ERTESİ GÜN
ANKARA
PANSİYON.....................................................................................................................İÇ/GÜNDÜZ
Muhammet Cihan salona geçerek ''Anne-baba hazırsanız artık çıkalım''
Fatma: Biz hazırız çıkalım oğlum deyip evden çıktılar
...
ZEYNEP'İN EVİ/SALON....................................................................................................İÇ/GÜNDÜZ
Zeynep: Anne her şey eksiksiz hazır değil mi?
Zeynep'in Annesi: Gördüğün gibi hazır şöyle otur da konuşalım bir
Zeynep: Tabii anneciğim konuşalım deyip yanına oturdu
Zeynep'in Annesi: Düğün için bu kadar acele etmeseniz mi?
Zeynep: Anne bir yıldır nişanlıyız ve biz birbirimize çok aşığız artık aynı evde yaşamak istiyoruz lütfen bugün düğün için gün alacağız
Zeynep'in Annesi: Peki kızım, siz nasıl isterseniz öyle yapın deyip kızına sarıldı
...
ANGST CAFE......................................................................................................İÇ/GÜNDÜZ
Burak: Kaldık iki kişi
Şaban Yusuf: Kendi adına konuş dostum
Burak: Peki kardeşim dedi ve Tuba kafeye girdiğinde
Tuba: Merhaba deyip yanlarına oturdu
Şaban ve Burak: Merhaba
Tuba: Ne yapıyorsunuz?
Şaban Yusuf: Gördüğün gibi Tubacığım
Burak: Bi-bi-bir şey içer misin?
Tuba gülerek ''Çok tatlı ya, belki daha sonra bir şeyler içerim.''
Şaban Yusuf: Hayırdır, seni hangi rüzgar attı buraya?
Tuba: Bir olay vardı birkaç fotoğrafladıktan son- sana ne ya bir de açıklama yapıyorum deli midir ne!
Şaban Yusuf: Üslubuna dikkat et!
Burak: Yusuf tamam kardeşim!.. Eee... Neler yapıyorsun, nasıl gidiyor?
Tuba: Yorucu ve koşuşturma içindeyim.
Burak: Kolay değil tabii bu arada... Her neyse, ben içecek bir şeyler getireyim deyip masadan kalktı
...
SEDANUR'UN EVİ/YATAK ODASI........................................................................................................İÇ/GÜNDÜZ
Sedanur: Yeter artık bana böyle davranma
Murat: Nasıl davranmamı istersin, ne zaman söyleyecektin, ah pardon söylemeyecektin değil mi? Sessiz sedasız aldıracaktın biz neden evlendik ki.
Sedanur: Bilmiyordum bilseydim söylemezmiydim bana bunu yapma bize bunu yapma
Murat: Bilmiyordun öyle mi?
Sedanur: Dün hastaneye gittik sen götürdün mevsimsel demedi mi arkadaşın? Beni suçlamaya hakkın yok.
Murat: Sana inanmıyorum.
Sedanur: Yalan söylemiyorum eğer bilseydim sana söylerdim eğer istemeseydim şu an bu yatakta ona bir şey olmasın diye uzanmazdım. Ayağa bile kalkmıyorum ona bir şey olmasın diye ama sen bana inanma ne de olsa doğruyu söylediğim halde yalancı konumuna getiriyorsun beni.