4

7.3K 511 947
                                    

Jeon jungkook

Yaklaşık 10 dakikadır uyanmıştım ve gözlerimi bir noktaya dikip öylece bekliyor herhangi bir harekette bulunmuyordum.

Kafam öylesine karışıktı ki, nereden tutsam dökülüyordu düşüncelerim. Daha adını bile sormayı akıl edemeyen aklım, onun ile sevişmeye gelince kucağında sürtünüyordu.

Kimdi?

Neden beni seçmişti?

Beni nasıl tanıyordu?

Ve en önemlisi;

Burada güvenlimiydim?

Kafamdaki düşünceleri kenara atarak üzerimdeki pikeyi kaldırdım ve duvar tarafına doğru döndüm.

Siktir!

Tam karşımdaki kanepede oturan, tassaklı beyefendiyi görünce ağzım açık kaldı. Ne zamandır burdaydı ve neredeyse 15 dakikadır uyanık olmama rağmen nasıl farketmemiştim.

Hem, neden beni izliyordu.

Onu görünce dün gece aklıma geliyordu ve ister istemez utanıyorum. Karşımda durmuş beni izlerken ne düşünüyordu?

"Ağzını kapa" yumuşak sesi ile ağzım kendiliğinden kapanmıştı. " Ne işin var burada" sorduğum soru üzerine vücudumu ona doğru birazdaha çevirdim. "Benim evim" demesinin üzerine bir şey diyememiştim çünkü haklıydı.

Oturduğu kanepede  bacaklarını açarak kendine daha rahat bir ortam hazırladı. "Dün konuşamadık pek, o yüzden geldim." Tuhaf bir şekilde yüzüne baktım. Bunun için sabahın köründe gelip beni izlemesi gerekmiyordu. "Merak etme yemem seni"

"Dün pek konuşamadık değil, konuşmadın" dememin ardından kare gülüşü ile gözlerimin içine baktı. "Adımı dahi bilmek istemeyen birine,  cevap vermek istemedim diyelim." Hiç düşünmeden cevap verdim. " istememek değil, sadece daha fazla merak ettiğim şeyler vardı" Elim ile yüzümü temizlemeye başladım. Karşısında gözlerim çapaklı bir şekilde durmak istemiyordum.

"Peki, merak ettiğin şeyleri söyle" duruşunu düzeltti ve elini çenesinin altına koyarak beni pür dikkat dinlemeye başladı. "Adın ne" dememin ardından tekrar gülümsedi ve gülümsemesini kesmeden cevap verdi. " Taehyung, kim taehyung" demesinin ardından isminin ona ne kadar yakıştığını düşündüm. Asil duruyordu.

Hiç ara vermeden sorularıma devam ettim. " Peki burada güvende olacakmıyım, yani o tefeciler tekrardan beni bulabilir mi?" Tekrardan eski pozisyonuna dönerek konuşmaya başladı. " Onların parasını verdim, neden tekrar seni rahatsız etsinler ki"

"Daha seninle 50 kez yatmadım ve herhangi bir anlaşma imzalamadık neden parayı hemen ödedin" pardon 49 kez olacaktı çünkü dün akşam biri gitmişti. Yanaklarımın kızardığını hissediyordum ama onun farketmesini tabiki istemiyordum.

"Jeon, benim sözüm anlaşmadır. Ben istemedigim sürece hiçbir şey olmaz. Ben istemediğim sürece hiçbir yere gidemezsin" bu kez gülümsemedi gayet ciddiydi ve eğer bu söylediklerini yaparsa ki yapacağa benziyordu, o zaman başım dertte demekti.

Izin alarak dışarı çıkmama veya arkadaşım ile görüşmeye karışacağını düşünmüyordum ama tek başıma da izin vereceğini hiç sanmıyordum.

Şu an oldukça gergin görünüyorken ona dün sorduğum soruları sormayacaktım tabi ki, en azından şimdilik.

Ayağa kalkıp gideceği sırada hemen söze atlayıp son olmayacak bir istekte bulundum. "bir şey isteyebilir miyim? " dememin ardından bana dönmüştü ve kafasını sallayarak onaylamıştı." Buraya gelirken telefonumu getirmeme izin vermediler rica etsem bana bir telofon verebilirmisiniz arkadaşımı aramam gerek" bu uzun cümlemi dikkatlice dinlemiş en son kafasını sallayarak onaylayıp dışarı çıkmıştı. İki yüz verdik diye iyice havalanmıştı. İyi ki kibar dedim hemen kaba olmak zorundamıydı yani.

Error•Taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin