Çağrı
Hayat inanılmaz garipti. Hayatıma Zeyno gibi bir kızın gireceğini söyleseler inanmazdım. Karşımızdaki bankta oturmuşlardı. Sinan kafasını Zeyno'nun dizlerine koymuştu. Aramızda çok fazla mesafe vardı ve ben ne konuştuklarını duyamıyordum. Mavi yanımıza geldi. Üzerinde okulun üniforması vardı. Gülümsedim. Arkadaşımı özlemiştim.
" Kızı gözlerinle yedin. Bakma artık. " dedi Mavi. Arap benim Zeyno'ya baktığımı görmüş olmalı ki kafasını kaldırıp bağırdı.
" Dön lan önüne sincap! " dedi ve Zeyno güldü. Çok güzel güldüğünü söylemiş miydim? Söylediysem de tekrar ediyorum çok güzel gülüyor.
" Ben önüme bakıyorum zaten. Manzara çok güzel. " dedim Zeyno'ya bakarak. Mavi ikimiz arasında bakışlarını gezdirdi. Güldü ve yanımıza oturdu. Ege güldü.
" Ben diyorum ki Mavi'nin dönüşünü kutlamak için bir parti yapalım. Benim evde. Havuza da gireriz. " dedi sonra da.
" Hatta Zeyno'ları da davet edelim. " dedi Mavi. O sırada ders zili çaldı. Ayaklanıp sınıfa gittik. İlk ders matematikti. Sayısalcı olmadığım için matematik dersleri işkence seansı gibi geçiyordu. Ondan sonra da bir ders edebiyat vardı. Kitap okumayı ve edebiyat dersini severim ama hocayı sevmiyorum. Allah'tan bu gün tek saatti ve kitap okumaya ayırıyordu bu dersi.
*
İşkence seansı pardon matematik dersi bittikten sonra Zeyno ve Mavi birlikte kütüphaneye gittiler. Bende gitmiştim çünkü Cemre de oraya gidiyordu. Şimdi de Cemre Mavi'ye, Zeyno hem Mavi'ye hem Cemre'ye, bende Zeyno'ya bakıyordum. Mavi ile kitap bakıyorlardı. Mavi 2. dersi kitap okumaya ayırdığımızı bilmiyordu tabii. Okuması için kitap alacaklar. Birden bana baktı. Bende arkamı dönerek elimdeki kitabı yerine koydum. Az daha yakalanıyorduk.
Bana Cemre'yi izlememi söyledi ama ben Cemre yerine onu izliyordum. Ne yapabilirim? O da bu kadar güzel olmasaydı. Tekrar ona döndüm. Hala bana bakıyordu. El salladım ona. Gözleriyle Cemre'yi işaret etti. Başımı onaylar anlamda salladım ve elime bir kitap aldım. Cemre Mavi'ye bakmaktan beni farketmiyordu. Kızı kesecek gibi bakıyor lan. Ben korkuyorum. Zeyno tekrar bana baktı. Onu yanıma çağırdım. Mavi'yle konuştu sonra yanıma geldi.
" Ne oldu? "
" Zeyno, ben çok korkuyorum. Mavi'yi kesecek gibi bakıyor bu lan. Bizde güme gitmeyelim. Ben ölmek için daha çok gencim. Ölmeden önce yapılacaklar listemi yarılamadım bile. " dedim. Bana ciddi misin sen, der gibi baktı.
" Çağrı, salaklaşma. " dedi hafifçe gülerek.
" Sonraki tenefüs çatıda seni bekliyorum. " dedim. Artık içimdekileri söylemenin zamanıydı. Ben onu seviyorum. Neden içimde tutayım?
" Pekala. " dedi ve Mavi'nin yanına gitti. Derin bir iç çektim.
*
Zeyno
Çatıya çıktığımda burası fazlasıyla serindi. Vefa'nın öldüğü yerdi. Gözlerim dolduğunda gözlerimi sildim. Hayır ağlamıyorum. Vefa bunu istemezdi. Çağrı yanıma geldi.
" Kötü hissetme kendini. İstersen inelim. Ben herkesten uzak konuşmak için... "
" İyiyim Çağrı. Sorun yok. " dedim. Gülümsedi. Elimi tuttu. Onun sıcak teni benim soğuk tenime değdiğinde aramızda bir elektriklenme oldu. Buna rağmen ikimizde elimizi çekmedik. Göz bebekleri kocaman olmuştu. Bu da gözlerini olduğundan koyu gösteriyordu. Kalbim çok hızlı atıyor. Bana yaklaştı ve beni öptü. Kuş tüyü gibi hafifti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartbreaks And Spaces · ZeyÇağ
Fanfiction" Siz, ikinizde aptalsınız! Birbirinizden hoşlandığınızı anlayamayacak kadar hemde! " Zeyno Sarı x Çağrı Koçak