BREZİLYA
"Burası neresi?"FLORİDA
"Neredeyim ben böyle!!"MISIR
"Şaka mı bu?"AVUSTRALYA
"Hadi ama! Kamera şakasında falan mıyım?"BREZİLYA
Dışarıyı izleyerek evimin aynı olup bulunduğum yerin farklı olmasını hazmetmeye çalışıyordum. Nerede olduğumu bile bilmiyordum ki bu durum en son isteyeceğim şey bile olamazdı. İster istemez yavaş yavaş sinirlenmeye ve endişelenmeye başlamıştım. Yemeğimi bitirdikten sonra masadaki peçetelikten bir peçete alıp elimi sildim, peçeteyi gelişi güzel buruşturup tabağa attım. Oturduğum sandalyeyi geriye doğru iterek ayağa kalkıp salona doğru ilerledim. Koltuğun üstündeki telefonumu alıp konumumu açık hale getirdikten sonra haritaya girdim. Şu anda yapabileceğim en mantıklı şeyin konumuma bakmak olacağını düşünüyordum. Başta haritanın hata vermesini internetimin kapalı olma ihtimaline bağlasam da yukarıdaki çekmiyor işaretinin gözüme ilişmesi bardağı taşıran son damla oldu.
"Dalga mı geçiyorsun sen ya?!Aptal alet! Bu tarifeye geçerek hata yaptığımı biliyordum. Hani her yerde çekiyordunuz!"
Yaşadığım anlık sinir boşalmasından sonra telefonu tekrar koltuğa fırlatıp kolçağa oturdum. Yüzümü ellerimle sıvazlayıp derin bir nefes aldım. Kafamı kaldırıp salonu gözüm ile tararken televizyon gözüme çarpınca sabah koltuğa fırlattığım kumandaya uzandım ve televizyonu açtım. Ne kadar kanal gezsem de karıncalı ekrandan başka bir şey yoktu. İyice sinirlenmeye başlamıştım. Tam tekrardan söylenmeye başlayacaktım ki önümden sabah kafama konan kuşun geçmesiyle bütün odağım ona döndü. Yavaşça olduğum yerden kalkıp salondaki masanın sandalyesine konan kuşa doğru ilerledim. Birkaç saniye bakıştıktan sonra gagasında ki beyaz zarf gözüme takıldı. Elimi zarfa doğru uzattığım da gagasını açıp zarfın elime düşmesine izin verdi. Zarfın üstünde nereden geldiği ya da nereye gittiğine dair bir yazı yoktu. Hem biz hangi çağdayız,kuşla haber yollamak mı kaldı? Aklımdaki soruları daha sonra cevaplayabilecek birine -tabii cevaplayabilecek biri varsa- sormayı not ettikten sonra zarfı incelemeye devam ettim. Zarfın üstünde açık gri tonlarında bir mühür, mührün üstündeyse gümüş renkli üç sarmal şekli vardı. Mührü açıp içindeki kâğıdı çıkarttım ve sessiz bir şekilde okumaya başladım.
"Ne! Ha ha ha!"
Kâğıdı okuyunca sinirlerim iyice gerilmişti. Olan o ki sinirden gülmeye bile başlamıştım.
"Neresi burası Hogwarts¹ falan mı? Sen de Dumbledore'un² kuşu olmalısın! Neydi adı fe- fa- hah! Fawkes!³ Gitmem gereken yere beni cisimleyecek misin yoksa burada bir yerde uçuç tozu⁴ mu var?"
Kuş ne dediğimi kestiremiyormuş gibi bakıyordu.
"Beni anladığını düşünmem delirdiğim anlamına mı gelir?"
Elimle kendimi işaret edip, bir yabancıyla konuşuyormuş edasında bağırarak ve tane tane konuşmaya devam ettim.
"Hey! Ne- demek- istediğimi- anlıyor- musun?"
Kuşun kafasını sallaması ile neye uğradığımı şaşırmıştım.
"Hadi be oradan! Sen bana kafa mı salladın?"
Kuş tekrar kafasını sallayıp beni izlemeye devam etti. Ben hala ellerimle konuşmama göre hareketler yapıyordum.
"Yani beni sen götüreceksin?"
Kuş dediklerim dahilinde beni onaylayan hareketler yapıyordu ve ben de soru sorup konuşmaya devam ediyordum sanırım çıldırıyorum ya da öldüm çünkü olağan durumun başka açıklaması olamazdı...¹ Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu,İngiliz yazar J.K. Rowling tarafından kaleme alınan Harry Potter serisindeki cadılık ve büyücülük eğitimi veren kurgusal okuldur.
² Dumbledore, J.K. Rowling tarafından yazılmış Harry Potter serisindeki bir kurgusal karakterdir.
³ Fawkes,Albus Dumbledore'un anka kuşudur.
⁴ Harry Potter evrenindeki unumsu bir tozdur. Cadıların ve büyücülerin bir avuç dolusu tozu uçuş ağıyla bağlantılı olan şöminenin içine girip atarak gitmek istedikleri yeri açık, anlaşılır ve yüksek sesle söylemeleri gerekir.
![](https://img.wattpad.com/cover/321617845-288-k796254.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Varisler~
FantasyBirazdan okuyacağınız kitap dünyada kimsenin haberdar olmadığı bir boyutta geçmektedir. Dünyada varlığı bilinen sadece on iki boyut var ve bizler bunun sadece üçünü görebiliyoruz. Alzena ise bu boyutların aksine varlığı bile keşfedilememiş bir boyut...