0.4

590 32 2
                                    

Zeyno

Hepsi fazlasıyla eğleniyordu. Ali Mavi'den hoşlanmaya mı başladı? Birinin bana su sıçratmasıyla yerimden kalktım. Çağrı'ydı ve gülüyordu. Bende gülmeye başladım. Çok tatlıydı şuan.

" Sana meydan okuyorum. Beni bu havuza atarsan 1 hafta boyunca ne istersen yaparım. " dedi. Güldüm.

" İki hafta yapalım biz onu, iki. " dedim. Kollarını iki yana açtı.

" Olur, Anlaştık. Hatta istersen süreyi bir ömüre çıkarabiliriz. " dedi. O bana mı yürüyor? Geri gidip havuza yaklaştı. Ona ilerleyip havuza ittim onu ama beni belimden tuttuğu için birlikte havuza düştük. Birlikte yüzeye çıktık. Birbirimize fazla yakındık. Onu sevmemem gerekiyordu. Buna rağmen onu sevmeye başlamıştım. Çağrı'yı kendimden uzaklaştırdım. Havuzdan çıktığımda Ege yanıma geldi. Bir o eksikti zaten. O da geldi tamam oldu.

" Tehlikeli sularda yüzüyorsun... " dedi. Yine aptal aptal konuşacaktı.

" Neden Ege? Ya da sana ne Ege? Neyin doğru neyin yanlış olduğunu seçebilecek yaştayım. " dedim.

" Ya Çağrı'dan bahsediyoruz. Herif şuursuz. Ondan dost olur ancak sana. " dediğinde güldüm.

" Ondan bana dost olur mu, olmaz mı, bilemem ama senden bana ne sevgili olur ne de arkadaş. Çağrı senin aksine bir kere bile kötülemedi seni bana. Seninde gerçek yüzünü gördük. " dedim ve içeriye girdim. Kendime su doldurdum. Suyu içerken Çağrı geldi. Dışarıya baktı.

" İyi misin? Canını sıkacak bir şey mi yaptı Ege? " diye sordu.

" Saçmaladı. Sorun yok. " dedim gülümseyerek. Gülümsedi. Şimdi fark etmiştim de onu havuza attığımda üzerinde olan kolsuz sweat üzerinde yoktu. Gözlerimi vücudundan çektim.

" Dur tahmin edeyim. Beni kötüleyecek şeyler söyledi. " dedi.

" O senin arkadaşın ama pekte öyle davranmıyor. " dedim. Bahçeye Cemre'nin girdiğini gördüm.

" Cemre'yi çağırdınız mı? " diye sordum.

" Hayır. " dedi. Sonra arkasına baktı. Cemre'yi gördü.

" İşte birazdan burası patlayacak. " dedim alayla. Cemre ve Mavi'nin yan yana olması benzin dolu bir kutuya çakmak fırlatılması gibiydi. Oraya ilerleyeceğim zaman beni bileğimden tutup kendine çevirdi.

" Benden hoşlanıyor musun? " diye sordu. Gülümsedim.

" Belki birazcık. " dedim. Elimle de işaret ve baş parmağımı birbirine yaklaştırarak. Sırıttım. O da sırıtıp dudağımın kenarını öptü ve evden çıkmak için bana arkasını döndü. Kalbim çok hızlı atıyordu. Belindeki ufak yara izi dikkatimi çekti. İnce ve kısa, beyaz bir çizgi belindeydi.

" Beline ne oldu? " diye sordum. Bana döndü. Gözlerimiz buluştu ve kalbimin ritmi düzensizce atmaya başladı yine.

" Çocukken olmuş. Ben 3 yaşındayken trafik kazası geçirmişiz. Araba tırın altına girmiş. Bazen kendimin çok şanslı olduğunu düşünmüyor değilim. " dedi. Şanslıydı. Ölebilirdi ve biz hiç tanışmayabilirdik. Daha fazla içeride durmayıp birlikte evden çıktık. Tüm gözler bize döndü. Cemre alayla güldü.

" Çifte kumrularımız da gelmiş. Bizde sizi bekliyorduk. " dedi ve bizim oturmamızı işaret etti. Bu kızı ilk gördüğümde de sevememiştim. Ali ile pek alakası yoktu. Tabii biraz etkisi vardı ama Cemre ile yıldızlarımız asla barışmamıştı. Onu gördüğüm her an başıma ağrı giriyordu. Elimi kaldırıp hafifçe şakağımı ovdum. Çağrı ile yerimize geçtik.

Heartbreaks And Spaces · ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin