BAY PSİKOLOG"
Kafamda yer etmiş bu kelimeyi bu sefer tiksinerek söylüyordum. Beni okul boyunca rezil eden, beni ezikleyen bir insana hakkımdaki her şeyi anlatmış olamazdım. Fotoğrafa tekrar baktım. Beni rezil ettiği zamanlardaki gülüşünden çok farklı bir şekilde gülüyordu. Sanki daha içten...... Ama hicbir şey bu adamdan iğrenmeme sebep olamaz. Fotoğrafı aldığım gibi yere fırlattım. Elim ayağım GENE titremeye başlamıştı. Ah...bi sinir krizi daha...... Çerçevenin parçalanmasını her defasında beynimde yavaşlatarak tekrar izledim.... Parçaların etrafa savruluşu.....Ve fotoğrafın uçuşu..... Tekrar....ve tekrar....ve tekrar......
Bir an kendimi sarstım ve fotoğrafı elime aldım. Gülüşe baktıkça o iğrenç kahkası aklıma geliyordu.
"Ne oldu ezik ağlayacakmısın yoksa..... " "Ahh hanimiş bu eziğin sevgilisi..... " "Bu mor renk bence sana daha çok yakışıyor ezik....". "ezik.....". "ezik..... " "ezik....."
Ve o iğrenç gülüşü
"Ahahhhahhahh"
"YETERRRRRRR!" Kafamdaki bu iğrenç anıları düşündükçe daha cok bağırıyordum."YETERRRR!!!!!"
Ve fotoğrafı parçalamaya başladım. Parçaladıkça kahkahalar atıyordum. Odada sesim yankı yaptıkça daha çok keyifleniyor , daha çok fotoğrafa saldırıyor , ve daha çok kahkaha atıyordum.
Artık o kadar çok fotoğrafı parçalamıştım ki parçalanacak yeri kalmamıştı fotoğrafın. Sırada etrafa saldırmak vardı. Sinirimi çıkarmalıydım. Yoksa kendimi patlayacakmış gibi hissediyordum. Önce yatağı darmadağın yaptım. Yastıkları etrafa savurdum. Çarşafı toplayıp duvara attım. Sonra komodinin üstünü talan ettim. Bu arada kahkahamı da arttırmayı ihmal etmedim. Sırada parfümlerin olduğu masa vardı. Bu piçin parfümlerini kırmak ne kadar da hoşuma gidecekti. Ama bi an duraksadım. Kahkahamı kestim. İçimden "bu evde kimse yok mu acaba?" dedim. Sonra sacmaladığımı fark edip masaya yavaşça ve Piç smile ile yaklaştım. Bir parfümü elime aldım. Havaya sıktım. Aynı o kokuyordu. Sonra yüzümdeki o gülümseme silindi. Yerini gene o sinirli halini aldı. Ve var gücümle parfümü fırlattım yere. Ve tekrar gülmeye başladım. Ve GENE kahkaham odayı doldurdu. Diğer parfümü de duvara fırlattım. Bu..... Bu benim için büyük bir zevkti.
Bütün parfümleri bitirdiğim zaman yere oturdum. Nefes nefese kalmıştım. Ama hala sinirim geçmemişti. Yerde duran makasa gözüm ilişti. Kendime zara vereceğimi düşündünüz değil mu??? Yooooo..... Ben eğer kendime zarar vereceksem bunu makasla yapmam. Çünkü makas hic acı vermiyor. Daha önce denedim ve o tadı makasta alamadım. Koşarak makası aldım ve fırlattığım çarşafı kesmeye başladım. Ama makas yetmiyordu parçalamaya. Bu sefer elimle çarşafı parçalamaya başladım. Ve çarşaf bölündükçe bağırıyordum. Ne uçuk hayat ama öyle değil mi???
Carşafta bittiğinde GENE nefes nefese kalmıştım. Şimdi yapılacak listemize bakalım.
1. Onun hatırasına zarar verTAMAM
2. Etrafa zarar ver TAMAM
3. Kendine zarar ver YAPILMADIAhhhhh bunu nasil unutmustum ben??? Sinir krizlerimde her zaman bu sırayı takip ederdim. Makas isime yaramayacagi için onu gelişigüzel fırlattım. Sonra gözüm çerçeve kırıklarına takıldı. Sinsice güldüm ve büyük bir parçayı elime aldım. Kollarımı uzattım ve......
Ne kadar derine inebiliyorsam indim.... TANRIMMMM.......Bu hayattan aldığım en büyük zevkti. Acı çekmek.... Anlatamayacağım duyguların birleştiği nokta..... Siz şu an bağırmaktan helak olmuştunuz ama ben her derinliğe inişimde iyice mayışmıştım. Sonra çerçeve parçasını bir çizgi halinde ilerlettim kolumda. Sonra çıkarıp aynı şeyi diğer koluma uyguladım. Diğer kolumdan oluk oluk kan akıyordu. Ve ben bundan büyük bir zevk alıyordum. Galiba şizofrenilik hastalığımın yanına bir yenisi daha eklendi. MAZOŞİSTLİK....
Ben kolumu böyle çizmeye devam ederken içerden kapı sesi geldi. Odaya girmesiyle poşetlerin yere düşmesi bir oldu. Şaşkınca etrafa bakıyordu. Hadi ama.... Hiç mi dağınık oda görmemişti bu adam. Hey o adam değildi. O BENİ EZİKLEYEN adamdı. Bu aklıma gelince yerimden doğruldum ve ona doğru yürüdüm.
" hey ezik naber???" diyerek onu taklit ettim "Hatırladın mı cevap ver???". Tüm hızımla gövdesine vuruyordum. Ama onun etkilendiği pek söylenemez.
"Bana bak ezik ağlayacak mısın yoksa??bak ağlıyorum işte hoşuna gitti mi söyle????"ah evet sinirden bir de onun karşısında ağlıyordum ve o bana hala öküzün trene baktığı gibi bakıyordu. Sonunda konuşmayı akıl edebilmişti.
"Eylül kolun..."
"Söylesene okulun popüler çocuğu beni mi düşünüyor yoksa????"
"Eylül cok kan kaybediyorsun"
"Sana n....." sözümü tamamlayamadan bayılmıştım. En son duyduğum şeyse çağların "ACİL AMBULANS" diye telefona bağırışıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bay psikolog ve bayan şizofren
Roman pour AdolescentsEylül ağır bir tranva sonucu şizofren olur ve ona bu zorlu hayatında tek yardım eden sevgilisi berkdir. Ama maalesef berk onu aldatır ve eylül de sinir krizini birasıyla birlikte ıssız bir sokakta geçirir. İşte bu arada hayatının anlamıyla karşılaşı...