Phonak - Bölüm 3

13 1 3
                                    

Bölüm 2 :
Spor Salonundan kaçış ve Phonak sorunsalı.

Eric, spor salonuna girmesinin ardından 20 dakika geçmesine rağmen ilacın dozunu çok da doğru ayarlayamadığı için hala Jason ayılamamıştı. Bir karışım daha ayarlamak zorunda kaldı yanında getirdiği ilaçlardan. Kan akışını hızlandırmak ve onu daha da çabuk ayıltmak istedi. Fakat bunu bir türlü başaramıyordu. Jason aşırı kan kaybetmesine bağlı olarak  panik düzeyi daha artmış ve kalbinin aniden durması kaçınılmazdı. 

Yanında getirdiği neşterlerden birini alarak Jason'un karının alt bölümüne bir paramedian kesi yaptı. Karnın alt yada üst bölgesine yapılan ameliyatlarda hemen hemen en çok kullanılan yöntemdir bu. Aldığı anotomi derslerinin faydasını görmeye başlamıştı. Bu konuda da Eric gerçekten gün geçtikçe ustalaşmaya başlamıştı. Kesikleri daha düz ve pürüzsüz atmaya gayret ediyordu. Jason'nun sağ karın boşluğuna açtığı kesikten elini sokmaya çalıştı. Atmış olduğu bu kesik 4 yada 5 santim civarında olduğundan Eric istediği hamleyi tam olarak  yapamamıştı. Kesiği elleri ve neşteri yardımı ile biraz daha genişletti. 

Panik olmuştu.

 Kesikten feragat ederek kendi uzmanlığına yakışmayan bir şekilde onu genişletti ve bu yanlış seçiminin kurbanı olacaktı ileriki günlerde. Bu onda bir gerginlik yarattı ve ani haraketlerle Jason'na öldürücü hamlesini yaptı. Karaciğerine ulaşarak onu yerinden çıkardı. Jason'unun çantasının içine onun karaciğerini koyarak yanında getirdiği numune torbalarından birine de serçe parmağını kesip koydu. Ani ve hızlı haraketlerle bodrum katındaki soyunma odasının camından otopark'a geçti. Soyunma odası penceresinden geçmesi gayet rahat olmuştu. Eric çok iri yapılı bir genç değildi ve bu işi de çok kolay hallederek otoparka ışık hızı ile geçişini tamamladı.

Otopark'ın merdivenlerinden hızlı bir şekilde yukarıya doğru çıkmaya başladığında ellerinde ve üzerinde kan olduğunu aniden fark etti. Aslında önceki tecrübelerinde bile bu kadar aceleci davranmamış, hatta daha dikkatli bir şekilde olay yerini terketmişti. Temizlenmeden çok hızlı bir şekilde ordan ayrılmış olması bir anda onun kafasının içinde ciddi ve sert bir ağrıya sebep oldu. Tekrar geri dönerek üzerini ve ellerini mümkün olduğu kadar temizleyerek tekrar geçtiği yollardan adım adım ve dikkatli bir şekilde tuttuğu ve dokunduğu her noktayı hesap edebildiği kadar  temizlemek sureti ile otoparktan kaçarak gözden uzaklaştı. 

Ertesi sabah soyunma odasına giremeyen öğrenciler, yönetim vasıtası ile kapıyı açtırdıklarında dehşetle burun buruna geldiler. Yönetim cinayet büroya haber verdiğinde büro, müfettiş Carol Donebie'yi göreve atama kararı aldı. Merkezde sevilmeyen kadın ilan edilen Carol, güçlü ve azimli bir dedektifti.  Çene hatları sert, altın sarısı omuzunda saçları, kibar ve zarif vücut ölçüleri ile güzel fakat her yalnız kadın gibi kendi prensipleri ve koruma düzeni olan bir kadındı.

Bu yüzden de merkezdeki erkekler onun ile iyi geçinemediklerinden Carol, merkezin asi ve sevilmeyen kadını ilan edilmişti. Carol, ingilterenin kuzey doğusundan Gateshead şehrinden tayin edilmişti. Oradaki görevini de çok sevmesine rağmen Londrada suç oranlarının artması ve detektif ihtiyacının çok fazla olması sebebi ile Suç Araştırma Birimi (CID) den ataması yapılmıştı. Aslında ailesinden çok da ayrılmak istemeyen Carol, kariyeri ve birazda doğasındaki yalnız kalma isteği ile görevi kabul etmişti.

Phonak, Narissadan aldığı belgeler üzerinde çalışmalarına süratle devam ediyordu. Çıkışı olan ilaçların, bazılarının girişi olmadığını, bazı ilaçların ise daha önceden satılmış olmasına rağmen raflarda yani stoklarında bulunduğunu fark etti. Bu aslında çok basitçe yapılmış bir oyundu. Basit olduğu ve gözlerinin önünde olduğu için bunu fark edememişlerdi. Narissa ile durumu görüşmek üzere hemen telefona sarıldı.

- Alo Narissa. Merhaba ben Phonak.
- Merhaba Phonak. 
- Sana iyi haberlerim var ama çok da iyi değil zannedersem.
- Seni dinliyorum.
- Şubat ayının 22 sinde stoklarından satış yaptığınız, müşteriniz olan hastanız "Brain Volkick" için verilen 3 doz ilacın hala raflarınızda olup olmadığını teyit eder misin lütfen? Normalde bu ilaç Ocak 11 de yani ortalama bir ay önce deponuza girmiş ve 22 sinde satışı olmuş. Bu tarihten sonra bu ilaçtan başka talebiniz yok. Doğal olarak elinizde bu ilaçtan olmaması lazım.

Narissa ve Phonak arasında geçen bu konuşmada, Phonak'ın söylediklerinden sonra kısa bir sessizlik olur. Narissa derin bir düşünceye dalar. Fakat hemen kendisini toparlaması gerektiğini farkederek, 

- Phonak bunu kontrol etmem lazım biraz zaman alabilir. 
- Peki Narissa. Birde senden rica etsem "ethylmorphine" içeriğine sahip kaç kutu ilacın var bunu da teyit edebilir miyiz? Bir sonraki görüşmemizde bunların tam sayıları gerekecek.
-Tabi ama "ethylmorphine" çok tehlikeli. Bunu zaten biz en az 3 hekim onayından sonra verebiliyoruz ve uygulaması sadece hekim tarafından yapılabilir bu tür ilaçların...
-Tam olarak anlayamadım ama Narissa bu işte bir iş var çözeceğiz... İki gün sonra tekrar görüşelim.
-Tamam Phonak. 

Phonak telefonu kapatır ve tüm defterleri kilitli kasasına koyarak evin yolunu tutar. Narissa ise Londra'da eczanesinde kepenkleri kapatarak, karanlık bir şekilde yönetim odasında çöke kalmıştı. Ağır bir travmanın eşiğinde idi. Kafasının içinde dolaşan derin ama anlamlı sorular vardı. Bazı soruları mantıklı bulsada işin içinden çıkamıyordu. En çokta kendisine eziyet ettiği nokta birine nasıl bu kadar güvenebildiği idi.

Bu arada Eric hala yaşanan olaylardan sakinleşmeye çalışmaktaydı. Fakat bir yandan Narissayı etkisiz hale getirme planlarına devam ederken hedefini Phonak üzerine çevirmek zorunda kalmıştı. Eğer Phonak oynadığı oyunu çözecek olursa zaten Eric bir daha Brooke'u göremeyecek kadar parmaklıklar arkasında kalabilirdi. 

Phonak Bölüm 2 sonu

KatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin