Evren Şermin in odasına fırtına gibi daldı. Bir taraftan da korkuyordu. Ne olmuştu acaba?
Odaya girdiğinde Şermin i ellerini ovuşturarak oradan oraya yürürken buldu. Gözlerinde açık bir panik, heyecan, ümit çaresizlik okunuyordu. O güçlü kadına ne olmuştu?
Şermin Evren i görünce ellerine yapıştı. "Evren benim gitmem lazım. Biliyorum zamanlama korkunç ama benim gitmem gerekiyor."
Evren kızın suratına şaşkın şaşkın baktı bir süre. "Şermin saçmalama. Seksen kişilik düğün grubunu bir hafta nasıl ağırlarım? Daha kına var, parti var, after parti var. Kızım ben bunların ne olduğunu bilmiyorum bile."
Şermin "Anlamıyorsun. Gitmem lazım. Düğün grubu yerleşmeden dönerim. Yetişemezsem uzaktan organize ederim. Bir yolunu bulurum." dedi.
Evren sinirlenmeye başlıyordu. "Şermin sana almayalım dedim. Dedim değil mi? Bu ölçekte işin altından kalkabiliriz diyen, borçlarımızı kapatırız diyen sendin. Dana gibi kol gibi tazminatın altına imzamızı attık. Kafayı mı yedin sen?"
"İptal edelim. Tazminatı öderiz. Ortaklığın benim payıma düşen kısmını sana devrederim. Bir yolunu buluruz." Şermin tutuşmuş gibiydi. "Babamı ararım Evren. Yaparım. Lütfen."
Babasını aramayı bile düşündürecek neden korkmuştu böyle? Evren kızın ellerini tuttu. "Tamam. Tamam birtanem bir yolunu buluruz. Sen otur hadi şöyle. Soluklan" dedi. Sonra kızın gözlerine baktı.
"O adam kimdi biliyor musun?" Şermin hâlâ panik halindeydi.
Evren kafasını salladı. "Biraz tanıdık geldi ama çıkaramadım. Kim? Şey mi? O hani?"
"Hayır canım. Voldemort değil. Ama yancısı." Şermin saçlarını çekiştirdi. "Eski nişanlım." dedi. Alaycı gülüşü gözlerine yansımıyordu.
Evren"eeee?" der gibi baktı.
"Tuzluk biberlik gibilerdir Evren. Biri buradaysa diğeri ya buradadır ya gelmek üzeredir."
Evren kızın paniğini anlayamıyordu. Her derde "gel anam gel de eline vereyim" diyerek bakan o cesur kadın değil miydi bu? "Gelse ne olacak Şermin? Anlamıyorum gerçekten. Sen tanıdığım en güçlü en cesur kadınsın. Görmezden gelirsin, tanımıyor gibi yaparsın. Ne olacak ya? Yiyecek mi seni?"
Şermin yine alayla güldü. "Keşke" dedi. Sonra Evren in gözlerini kocaman açarak şaşkın şaşkın kendisine bakmasını izledi. "Yenmeyi tercih ederim. Yine öyle bakacak. Ellerimi ayaklarımı nereye koyacağımı bilemeyeceğim. Beceriksiz, sürekli kızaran kekeleyen aptal birine dönüşeceğim. Hata yapacağım. Kendimi rezil edeceğim." Gözleri doluyordu. "Sen benim o halimi görmedin Evren. Bir kadehle sarhoş olup dağıtan, rezalet çıkaran kusan bağıran biri olacağım. Sen bile yanımda olmak istemeyeceksin."
Evren kızın elini tuttu. "Hepimiz gençken saçmalarız. Gençlik bunun için var. Şimdi kendine bir baksana. Sen kendinden harika bir kadın yaptın. Kendi işin, evin, hayatın var. Ağzında babalarının dedelerinin servetiyle doğan o tiplerin seni ezmesine izin mi vereceksin?"
Şermin ellerini çekti. "Kaan girse şu kapıdan ne yaparsın? Kaçmak istemez misin?"
Evren kendini toparladı. "Adamın annesiyle ortağım Şermin. Hacer teyze hayatımın önemli bir parçası. Bizim bir noktada karşılaşma olasılığımız hep var. Yani sonunda görüşeceğiz. Ve ben kaçmayacağım. Kaçmayı gerektirecek hiçbir şey yapmadım. Başımı dik tutup yapmacık yalancı tebessümümle yüzüne bakacak ve beni terk ederek bana ne büyük bir iyilik yaptığını göstereceğim. Yalnız çok daha iyi olduğumu. Sonra odamda ağlarım kesin. Ama beş senenin ardından kıçıma tekmeyi koyan herife bir damla bile gözyaşı görme şansı vermeyeceğim. Bunu kendime borçluyum." Kıza bunları söylerken kalbi deli gibi atıyordu. Gururlu bakışlarını bir an bile Şermin den ayırmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız ve Gururlu
RomanceSevgiliniz çok ünlü bir futbol yıldızıysa ve kalpleri durduracak kadar yakışıklıysa kendinizi şanslı hissetmeniz gerekirdi değil mi? En azından herkes Evren e bunu söylüyordu. Harika bir hayatı vardı. Mutlu olmalıydı. Beş senedir aynı evi, aynı yata...