İpek çok güzel bir gelin olmuştu. Saçlarına son dokunuşlar yapılırken kuzeni sürekli fotoğraf çekiyordu.
Şermin gözlerini devirerek "Bu fotoğrafları bir yerde yayınlarsan götünü keserim." dedi kıza. "Nasıl aklınıza uyup geldim bilmiyorum ki"
Boranın halasının kızı kıkırdadı. "Ay kime niyet kime kısmet Şermin ablaaaa" diyerek kızın boynuna sarılıp öptü. "Çok özlemişim kız. Valla iyi ki geldin. Keşke düğüne de kalsan. İki kurtlarımızı dökerdik."
"Tabi canım. İpeğin eteğini tutar, Bora nın da takı kesesini taşırım. Manyadınız iyice." Şermin uzun bardaklardan şampanya içti. "Of kaliteli zehir. Özlemişim. Seni de burada evlendirelim Doğa. Çok iyi para bıraktı bunlar." diyerek kıkırdadı.
"Olur valla. Alibey dağları buzullarını eritirse hemen." Doğa Boranın halasının kızıydı ve Ali ye meftun gibiydi.
İpek kızın yüzüne alaycı bir şekilde bakıp, "Bitmedi senin de Ali sevdan. Kızım abim kimseye bakmıyor. Dedim sana oradan sana ekmek çıkmaz. Boşuna kendini doldurma." dedi.
Doğa Şermin in omuzuna kolunu dolayıp, "umut fakirin ekmeği be gülüm" dedi. Sonra Şermin e döndü. "Valla alsın beni, sonra kapıya atsın. O derece hastasıyım kendisinin" diyerek hepsini güldürdü.
Şermin rahatsız olmuştu. "Ay saçmalama. Kadınsın sen. Biraz gururun olsun. Fıstık gibisin, elini sallasan ellisi, kıçını sallasan tellisi. Ali kim?" Samimiydi. Kendisi de hastasıydı ama genç kızların kendini bir herife adayıp, hayatlarına sıçmasına katlanamıyordu. "Sen şimdi onun o serin mesafeli hallerini seviyorsun ama aslında sana iyi gelmez. Doğa sen hayat dolu, yaşamayı seven bir kızsın. Git gez toz eğlen yaşa. Ne yapacaksın don yağı gibi adamı? Kendin gibi ruhu genç, canlı birini bul."
Kız dudaklarını uzatarak somurttu. "Abla seviyorum demedim ki. Bir kere yatsam hevesim geçecek belki." dedi.
Şermin kızın kafasının arkasına vurdu. "Edepsiz" dedi.
"Ne var abla ya. Erkekler de böyle. Biz söyleyince mi olay oluyor." dedi kız.
Şermin yüzünü buruşturup dil çıkardı. Hafifçe çalınıp açılan kapıya baktılar. Ali tereddütle içeri girip kardeşini gelinlikle gördüğünde gözleri dolmuştu. İpek de ayağa kalkarak abisine doğru ilerledi. "Nasıl olmuşum?" diye sordu.
Ali "Çok güzelsin ufaklık" dedi. Kızın saçlarındaki çiçeklere baktı. Yaşına, düğünün konseptine çok uygun minik çiçeklerle adeta peri gibi görünmüştü minyon kardeşi. "Bunlar da çok yakışmış." dedi.
"Beğendin mi? Şermin abla getirdi. Taşlı olanları after party de takacağım."
Ali arkasını dönüp Şermin i görünce zaman donmuş gibiydi. Kız törene kalmayacağı için çiçekli askılı sade bir elbise ve deri sandaletler giymişti. İki gündür kendisinden kaçıyordu. Sadece mesajlar ve aramalar vardı ve yetmemişti. Şermin i görmek her zaman çarpardı ama bu kez derinden vurmuştu. Elinde olmadan ona doğru ilerledi. "Naber?" diye sordu gülümseyerek.
Şermin Doğa yüzünden gerilmişti. Yani hangi kadına biri erkeğinde gözü olduğunu söylese gerilirdi. "İyidir" dedi. "Bu tutturdu ağlarım makyajım akar falan diye. Ben de geldim."
"İyi yaptın." Ali kızın gözleriyle kavuşmaya çalışıyordu ama mümkün olmuyordu. Şermin ondan tarafa bakmıyordu.
İpek bir anda feryat edince hepsi panik halinde ona döndü. "Bozdum inanmıyorum mahvettim" diyordu kız. Makyajını sabote ettiği ortadaydı.
"Dur kuzum panik yapma" diyerek ayağa kalktı Şermin. Ali'nin yanından adama değmeden geçmek çok zordu. "İzin verir misin?" diyerek yüzüne baktı. Yüzü ifadesizdi. Bu Ali'de yavaş yavaş alarm zillerinin çalmasına neden oluyordu. Ne yapmıştı ki? Mesajlar mı sıkmıştı? Utandırmış mıydı? Fazla mı hızlı gitmişti? Ne vardı yani öpmek istediğini yazdıysa. Neresinden öpmek istediğini belirtmemişti ki. Hangi sağlıklı erkek sevdiği kadını öpmek istemezdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız ve Gururlu
RomansaSevgiliniz çok ünlü bir futbol yıldızıysa ve kalpleri durduracak kadar yakışıklıysa kendinizi şanslı hissetmeniz gerekirdi değil mi? En azından herkes Evren e bunu söylüyordu. Harika bir hayatı vardı. Mutlu olmalıydı. Beş senedir aynı evi, aynı yata...