5.

1.8K 175 202
                                    

Felix arkadaşının şişmiş gözaltlarına endişe ile baktı.

"Yine mi uyumadın?"Jeongin adeta transa geçmişti. Evet uyuyamamıştı çünkü ne zaman gözlerini kapasa o adamın, o hâli gözlerinin önünde beliriyordu.

"Sadece kabus gördüm ve uyuyamadım." Felix düşünceli bir şekilde Jeongin'in yüzüne baktı.

"Birşey olduysa bana anlatabilirsin İnnie- Bekle bir dakika, şuraya bak!" İşaret parmağı kaslı bir bedeni işaret ettiğinde Jeongin yorgun bakışlarını oraya çevirdi.

"O kim?" Felix hayranlıkla izliyordu o kişiyi.

"Seo Changbin.." Parmaklarıyla oynamaya başladığında Jeongin kıkırdadı. Changbin birkaç arkadaşı ile ilerleyip gözden kaybolduğunda Felix'in de yüzü düşmüştü.

"Hey bana mı gülüyorsun! Komik mi sence hm?" Jeongin'i gıdıklamaya başladığında avludaki herkes onlara bakıyordu.

Hyunjin'de dahil.

"Hyung dur! Bayılacağım şimdi!" Felix gıdıklamak için iyice Jeongin'e yaklaştı. Fakat bileğini sıkıca saran eller yüzünden durmak zorunda kalmıştı.

"Sana durmanı söylemedi mi?" Hyunjin kısık gözleriyle Felix'e bakıyordu.

"Sadece şakalaşıyorduk. Değil mi Jeong- hey ne oldu!? Niye öyle dolu dolu gözlerin!?" Hyunjin Felix'i bırakıp Jeongin'in yüzüne eğildi.

"Arkadaşımı rahat bırak! Sence bunlar onun yüzünden mi!?" Dolu gözlerini işaret etti ve oradan kaçarak uzaklaştı.

Hyunjin anlayamıyordu. Ve oradaki diğer herkes. 'Hwang Hyunjin'e sesini yükseltmeye cürret edecek bu çocukta kimdi?' Herkesin aklındaki tek soru buydu.

***

Felix telaşla koğuşa girdi. "İnnie~ buralarda mısın?" Jeongin'in girdiği dolaptan çıkmaya niyeti yoktu.

"Saklambaç mı oynuyoruz İnnie?" Felix gülümseyerek koğuşu aramaya başladı.

"Bulduğum zaman gıdıklamaya devam edeceğim İnnie." Koğuşun kapısı ikinci defa açılıp kapandığında Felix'in endişeli sesi duyuldu.

"Sonunda başbaşayız." Jeongin bu yabancı sesin sahibini görmek için başını kaldırdı ve aralıktan onları izlemeye başladı.

Kısa siyah saçlı bir adam Felix'in üstüne doğru gidiyordu.

"Beni rahat bırak!" Felix adamı ittiğinde o sadece güldü.

"Bu tavırların daha çok hoşuma gidiyor." Felix sırıttı.

"Bir piç olarak yaşamak nasıl hissettiriyor Woojin?" Adam bozulmuş olacak ki Felix'in suratına bir yumruk attı.

Jeongin korku ile dolabın kapağını açtı ve Felix'in önünde siper oldu.

"Ondan uzak durun! Siz kötüsünüz!" Woojin sırıttı.

"Güzel, bir taşla iki kuş demek." Çilli çocuk yeniden alayla konuştu.

"Hwang Hyunjin burada değilken oldukça delikanlısın fakat o buradayken sadece miyavlıyorsun Woojin." Adamın sıradaki hedefi Jeongin'di. Yumruğunu savuracağı sırada bacaklarına yediği tekme ile yere savruldu.

"Seni o gün öldürmeliydim." Woojin korku ile geri geri süründü.

Karşısındaki adam tek başına bir deste adamı harcayacak türdendi.

"Ben özür dilerim gerçekten bir daha asla ama asla gelmeyeceğim bu koğuşa." Hyunjin yarım ağız sırıttı.

"Lee-Shin, bu piç herif geçenlerde ne demişti." Yanındaki köse sakallı esmer adam öne adımladı.

"Demişti ki; "Bir daha Felix'in bulunduğu herhangi bir koğuşta ya da koridorda bulunmayacağım." evet böyle demişti efendim." Hyunjin eğilip onun yanağını hafifçe okşadı.

