Huit

487 33 12
                                    

Medya: Sehun
İyi okumalar

İnsanlar bazen duygularını bastırmak zorunda bırakılırlar bu genelde içlerindeki öfke, nefret veyahut öldürme arzusu olur. Tabii öldürme arzusunu baskılaması oldukça zordur.

Her an bir yerlerden patlak vermeye başlayabilir. Bir bakarsınız ya öldürme hayali kuruyorsunuzdur ya da öldürüyorsunuzdur. Tabii bu çok düşük ihtimaller dahilinde olur genelde.

Taehyung o günden sonra fizik tedaviye başlamıştı o günün üzerinden de 2 ay geçmişti yaz tatili yaklaşıyordu. 2 ayda Taehyung sehunu yalnızca 10 defa görmüştü Chanyeol ile beraber ikisi de onu gördüğünde iğrenç bir şekilde sırıtıyorlardı.

Taehyung öldürmek istedi onları canlarını yakmak istedi. Türlü işkenceler hayal etmeye başladı geceleri.

Bu sırada Jungkook kendini sorgulamaya başlamıştı. Eskisi gibi değildi eskisi gibi olamıyordu gözü açılmaya başlamıştı artık.

Taehyung yavaş yavaş yürüyordu koltuk değnekleri ile herkes oldukça mutluydu bu durumdan ötürü.

Taehyung aynanın karşısındaki görüntüsüne baktı herkese her şeyi ödetmek istiyordu şimdi.

Değneklerini bırakıp yavaş adımlarla odasının dışına adımladı.

2 ayda çok fazla şey değişmişti hayatlarında Jungkook ve yoongi barışmıştı mesela Taehyung ise aptal aşık halleri yüzünden çocukluk aşkının tekrardan yakınında olmasına seviniyordu. 

Ancak jimin bundan pek memnun değildi. Üzülüyordu Taehyung görüyordu bunu sinirleniyordu bu yüzden.

Taehyung aşağı kata indi yavaşça bakışların esiri olunca hafifçe gülümsedi.

"tanrım küçük Taetaemiz yürüyor hem de desteksiz" jin öyle temiz kalpli bir şekilde söylemişti ki Taehyung bir an için yürümeyi yeni öğrenen bebek gibi görmüştü kendisini Jin ona bu 2 ayda annelik etmişti resmen.

"Hyung bebek miyim ben" mızmızlanma sesini duyan yoongi ve Jungkook içeri girdi Jungkook Taeyi yürürken görünce istemsizce gülümsemişti tabii Taehyungdan kaçmamıştı bu gülümseme.

Taehyung içindeki mutlulukla merdivenlerden indiği gibi onu dolu gözlerle izleyen jimin ve jine doğru yavaşça koştu ve aralarına atlayıp ikisine de sıkıca sarıldı.

"Jungkook akşam parti verelim" yoongi konuşunca Jungkook onu onaylamıştı hemen

"Taehyung benimle içecek almaya gelmek ister misin?" Jungkookun sorusu ile herkes afallarken Jimin kaşları çatılmıştı.

"Neden onunla gitmek istiyorsun?" Jungkook jimine bakıp omuzlarını silkti "sadece kaybettiğim zamanı telafi etmeye çalışıyorum"

Taehyung olası bir kavgayı engellemek adına hemen ayağa kalktı ve abinin yanağını öptü.

"O zaman izninizle biz çıkalım hadi Jungkook Hyung" Jungkooka Hyung derken Jungkook başıyla usulca onayladı onu ardından beraber dışarı çıktılar.

Arabaya bindikleri zaman Taehyung kemerini takmadığı için Jungkook bunu fark edip ona bir şey söylemeden eğilerek onun için taktı.

Bilerek yapıyor diye düşündü küçük olan. Bilerek dibime kadar girip o güzel kokusunun burnuma dolmasını sağlıyor diye düşündü. Haksız da sayılmazdı.

Jungkook keyifle arabayı çalıştırıp tekele sürdü en yakın tekele gelince koli koli bira almıştı o işleri hallederken Taehyungdan kenarda beklemesini istemişti.

Taehyung kenarda onun kolileri taşımasını izlerken karnına sarılan el ve burnuna doluşan kokuyla gözleri doldu. Vücudu korkuyla kasılmıştı tam o anda Jungkookun gözleri Taehyungu buldu Jungkook sehuna afallamış şekilde bakarken ellerine kaydı bakışları içini tarifi imkansız bir sinir kapladı.

Ancak Jungkooku daha da afallatacak bir şey oldu sarı saçlı bir adam Sehunun saçlarından tutup onu kendine doğru çekti herkes afallayarak sarışın adam çevirdi bakışlarını.

"Jackson!" Taehyung kurtarıcısı olan adama bakarken Jackson ona gülümsedi.

"Güzellik ben de şu işi halledip sana uğramayı düşünüyordum hiç arayıp sormadın alındım yani" o konuşurken sehun kurtulmaya çalışıyordu. 

"Neler oluyor burada?" Jungkook sakin adımlarla yanlarına vardı.

"Ah diğer orospu çocuğu sana da merhaba" Jackson konuşunca Jungkook onun üzerine atılacaktı ki Taehyung onu tuttu "Jungkook dur Jackson benim hayatımı kurtaran kişi"

Jackson gülümsedi ardından yüzü düz bir hali alırken konuştu tekrardan "siz iki piç de bu çocuğun hayatını karartan ibnelersiniz özellikle sehun" çocuğun saçını biraz daha çekiştirdi.

"Taehyungun yürüyemediği 2 ayın on mislini geri dönüş olarak alacaksın" Taehyung dolan gözleri ile idolü olan adama baktı Jungkook orta da dönenleri anlayınca ufak bir küfür mırıldandı.

"Taehyung gelmek ister misin benimle?"
Taehyung tereddütle baktı intikam istiyordu değil mi o? Şimdi alabilirdi intikamını.

"Geliyorum" Jungkook kaşlarını çatarak araya girdi hemen "hiç bir yere gelmiyor o" Taehyung oflayarak ona döndü "ne var Jungkook Hyung niye gidemiyorum?" Sitemle konuşunca Jungkook göz devirdi.

"Sen gidersen benim de gelmem gerekiyor seninle beraber bensiz bir yere gidemezsin sen?"

Jackson kafasını iki yana salladı onaylamazcasına "çocuk gibisin iyi sen de gel kısa sürer zaten" Jungkook biraları götürmesi için birisini tutarken Jackson kurtulmaya çalışan sehunu bagaja tıkmıştı. 

Ardından üçü de arabaya yerleşti Taehyung arkaya oturmayı seçmişti. Yarım saatlik yolun sonunda bir dağ evine gelmişlerdi.

Jackson direk inip ilerlerken adamları bagaja gitmişti Taehyung ve Jungkook da jacksonı takip etmişlerdi.

Viernes // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin