Hava sıcak. Alışılmamış bir sıcaklık var bugün şehirde ve zamanki gibi aşırı nemli. İngiltere kapalı havasına rağmen bugün orta güneşli ve aşırı nemli. Güneşi gören park ve bahçelere hücüm etmiş durumda. Kuş cıvıltılar, çocuk sesleri, şehrin keşmekeş sesleri, inlemeler ve bağırtılar arasında sakat bir şehirdir Londra. Hangi şehir sakat değil ki? İçerisinde alışılmamış heyecanlar ve maceralar barındıran bütün metropoller sakattır zaten.
Otobüsün camından bu sesleri hayal eden Carol, artık yerleşmesi gereken lojmanına çok yaklaşmıştı. Babasından ayrılırken buruk ama bir o kadarda gururlu ayrılmıştı. Herşeye rağmen güçlü ve metanetli olmaya çalışıyordu.Bunun ne kadar zor olduğunu tahmin bile edememişti ayrılırken. Kısa bir süre sonra Lojmana gelen Carol, kendisinden önce gelen ve eşyaları indirmeye başlamış olan ekibi kontrol etmek için 3üncü katta bulunan dairesine doğru merdivenleri yorgun ve bitkin bir şekilde çıkmaya başladı. Elinde ablasından kalan ve yıllardır sakladığı özel eşyalarının bulunduğu koli ile birlikte. Ağır olmasada yılların ve hatıraların ağırlığı koliyi taşıyan Carol'u haddinden fazla gergin ve yorgun duruma düşürmüştü.
Eşyaların indirilmesi tamamlanmak üzereydi. Yatak odasına giderek işçilerin gelişi güzel bıraktığı koliler üzerine elindeki kutuyu bırakarak bulabildiği bir şeyin üzerine oturdu ve derin bir nefes aldı. Yorgun ve bitkin düşmüş bedenini bir nebze rahatlamaya çalışsada, gözlerinin önüne babası, ablası kısaca bugüne kadar geçirmiş olduğu tüm hayatı gelmiş ve film şeridi gibi geçmişti saniyeler içinde oturduğu ufak tabure üzerinde.
-Başlıyoruz. Diye içinden geçirdi ve bugüne kadar olan yorgunluğunu atabilmek için işine daha çok sarılması gerektiğini düşündü. Evet iş. Carol CID den mezun olduğundan bu yana çok fazla zorlu görevler ile sınanmış, dişli bir kadın olduğu içinde görevden uzaklaşması ve başarısız olması adına değişik görevlere katlanmak zorunda kalan, güçlü, azimli ve çalışkan bir dedektifti. Kafasının bir yanı hala yaşlı babasında olmasına rağmen, ablasının ölümünden sonra onun katilini ya da ölüm olayının çözülmesi için içten içe yemin etmiş, kapanan dosyasının nasıl tekrar açılacağı yada açtıracağı ile ilgili de planlar yapmaya zihninin içinde devam ediyordu.
İşçiler evi taşımayı bitirdiklerini söylediklerinde üstün körü tüm eşyalarını kontrol etti. Zaten öyle ahım şahım da eşyası yoktu. Eski koliler, bir kaç sandalye, bir koltuk, bir masa ve yatması için gerekli olan ikinci el bir yatak. Her daim yalnız olarak yaşayan Carol, ilk defa kendini bu kadar yalnız hissediyordu. O kadar boşluk içinde kaldı ki işçiler gittikten sonra kendini toparlamak ve biraz yiyecek bişey almak için hışımla evden çıkarak sokağa indi.
Beşyüz metre ileride bir market olduğunu apartman görevlisinden öğrenerek oraya doğru yürümeye başladı. Henüz görev aracı ve kendine ait bir aracı olmadığı için yürüyerek gitmek zorunda idi. Yolda yürürken kafası önde düşünceli halde idi. Sıcak havada sokağın en gölge tarafından yürümeyi tercih etmişti. Zaten Carol güneşi de hiç sevmezdi. Beyaz teni ve yaşam tarzı olarak geceleri daha çok görev yapması sebebi ile aydınlık onun için çok alışılmış bir durum değildi. Yaşamsal olarak da ablasını kaybettiğinden beri iç dünyasında da aydınlık görmeyen Carol, yavaş ve düşünceli adımlarla yolda yürümeye devam etti. Yanından insanlar geçiyor ama Carol tepkisiz bir şekilde yürümesine devam ediyordu. Buralarda ufak kasabalar olduğundan genelde yabancılar hemen seçilebilirdi. Kim bu yabancı bakışları altında yürümesine devam etti.
