trouvaille.

5.7K 883 496
                                    

jisung:
minho, nasılsın?
iki gün oldu konuşmayalı

minho:
iyiyim jisung, sen?

jisung:
iyiymişim

minho:
iki gündür ağlamadım.
ve iki gündür yazmadın.
ağlamadığımda gidecek misin yani?

jisung:
minho ben hiç gitmedim ki senden.
üç yıldır her anımda benimlesin,
üç yıldır olabildiğince seninleyim.
ağladığında ya da ağlamadığında yine seninle olacağım.
lütfen beni onlarla karıştırma.

minho:
çok özür dilerim gerçekten.
kırıldın mı, kırdım mı seni?

jisung:
minho beni seninle ilgili kırabilecek tek şey ağlaman.
bu güzel kalbinle beni değil, kimseyi kıramazsın sen.
tabii ki kırılmadım.

minho:
sevindim, kırılma

jisung:
neler yaptın bugün?
nasıl geçti günün?

minho:
oldukça sıradan
derslere girdim ve yine müzik dinledim
eve geçince de kitap okudum biraz
öyleydi yani genel olarak, senin?

jisung:
çok güzeldi benim günüm.
seni izledim hep uzaktan.
biliyorsun telafi sınavları vardı,
seni gördüm sınava girmeden önce.
çok iyi geldi

minho:
inanmıyorum sınavları unutmuşum!
nasıl geçti sınavın, zorlandın mı?

jisung:
hayır, çok güzel geçti sınavım

minho:
çok sevindim!!
iyi bir not alırsın umarım.

jisung:
sevindin mi gerçekten?

minho:
sevindim gerçekten, neden ki?

jisung:
iyi bir not alıp almamam bu noktadan sonra umrumda değil inan bana
sen sevindiysen eğer hiçbir not bana bu hissi tekrardan hissettiremez

minho:
hey, deme öyle!
iyi bir not alman tabii ki önemli

jisung:
minho, biliyor musun?
senin sayende hayatın içinde bir aşk buldum.
tesadüfen tanıdım seni,
fakat en büyük şansımsın.
(Görüldü, 22.53)

jisung:
trouvaille diye kayıtlısın bende.
(İletildi, 22.54)

jisung:
şans eseri, tesadüfen çok güzel bir şey keşfetmek anlamına gelirmiş fransızca da.
(İletildi, 22.55)

jisung:
ve sen minho,
o kadar güzelsin ki başlı başına bir şanssın.
hayatımda trouvaille diyebileceğim tek kişi sensin.
(İletildi, 22.56)

jisung:
tesadüfen seni keşfettim,
ve artık benimlesin bal.
(İletildi, 22.57)
(Görüldü, 03.46)

toska, minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin