Selamlar hayatımın anlamları.🤎
Bu bölümü dolu dolu ve eğlenceli yazmak istiyorum. Mağlum okulların açılmasına az kaldı, azıcık eğlenelim değil mi?
Sizi seviyorum, oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin. Keyifli okumalar.
20. Bölüm: "Biz Sevgiliyiz!"
Hayatım boyunca uyanabileceğim en değişik sabaha uyanmıştım.
Karşımda Yalın, Yalın'ın annesi, Yalın'ın babası ve Yeliz vardı.
Yanımda ise annem ve babam.
'Başak teyzenler geldi' diyerek uyandırılmış, olabilecek en hızlı şekilde hazırlanıp aşağıya inmiştim. Şimdi ise evimizin salonunda oturuyorduk ve kimseden çıt çıkmıyordu. Ortamın gerginliğinin de tek bir sebebi vardı.
Yalın ile dün akşam magazincileri umursamadan yaptığımız şey.
Şey işte.
Annemin fazla tepki vereceğini sanmıyordum. Çekindiğim kişi babamdı. Tabi ki bir de Yalın'ın ailesi. Ama Yalın hiçbirinden çekiniyor gibi değildi. Karşımda gayet rahat bir şekilde oturuyor, bazen bana bakarak gülümsüyordu. Kaş göz işareti yaparak 'sen konuşmaya başla' demek istesem de Yalın anlıyor gibi durmuyordu. Benim kaş göz işaretlerimi bir tek canım dostum Gizem anlıyordu sanırım. Ah ah, burda olsa durumu kurtaracak bir şey bulabilirdi. Ben ne yapacağımı bilmiyordum ki! En azından biri konuşsa devamını getirirdim. Kimse konuşacak gibi durmuyordu.
"Bir şeyler içmek ister misiniz?"
Sorduğum soruya karşılık Soner amca gülümsemiş "Artık bir kahveni içeriz." demişti.
Bu cümlenin altından ima aramalı mıydım? Bana laf mı atmıştı yoksa ben artık kafayı mı sıyırmıştım?
Oturduğum yerden kalkıp mutfağa doğru adımladım ve Türk kahvesinin nerde olduğunu aramaya başladım. Kendime hiç Türk kahvesi yapmamıştım ki ben. Sevmiyordum zaten. Üst rafın kapağını açtığım sırada belime dolanan bir çift el hissedip irkildim.
"Yalın!" dedim uyarı dolu bir sesle. "Biri görecek şimdi..."
"Görsünler kızım! Biz sevgili değil miyiz?"
Biz artık sevgiliydik değil mi?
Ama olsun! Ortalık yerde hele de içeride annemler varken böyle bir şey yapma hakkını kendinde bulamaz!
Bulmamalı! Utanıyorum canım ben.
Dediği şeyi umursamadan belime sardığı ellerinden kurtulup kahveyi kahve makinasına ölçülü bir şekilde kattım ve su ekleyerek tuşuna bastım. Umarım düzgün yapardım da dünki olaydan sonra bir de kahvem yüzünden rezil olmazdım. Yalın'ın beni izlediğini görüp kafamı 'ne var?' dercesine salladım. Kafamı karıştırıp kahveyi taşırmamı istiyordu herhalde.
"Ben her şeyi açıklayacağım. Sen canını sıkma." dediğinde kahveyi göz ucuyla kontrol edip ona döndüm.
"Bir zahmet sen yapıver onu da Yalın bey. Onu yapmayı bilen açıklamayı da bilsin."
Dudakları yana doğru kıvrıldığında ofladım. Yine onu keyiflendirecek bir şey söylemiştim.
"Onu derken? Dün biz bir şey mi yaptık. Ben hiç hatırlamıyorum..." dediğinde yanıma doğru yaklaştı. "Hatırlatmak ister misin?"
Elimle omuzundan ittirip kahve makinesini kapattım ve kahveleri fincanlara boşalttım. Gayet köpüklü ve güzel gözüküyorlardı.
Bir şeyi de mükemmel yapmayayım ya! Canım kendim! Maşallah bana!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNDEM SEBEBİM (TAMAMLANDI)
Novela Juvenilİki ünlü el ele magazincilere yakalanırsa ne olur? Sadece gündem mi? Pek sanmıyorum.