"Peki bugün ne yaptın Woojin?" Woojin korku ile yanağında gezinen ele baktı.

"Efendim affedin. Gerçekten yemin ederim gelmeyeceğim." Hyunjin okşadığı yanağa oldukça sert bir tokat attı. Jeongin ve Felix ise olanları gerginlikle izliyorlardı.

"Lee-Shin ver bakalım." Esmer adam küçük bir çakıyı Hyunjin'e uzattığında Jeongin elleriyle kulaklarını kapadı. Felix ise çoktan Jeongin gözlerini kapamıştı.

"Pantolonunu çıkar!" Hyunjin'in emir dolu sesi oradaki herkesin kulağında yankılanmıştı.

"Efendim bağışlayın!" Woojin ellerini birbirine sürtüp af diliyordu.

"Eğer dediğimi yapmazsan önce dilini, sonra da kulaklarını keserim." Woojin hemen ayağa kalkıp pantolunun düğmelerini açtı.

"Otur." Dediğine itaat edip yere oturduğunda Hyunjin elindeki bıçağı onun bacağına sapladı.

"İmza çalışmam gerekiyor. Ama ne yazık ki kağıdım kalmadı." Bıçağı çekip kestiği yerin biraz altına büyük bir şekilde "HH" yazdı. Woojin acıyla bağırıyordu. Jeongin duyduğu çığlık sesiyle ellerini, kulaklarına biraz daha bastırdı. Felix başını başka tarafa çevirdi. Bu vahşeti izlemek midesi ve iştahı için iyi değildi.

Ama o habersizdi. Yanındaki çocuğun önceki gece nelere şahit olduğundan.

"Güzel mi Lee-Shin?" Adam sırıttı.

"Efendim harika ama biraz daha iyi olabilir. Nasıl derler? Ah estetik!" Hyunjin gülümsedi.

"Haklısın! Woojin biraz sessiz ol. Şimdi güzel bir dövmen olacak." Dizinin hemen aşağısına "HwangH" yazısını kazıdığında Woojin oldukça yüksek bir çığlık attı.

"Geçen dilini kestiğim adam bu kadar bağırmadı. Tabii onun fırsatı olmamıştı." Jeongin duyduğu bu cümleyle kusma hissini bastıramadı ve oracıkta istifra etmeye başladı.

"Hey ne oluyor!? Lee-Shin çıkar şu herifi burdan." Adam Woojin'i sürükleyerek koğuştan çıkardı.

Hyunjin telaşla Jeongin'e yaklaşıp kızarmış gözlerine baktı.

"Neyin var?" Jeongin titreyen dudaklarıyla fısıldadı.

"Yaptığınız şeyler midemi bulandırıyor. Felix gidelim buradan." Hyunjin sinirlenmişti.

"Hayır benimle geliyorsun." Onu kucaklayıp tuvalete soktu.

Yüzüne değen soğuk suyla irkildi Jeongin.

"Durun üşüyorum." Hyunjin yavaşça onun ıslak yüzünü ovdu.

"Kendine gel. Yaptığım şeyleri onlar gibi şerefsizlere yapıyorum. Neden hâlâ miden bulanıyor?" Jeongin sinirleniyordu.

Ama bunu herkes gibi küfrederek değilde ağlayarak lanse ediyordu insanlara.

Dolu gözleriyle çemkirdi. "Çünkü günlük hayatımda insanlar birbirlerinin dilini kesmiyorlardı! Buradan nefret ediyorum! Sadece Felix'i seviyorum!" Hyunjin karşısında korkudan titreyen bedene baktı.

Kendisinden korkması istediği son şeydi.

"Sakinleş. Özür dilerim. Bir daha yapmayacağım tamam mı?" Jeongin tişörtünün koluyla gözlerini kuruladığında Hyunjin ona sarıldı.

"Dün gece uyumadın değil mi?" Jeongin başını iki yana salladı.

"Yine benimle uyumak ister misin?" Küçük olan başını kaldırıp dolu gözlerle baktı Hyunjin'e. Utangaç bir tavırla söyledi.

"Sizin için sorun olmazsa." Hyunjin uzun bir zamandan sonra kocaman gülümsedi.

İşte bu küçük çocuğu çabucak mutlu etmek mümkündü.

bu bölüm olmadı amk.

keşke woojini katmasaydım.

benim woojinle ile ilgili bir notum vardı ama unuttum ya.

neyse aklıma gelirse diğer bölümde yazarım za.

tmfil | hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin