toska, minsung

kazak.

jisung:
minho,
yağmur yağıyor

minho:
jisung,
çok güzel

jisung:
yapmak istediğin bir şey var mı?
benimki de soru mu?
tabii ki var

minho:
söylemiştim zaten geçen gün.
hâlâ yapmak istiyorum fakat çekiniyorum

jisung:
minho,
bol kazağın var mı?

minho:
var tabii ki, kahverengi hem de!!
çok güzel biliyor musun?

jisung:
öyle,
fakat güzel olan kazak değil minho.
güzel olan sensin,
en kötü kazaklar bile sende güzel duruyor.
(Görüldü, 17.32)

jisung:
şimdi o kahverengi kazağını giyer misin lütfen?
hadi benim için.

minho:
tabii bekle hemen giyip geliyorum

jisung:
bekliyorum bebeğim, bekliyorum
(Görüldü, 17.34)

minho:
geldim!!
(Görüldü, 17.36)

jisung:
giydin değil mi?

minho:
evett

jisung:
güzel,
şimdi kulaklığını al ve telefonuna tak.

minho:
taktım

jisung:
şimdi ayakkabılarını giy ve dışarı çık.

minho:
jisung

jisung:
minho, insanlar sana bakmayacak.
yemin ederim.
(Görüldü, 17.40)

jisung:
söz veriyorum minho,
sen rahatça istediğin şeyi gerçekleştirirken kimse seninle alay etmeyecek.

minho:
söz verdin, bakmayacaklar
çıkıyorum

jisung:
aferin bebeğim.
(Görüldü, 17.43)

minho:
jisung, mutluluktan ağlayabilirim şu an
hava çok güzel

jisung:
şimdi yazmayı bırakacağım sana,
müzik dinleyerek bol kazağınla yürü bu güzel yağmurda.
sıradan diye adlandırdığın bu güzel hayalini gerçekleştir.
(Görüldü, 17.45)

jisung:
fakat senden istediğim bir şey var,
another love dinler misin yürürken?
çünkü şarkı sana hissettiklerimi anlatıyor ciddi anlamda.

minho:
tabii ki dinlerim jisung!

jisung:
çok teşekkür ederim balım.
(Görüldü, 17.47)

minho:
jisung,
şu an tam karşımda bol kazağıyla duran kişi sen misin yoksa ben mi hayal görüyorum?
(İletildi, 18.03)