Magnus ve Sadie artık liseye gidiyorlardı. Bugün bir okul gezisi vardı. "Hadi oğlum geç kalacaksın." dedi Lucy.
Magnus hâlâ odasında saçını düzeltiyordu. "Geliyorum." dedi.
"Buna bu aralar ne oldu?" diye sordu Lucy.
"Ciddi misin yoksa öylesine mi soruyorsun?" diye sordu Marco.
"O ne demek?"
"Bizimkisi aşık olmuş."
"Biliyorum. Ne de olsa kendisi nerdeyse bir 10 yıldır aşık."
"Sadie..."
"Bunu yeni anladığını söyleme."
O sırada Magnus geldi ve masaya oturdu. "Babam yine neyi yeni anladı?" diye sordu alaycı bir şekilde.
"Önemli bir şey değil oğlum." dedi Lucy.
"İkinizde çok komiksiniz." dedi Marco ve yalandan bir kahkaha attı.
"Bu arada ben okul gezisinden sonra Sadie ile birlikte Alexander ve Melody'yi görmeye gideceğiz." dedi Magnus.
"Tamam olur." dedi Lucy.
"Hâlâ Watson ikizlerinin anne ve babalarının izinden gittiğine inanamıyorum." dedi Marco.
"Miley ve Miles sadece onların izinden gitmiyor. Serilerin üstüne koyarak yeni bir seri yaptılar." dedi Lucy.
"Anne yanlış anlama ama serinin adı Benim Prensim." dedi Magnus.
"O konuda çok haklısın ama zaten seri Melez Prens ve Benim Dünyam serilerini birleştirme amaçlı yapıldı. Alexander, Hunter ve Angel'ın oğlu değil mi? Melody, Violet ve Phillip'in kızı değil mi?" dedi Lucy.
"Bu konuda da annen haklı. Ne de olsa Benim Prensim hem kitap hem de çizgi film oldu." dedi Marco.
"Neyse ben gidiyorum." dedi Magnus ve sandalyesinden kalkıp, annesini öpüp gitti.
...
"Bugün bizimkileri ziyaret etmeye gidiyor muyuz?" diye sordu Sadie.
"Evet... Keşke anne ve babalarımız gibi onların boyutuna gidebilsek." dedi Magnus.
"Belki bir gün kuralları yok sayabiliriz."
"Sen kimsin ve Sadie nerede?" diye sordu Magnus alaycı bir şekilde.
"Dalga geçme!" dedi Sadie hafif sinirli bir şekilde.
"Tamam bir şey demedim. Hemen kızma." dedi Magnus ve baş parmağı ile Sadie'nin yanağını okşadı.
Sadie ilk başta sakinleşmeye başladı. Daha sonra kendine geldi. "Şunu yapmaktan vazgeç." dedi ve Magnus'un elini tuttu. "Bu arada orada güçlerine dikkat et. Ne de olsa bir laboratuvara gidiyoruz."
"Ben artık 8 yaşında değilim. Güçlerimi kontrol edebiliyorum." dedi Magnus ve Sadie ile birbirlerine baktılar.
"Hadi gençler otobüse binin." dedi öğretmen.
Magnus ve Sadie kendilerine geldi. O sırada Sadie Magnus'un elini hâlâ tuttuğunu fark etti. "Özür dilerim." dedi Sadie utangaç bir şekilde ve elini geri çekti.
"Önemli değil." dedi Magnus mutlu bir şekilde.
...
"Evet çocuklar... bu gezide yaramazlık yapmak yok." dedi öğretmen.
"Aslında birazcık yaramazlık yapabilirler. Ne de olsa ben yaramazlık yapmasaydım babam beni ceza olarak bilim kampına göndermezdi." dedi arkadan bir ses. Tüm öğrenciler arkasını döndü. "Herkese merhaba ben buranın baş bilim insanıyım. Adım Edward. Tanıştığıma memnun oldum."
Magnus ve Sadie'nin tüyleri diken diken oldu. "Aynı şeyi mi düşünüyoruz?" diye sordu Magnus tedirgin bir şekilde.
"Bu adamda bir gariplik var." dedi Sadie.
"Yanlış anlama ama..." dedi Magnus.
"Senden çok öndeyim."
...
"Lütfen bize yardım edin. Ben bir hata yaptım ve bu hata sıradan bir hata değil. Yardım etmezseniz sadece benim değil sizin de boyutunuzu yok eder." dedi Edward telaşlı bir şekilde.
...
"İyi misin?" diye sordu Magnus. Sadie tam düşerken Magnus onu tuttu. "Ne oldu?"
"Orada bir şey mi oluyor?" diye sordu Edward.
Sadie kendine geldi ve "Bir şey yok." dedi.
"Emin misin?" diye sordu Magnus fısıldıyarak ve Sadie'nin çantasından çıkardığı suyu uzattı.
"Tamam o zaman hadi gidelim." dedi Edward ve diğer öğrenciler onu takip etmeye başladı.
"Bu adamda başka bir boyuttan..." dedi Sadie tedirgin bir şekilde.
"Ama anne ve babalarımızın anlattığına göre çoktan ölmüş olması gerekir."
"O bir bilim insanı... kendi tedavisini yapmış olabilir."
...
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Magnus fısıldıyarak.
"Öncelikle bu gruptan ayrılmalıyız. Onun ofisine gitmeliyiz." dedi Sadie fısıldıyarak.
"Tamam o zaman. Hazır ol." dedi Magnus. Sadie şaşkın bir şekilde bakmaya başladı. O sırada lamba yanıp sönmeye başladı.
"Ne oluyor?" diye sordu birisi.
"Sakin olun." dedi öğretmen.
Herkes tavana bakarken Magnus Sadie'nin elini tuttu ve koşmaya başladılar. "Sana inanamıyorum." dedi Sadie şaşkın bir şekilde.
"Teşekkür ederim." dedi Magnus ve elini yavaşça geri çekti.
...
Bir süre sonra ofisi buldular ve içeri girdiler. "Şimdi ne arıyoruz?" diye sordu Magnus.
"Onun başka bir boyuttan geldiğine dair bir kanıt." dedi Sadie.
Odanın içinde bir oda daha vardı. "Aradığımız kanıt burada olmasın." dedi Magnus. Kapıyı açmaya çalıştı ama olmadı. "Keşke şu anda Tom burada olsaydı... Sakın bunu ona söyleme."
"Tamam ve ayrıca anahtarı buldum. Galiba dalgınlığına geldi." dedi Sadie ve kapıyı açtı.
İçeride bugüne kadar bu boyuta gelmiş olan insanlar ile ilgili bir şeyler vardı. "Bu adam madem herkesi biliyordu. O zaman neden yardım etmedi?" diye sordu Magnus.
"Çünkü onlar yardım etmemiş." dedi Sadie.
"Ama anne ve babalarımızın anlattığına göre onlar buraya geldikleri zaman sadece çocuklarmış. O yüzden yardım beklemesi çok saçma."
"Evet kesinlikle."
Magnus televizyonun yanına gitti ve eğildi. Televizyona dokundu. "Bunu ben yaptım." dedi telaşlı bir şekilde.
"Emin misin? Belki Stan yapmıştır."
"Annem ve babam Stan'in dükkanını yeniden açıp benden yardım istemediler mi? Çok eminim bunu ben yaptım."
"Geliyor. Şimdi ne yapacağız?"
"Alexander ve Melody'yi görmeye gideceğiz." dedi Magnus ve televizyona dokundu. Doğru zamanı buldu.
"Saçmalama."
"Başka bir fikrin var mı?" diye sordu Magnus ve çantasından çıkardığı suyu televizyona döktü. Bir ışık yayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Boyutta 4
FantasyLucy ve Marco evlendi ve Magnus adında bir çocukları oldu. Tam adı Magnus Stan Russo. O Stan'in yaptığı her şeyi yapabiliyor. Aynı zamanda Travis ve Brenna da evlendi ve Sadie adında bir çocukları oldu. Tam adı Sadie Edalyn Smith. O da Edalyn'in yap...