Magnus ve Sadie uyandıklarında birbirlerine sarılmış halde duruyorlardı. Magnus hemen kalktı. "Özür dilerim."
"Yok asıl ben özür dilerim. Ne de olsa ben senden beraber yatmayı istedim." dedi Sadie utangaç bir şekilde.
"Utanmana gerek yok. Sadece sen değil ben de sana sarılıyordum." dedi Magnus ve o sırada kapı tıklatıldı. "Gir."
İçeri Alexander girdi. "Kahvaltı hazır."
"Tamam teşekkür ederiz." dedi Sadie.
"Bir şey bölmedim değil mi?" diye sordu Alexander.
"Ne? Tabi ki de hayır." dedi Magnus ve Sadie kıpkırmızı olmuştu.
"Tamam o zaman. Hadi gidelim." dedi Alexander pis pis sırıtarak.
Sadie yataktan kalktı ve önden gitti. Magnus Alexander'a yastık fırlattı ve "Ne yapıyorsun?" diye sordu sinirli bir şekilde.
"Sonum babam gibi olmasın dedim ama galiba ondan daha beter oldum." dedi Alexander.
"O ne demek?" diye sordu Magnus. Alexander'ın ne demek istediğini anladığı zaman "Öyle bir şey yok."
"Peki... Hadi gidelim." dedi Alexander ve gitti.
"En azından şimdilik."
...
Kahvaltıdan sonra Magnus ve Sadie beraber yürüyorlardı. "Bu sabah için çok özür dilerim. Ne de olsa ben beraber yatalım mı diye sordum." dedi Sadie utangaç bir şekilde.
"Bunun bir önemi yok. Ayrıca uyandığım en güzel sabah oldu." dedi Magnus ve Sadie'nin yanağını okşadı.
"Peki öyle olsun." dedi Sadie ve Magnus'un elini tuttu. "Bu arada haklıydın. Biz bunları Stan ve Edalyn'e borçluyuz. Çünkü onlar bize kocaman bir aile verdi. Sadece yaşadığımız yerde değil. Dünyanın dört bir tarafında ve başka bir boyutta ailemiz var."
"Gördün mü? Her şeye rağmen biz olumlu olursak hiç kimse bizi üzemez." dedi Magnus ve Sadie'nin elini okşamaya başladı.
Sadie elini çekti ve "Evet." dedi.
O sırada Alexander ve Melody geldi. "Nasılsınız?" diye sordu Melody.
"İyiyiz siz nasılsınız?" diye sordu Sadie.
"Biz de iyiyiz." dedi Alexander.
Bir süre sonra kızlar önden yürümeye başladı. "Ne oluyor?" diye sordu Melody imalı bir şekilde.
"Bir şey olduğu yok." dedi Sadie.
"Ama ben bir şey olduğunu anlıyorum."
"Hayır yok."
"Anne ve baban da zamanında öyle diyormuş. Ama bak sen onların çocuğusun. Yani bu işler hiç belli olmaz."
"Tamam belki biraz hoşlanıyorum."
"O zaman bunu ona göster. Yoksa senden vazgeçecek gibi duruyor."
Magnus ve Alexander onları arkadan takip ediyordu. "Ben sabah haklı olduğum için mi yastığı fırlattın?" diye sordu Alexander.
"Ne ilgisi var?" diye sordu Magnus.
"İkinizde birbirinizi seviyorsunuz. Asıl konu bu kız senin zihnini hiç mi okumadı?"
"Bana söz verdi. Sadece acil bir durum olduğunda okuyacak."
"Anladım. O zaman iyi olmuş."
...
"Yanlış anlamayın ama bu Magnus ve Sadie size birilerini hatırlatıyor mu?" diye sordu Hunter imalı bir şekilde.
"Hem de çok net bir şekilde hatırlatıyor." dedi Violet.
"Anne ve babaları gibi davranıyorlar. Bu çok tatlı." dedi Angel.
"Evet kesinlikle. Bunlar birbirlerine karşı bir şeyler hissediyorlar. Ama adı üstünde anne ve babaları gibi davranıyorlar." dedi Phillip.
"Bence o konuyu bizimkiler halleder." dedi Hunter.
"Evet. Ne de olsa babasının oğlu." dedi Angel.
"O ne demek?" diye sordu Phillip.
"Sadece bir kere hata yaptım. Onu sürekli yüzüme vuruyorsun." dedi Hunter.
"Tam olarak ne oldu?" diye sordu Violet.
"Önemli bir şey değil. Sadece..." dedi Hunter.
"Sadece Lucy ve Marco tam yakınlaşacakken odaya dalmış." dedi Angel.
"Bravo sana Hunter. Umarım oğlunda öyle yapmaz." dedi Phillip.
"Şu anda şaka yapıyorsunuz değil mi? Hunter sen böyle bir şey yapmış olamazsın." dedi Violet şaşkın bir şekilde.
"Yanlış anlama ama ben Marco'nun yerinde olsam küfürü basardım." dedi Phillip.
"Zaten küfür söyleyecekti. Ben son anda sansürledim." dedi Hunter ve herkes gülmeye başladı.
...
"Etraf gerçekten çok güzeldi." dedi Sadie.
"Keşke buraya daha önce de gelseydik." dedi Magnus.
"Önemli olan gelmiş olmamız değil mi?"
"Bu konuda çok haklısın. Önemli olan eninde sonunda gelmiş olmamız. Birinden kaçmak için olsa bile."
"Acaba bizim boyutta neler oluyor? Lucy teyze kesin bir şekilde bakıyordu. Aklında kesinlikle bir şey vardı."
"Aynı fikirdeyim. Ama bence biz elimizden geleni yaptık. Gerisini şu anlık yetişkinlere mi bıraksak? Eğer bize ve güçlerimize ihtiyaç duyarlarsa söylerler." dedi Magnus ve Sadie'nin elini tuttu.
"Peki tamam öyle olsun. Ama umarım güçlerimize ihtiyaç duymazlar."
"Seninkini bilmiyorum ama benimkine mecburen ihtiyaç duyarlar. Ne de olsa adam bir bilim insanı. O da teknoloji ile ilgileniyor."
"Evet kesinlikle." dedi Sadie ve eline baktı. Magnus hâlâ elini tutuyordu. Yüzünün kızardığını hissetti.
"Ne oldu?" diye sordu Magnus.
"Bir şey olmadı."
"İyi misin?" diye sordu Magnus ve bir eliyle Sadie'nin yanağını okşamaya başladı. Diğer eliyle hâlâ Sadie'nin elini tutuyordu.
"Hem de çok iyiyim. Sen merak etme."
"Yatalım mı? Yani şey olarak..."
"Ayrı ayrı."
"Evet kesinlikle öyle."
"Tamam o zaman. İyi geceler." dedi Sadie ve Magnus'un yanağını öpüp yatağa yattı.
"İyi geceler." dedi Magnus şaşkın ama mutlu bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Boyutta 4
FantasyLucy ve Marco evlendi ve Magnus adında bir çocukları oldu. Tam adı Magnus Stan Russo. O Stan'in yaptığı her şeyi yapabiliyor. Aynı zamanda Travis ve Brenna da evlendi ve Sadie adında bir çocukları oldu. Tam adı Sadie Edalyn Smith. O da Edalyn'in yap...