Markete ulaştığında 30 pound vererek bir kaç gün yetecek kadar süt, ekmek ve benzeri şeyler alarak marketten çıktı. Geri dönüş yolculuğunu bir an önce bitirmek istiyordu. Yorgun ve bitkin durumda idi. Uzun bir yoldan gelmiş ve hatıraların ağırlığı ile yoğrulmuştu. Biraz ağrısının olduğunu hissetti ve kafasını kaldırdığında yolun karşısında Narissa'nın eczanesini fark etti. Kader Carol ve Narissayı bir araya getirmek için ağlarını şiddetli, hızlı ve sinsice örüyordu. Yolun karşısına geçmek için dikkatlice karşı kaldırma doğru hareketlendi Carol. Eczaneden içeri girdi ve orada hayatının bundan sonrasını meşgul edecek olan suça ve kana susamış olan yakışıklı bir o kadar da kibar Eric ile karşılaştı.
-Merhaba,
-Merhaba bayan. Nasıl yardımcı olabilirim?
- Bir ağrı kesiciye ihtiyacım var. Ama en etkilisinden olsun.
Londrada aşırı bir ağrı kesici bağımlılığı bulunmaktaydı. Eric bunu kendisininde içinde bulunduğu durumdan dolayı çok iyi bildiğinden dolayı Carol için olan ağrı kesicinin en iyisini zaten hemen kafasında belirlemişti. İngiltere yaklaşıl olarak 200 bin ağrı kesici bağımlısını içinde bulunduran garip, nemli ve acımasız bir şehirdi.
-Tam size gore bir ürünümüz bulunmakta efendim. Fakat bunu alabilmeniz için doktorunuzun onay vermesi gerekmekte.
- Maalesef şu anda doktoruma ulaşamam. Henüz bu bölgeye yeni taşındım.
-Bir dakika belki bayan Narissa size özel bir durum oluşturabilir.
- Bayan Narissa ?
- Ne var Eric ! ...
Bayan Narissa son olan evrak ve ürün kayıplarından hala tedirgin olduğundan dolayı Eric'e biraz sinirli ve hala dolabın anahtarlarını cebinde taşımaktaydı.
- Bayan Narissa. Hanımefendi bölgemize yeni taşınmış ve bir ağrı kesiciye ihtiyacı bulunmakta. Doktoruna ulaşamıyor. Hanımefendi en güçlü ağrı kesicimizi istedi ona Fentanil mi versek acaba ?
Fentanil, 2 Mg mı bile morfinden 100 kat güçlü bir ağrı kesiciydi. Eric, eczacılık fakültesinde öğrendiği bu bilgiler ile ilaç seçiminde Narissa için en iyi kalfalardan biri idi. Fakat Narissa,
- Saçmalama Eric. O hem çok tehlikeli ve çok ağır bir ağrı kesicidir. Hem asla onu reçetesiz veremeyiz. Sen normal bir ağrı kesiciyi hanımefendiye ver ve doktor onayını ilk fırsatta gerimesini rica et.
Carol çok da uzamasını istemediği konuşmanın ve zaten yorgun oması sebebi ile en hızlı ilacı alarak ödemesini yaptı ve eczaneden uzaklaştı. Eczaneden çıkmasının ardından Narissa, Eric ile ciddi bir konuşma yaparak bu ilaçların bir daha kimseye önerilmemesi konusunda kendisini tekrar tekrar uyardı. İlaçların yasal olmayan yollar ile temin edilmesi ve genç yaşta sokaklarda uyuşurucu olarak kullanılması zaten bilinen bir durumdu.
Carol eve dönerek kendine yiyecek bir takım şeyler hazırladı ve hızlıca yemeğini yiyerek yatağını bile hazırlamadan ilacın da etkisi ile direk derin bir uykuya daldı. Bu arada Eric, mesaisini tamamlamış ve uyuşturucu bağımlısı olduğu Carol için dükkanı kapattıktan sonra elleri cebinde şizofrenik düşünceleri ve hırsları ile izbe evine doğru yola düştü.
Fırtına öncesi sessizlik, bağıra bağıra bu sefer gelmekteydi .Kana susayan Eric, son zamanlarda düzleme ve sessiz kalma eğiliminde olsa da karşısında duran sert, güçlü ve vahşi kadını hemen hissetmişti. Bu kadını takip etmeli ve en kısa zamanda ona işkencelerini uygulamalıydı.
Fırtana, bağıra bağıra ama çok derinden gelmekte idi. Carol herseyden habersiz, Eric ise plancıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil
TerrorEric ve Brook'un imkansız aşklarının yanında , Eric'in şizofren serzenişlerini anlatan bir garip gerilim...