim olay esnasında sarhoştu sayın yargıç. Yaptığı eylemler sırasında aklını kullanamıyordu. Şuan müvekkilim hastanede ölüm kalım savaşı veriyor. Eşi harap bir halde. Bu çocuk sadece annesinin ve üvey babasının saadetine göz dikti." Jeongin dudağını ısırdı.

Öyle birşey yoktu. Aniden açılan kapı ile herkes oraya baktı.

"Bir dakika sayın yargıç!" Sorgudaki nazik polisin sesini duyduğunda ağır ağır başını çevirdi Jeongin.

"Sen de kimsin?" Polis hakime verilmesi için elindeki birkaç kağıt parçasını görevli kişiye verdi.

"Çocuk şubeden Bang Christopher Chan. Efendim Kim Dae-Sung adındaki herif olay sırasında sarhoş falan değildi. Eylemlerinin farkındaydı. Ayrıca.." Jeongin'in yanına ilerleyip kazağını kaldırdı.

"Bunlar olay sırasında oluşan izlerdir." Hakim belgeleri incelerken salona büyük bir sessizlik hükmediyordu.

"Bu belgelere nasıl ulaştın?" Chan elini ensesine attı. Bu belgelere kanunla ulaşmamıştı.

"Gördüğünüz üzere bu polis bu belgeleri illegal yollardan elde etti. Efendim adaletin sağlanması için bu çocuğun tutuklanması gerekiyor." Hakim elindeki tokmağı sertçe vurdu.

"Sessizlik." Sonra devam etti.

"Herkesi dinlediğimizi düşünüyorum. Karar!" Herkes ayağa kalktı. Jeongin ise titreyen dizleri ile daha fazla dayanamadı ve olduğu yere çöktü.

"Yang Jeongin'in üvey babası Kim Dae-Sung ona saldırmakla birlikte öldürmeye teşebbüs etmiştir lakin tüm bu olaylar esnasında sanık bir, sarhoş olup iradesi dışında hareket etmiştir.

Yang Jeongin nefsi müdafaa ile kendini savunmuş fakat bu esnada üvey babası Kim Dae-Sung'u sekiz yerinden bıçaklamıştır. Bu nedenle Yang Jeongin'e 15 yıl 9 ay hapis cezası verilmesi uygun görülmüştür." Büyük bir çığlık koptu o an Jeongin'in ciğerinden.

Bu kötü bir rüya mıydı? Koluna giren polis memurları oldukça gerçekti lakin.

..

Ben bu bölümü yazarken ağladım.

tmfil | hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin