toska, minsung

belki.

minho:
günaydınn!!

jisung:
günaydın bebeğim!

minho:
jisung inanamıyorum,
uzun zaman sonra ilk defa bu kadar erken uyuyabildim.

jisung:
kaçta uyudun?

minho:
on iki buçukta uyumayı denedim fakat olmadı ilk başta.
fakat sana söz verdiğim için kalkmadım yataktan.
iki gibi uyudum,
bu sefer seninle bir hayal kurdum.

jisung:
psrdon

minho:
evett!!
birlikte bol kazak giymiştik,
yağmurda müzik dinleyerek yürüyorduk.
çok mutluydum.

jisung:
iyi de bu hayal değil ki minho.
bunları zaten gerçekleştireceğiz.
zaten benimle ilgili bir hayal kurduysan bu hayal değildir.
eninde sonunda gerçekleşir onlar.
fakat benim içinde bulunduğum bir hayalin olduysa eğer bu gerçekten beni çok mutlu eder.
minho, ağlayacak gibiyim.

minho:
ne? ağlama sakın hayır.
benim yüzümden mi ağlıyorsun?

jisung:
hayır hayır,
sadece kalbim sıkışıyor.
senin ağzından çıkan her söz,
ya da yazdığın her cümle tahmin edemeyeceğin kadar büyük bir etkiye sahip benim üzerimde.
çok teşekkür ederim.

minho:
neden teşekkür ediyorsun?

jisung:
varolduğun için.
iyi ki varsın minho, hep ol.
(Görüldü, 10.18)

jisung:
zil çaldı bebeğim,
dersine koş.

minho:
jisung.

jisung:
söyle minho'm.

minho:
belki.

jisung:
ne belki?

minho:
belki bir gün o istediğin masallardan okurum.
(Görüldü, 10.20)

minho:
iyi dersler!!
(Görüldü, 10.20)